Bu bir travma yaratır ve atlatması zor olur!
Bir önceki maçta 75. dakikaya kadar 3 kere öne geçmişsin, uzatmalarda 2 dakikada 2 gol yiyerek sahadan mağlup ayrılmışsın.
Hadi bu iş kazasıydı!..
Bir sonraki maçta ani bir kararla teknik direktörün görevinden el çektirilmiş. Sahaya emanet teknik direktörle çıkıyorsun. Maçta yaşadıkların bir önceki maçla aynı…
Oturup senaryo yazsanız, Galatasaray’a iki hafta üst üste aynı şeyleri yaşayarak puan kaybedecek rolü biçseniz yapımcılar senaryonuzu yırtıp atar…
Büyük takımlarımızda deplasman fobilerine pek inanmam ama hadi diyelim Rize’de deplasmandaydın, Antalyaspor karşısında evinde 3 kez öne geçtiğin maçta yine puan kaybediyorsun.
Bu iki maç, sarı kırmızılı takımda bir travma yaratır. Sahadaki ve tribündekiler için, başa baş giden maçlarda son dakikalar bitmek bilmez Yeni bir galibiyet serisi yakalayana kadar da bunu atlatamaz.
Şimdi takımın başına kim geçecek soruları soruluyor. Ben de soruyorum “kimi alabileceksiniz?” UEFA ile ciddi problemleriniz var. İsim yapmış bir hoca getirseniz sizden maddi ve manevi istekleri olur. İsim yapmamış bir teknik direktör getirseniz “O zaman Hamza Hamzaoğlu’nu neden gönderdik” soruları ile muhatap olacaksın.
Yönetim Hamza Hamzaoğlu’nu neden gönderdi ben hala tam olarak bilmiyorum. Galatasaray yönetim kurulu yaptığı bu hareket ile ciddi bir yükümlülüğe girdi.
Galataray yönetimi, önümüzdeki günlerde olumlu atılımlar yapamazsa, kendilerini zor günler bekliyor. Bu da yöneticilere futbol kulübü yönetmenin iş adamı olmakla aynı şey olmadığını hatırlatır…
Pereira bize futbolu öğretti mi?
Fenerbahçe sezon başından beri en ağır eleştiriler alan takım. Yaptığı flaş transferlerle sezona başlayan sarı lacivertliler taraftarlarının beklediği baskılı ve bol gollü maçları bir türlü taraftarlarına izlettirememişti.
Milli maçlar arasından sonra Mersin İdman Yurdu ile oynayan Fenerbahçe belki de sezonun en iyi futbolunu sergileyerek ligde en farklı galibiyetini elde etti. Hem 3-0’lık skorla kazandı hem de baskılı bir oyun oynayarak birçok gol pozisyonu üretti.
Van Persie kaleye yakın oynadı bu yüzden daha etkili gözüktü. Alper Potuk sahanın en iyilerinden biriydi. Van Persie ve Alper uyumu benim dikkatimi çeken en önemli ayrıntı. Alper Potuk çabuk ve hızlı bir oyuncu bu meziyetlerinin yanında mutlaka pas kalitesini arttırmalı. Takım arkadaşlarını neredeyse bütün paslarında zor durumda bırakıyor. Alper ile birlikte Volkan Şen de son vuruşlardaki kalitelerini artırmaları durumunda çok etkili oyuncular.
Pereira’nın sahaya çıkardığı 11 taraftarın gönlüne göreydi. Fernandao yedek, Van Persie ilk 11’de. Bunun dışında aslında yaptıkları her maç aşağı yukarı aynı. 60-70 arası Van Persie çıkıyor, Fernandao girer. Alper Potuk’un yenire Volkan Şen giriyor ve genelde De Souza yerine de, Ozan Tufan giriyor. Sonuçta bu haftanın kazananı Pereira…
Mersin İdman Yurdu karşısındaki Fenerbahçe’yi görünce, Pererira kendisinin belirttiği gibi, bize futbolu mu öğretti, yoksa o hiç değişmiyor da biz mi ona alışıyoruz bilemedim… Bunu önümüzdeki günler gösterecek Mersin İdman Yurdu bu tespit için doğru bir rakip değildi…
Beşiktaş istiyor
Beşiktaş şampiyonluğa oynayan takımlar arasında en istekli ve arzulu olanı. Medicana Sivasspor karşısında maç boyunca birçok gol pozisyonu buldu. Sürekli arıyor ve pozisyon üretiyor. Mario Gomez gününde olursa işler rahat ama Sivasspor karşısında olduğu gibi son vuruşlarında etkisiz kalırsa işler zorlaşıyor. Medicana Sivasspor karşısında tam da işlerin zora girdiği anlarda maçın hakemi Hüseyin Göçek imdada yetişti.
Beşiktaş’ın Atiba ile kazandığı penaltı net bir şekilde yanlış karar. Fakat bu pozisyonu Hüseyin Göçek açısından bir talihsizlik olarak görüyorum. Atiba’nın arkasındaki Gençlerbirliği oyuncusu ceza sahası içinde Atiba’ya çok dengesiz müdahele ediyor. Tamam düşürecek kadar temas yok ama oyun içinde böyle bir posizyonda 10 hakemin 9’u penaltı noktasını gösterirdi…
Sonuç olarak bu penaltıya fazla takılmamak gerekir. Beşiktaş maçı kazanmak için her şeyi yaptı ve 3 puanı fazlasıyla haketti. Gönül ister hiç hakem hataları olmasın ama futbolun içinde malesef böyle şeyler var. Sadece bizim futbol kültürümüzde güvensizlik tavan yaptığı için bu tarz hatalar aşırı tepki ile karşılanıyor.
Atiba Beşiktaş’a geldiği günden bu yana sırf Beşiktaş taraftarının değil tüm futbol camiasının sevgisini ve saygısını kazanmış bir futbolcu. Özellikle Şenol Güneş yönetiminde daha bir yıldızı parlamış durumda. Defansta top çalıyor, orta sahada pas trağinde faydalı işler yapıyor, yetmiyor bir de ataklarda var. Nitekim kazandırdığı penaltının dışında girdiği gol pozisyonları da mevcut. Etkili oyununun yanında sahadaki duruşu ve hiç kendini bozmadan işini yapması Beşiktaş taraftarının gönlünde taht kurmasını sağladı. Türk futbolundaki genç oyuncularımıza, hep kötüyü örnek alacağına Atiba gibi şahsiyetleri örnek almalarını tavsiye idiyorum…