Aydın Örs: Milli Takım’ı uzun yıllar Ergin Ataman çalıştırmalı
12 Dev Adam, Fenerbahçe ve Efes Pilsen’in efsane hocası Aydın Örs, geçmişte ülkemize yaşattığı başarılardan Türk basketboluna kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Örs, Milli Takım konusuna değinerek Ergin Ataman’ın uzun süre takımın başında kalmasını ve eğer görevi bırakırsa onun yerine gelecek isminde yine bir Türk olması gerektiğinin altını çizdi.
İşte Aydın Örs’ün röportajından öne çıkanlar;
– Fenerbahçe’de en son 27 Mayıs 2012’de Şube Genel Koordinatörlüğü görevinizi bıraktınız. Ondan öncesinde ise uzun bir hocalık süreciniz var. Sevenleriniz merak ediyor şu anda neler yapıyorsunuz?
Yarım sömestr Bilgi Üniversitesi’nde Spor Yöneticiliği branşında derslere girerek tecrübelerimi gençlere aktarmaya çalışıyorum. Öte yandan Türkiye Basketbol Antrenörleri Derneği yönetim kurulundayım. Genel olarak antrenör arkadaşlarla Türk basketbolunun sorunlarıyla ilgili fikir alışverişi içerisinde toplantılar düzenliyoruz.
Efes’i devirip Fenerbahçe’yi 100. yılında şampiyon yaptığınız dönem Sarı-Lacivertliler Tanjevic ile anlaştı. Bunun üzerine bir kısım taraftar kulüp binasına yürüdü. Sonrasında ise koçluk kariyerinize son verdiniz? Peki size şu anda bir teklif var mı herhangi bir kulüpten?
2007’den beri birçok kulüpten teklif aldım. Uzun yıllar antrenör olarak görev yaptım. Bu dönemde birçok başarıya ulaştım. Birçok antrenör ve oyuncunun yetişmesine katkı sağladığımı düşünüyorum. Gençlerin bu bayrağı alıp ileriye götürmesini arzu ediyorum. Kendi tercihim olarak gelen tekliflere olumlu cevap vermeyi uygun bulmadım.
– Fenerbahçe’deki görevinizden ayrıldıktan sonra eski takımınız Efes’in size herhangi bir teklifi oldu mu?
Ergin Ataman Efes’te görevde iken, Fenerbahçe’den ayrıldıktan 1 sene sonra bana sportif direktörlük teklifi yaptılar. Görev tanımını tam saptayamadıkları ve kafamdaki görev tanımına uymadığı için teşekkür ederek görevi kabul etmedim.
– Galatasaray’ın da size o dönemlerde teklif yaptığı ve sizin de kibarca reddettiğiniz iddia ediliyor?
2007’de Fenerbahçe’den ayrıldığım dönemde Ahmet Dedehayır bana bir teklifte bulundu ama ben kibarca kabul edemeyeceğimi söyledim. Nedeni de benim Fenerbahçeli olmam ve Fenerbahçe’yi çalıştırmış olmam. Benim için Fenerbahçe taraftarının yürüyüş düzenlemesi ise beni duygusal olarak çok etkiledi. Bu yüzden Galatasaray’ı çalıştırmayı doğru bulmadım ama Galatasaray gibi büyük bir kulüpten teklif aldığım için mutlu oldum.
– Basketbola hocalık dışında dönme gibi bir niyetiniz var mı? Sizi TBF başkanlığına yakıştıran birçok basketbolsever olduğu için bu soruyu soruyorum…
Daha öncede böyle bir teklif yapıldı ama ben düşünmüyorum. İki tane üst seviye basketboldan gelmiş isim Federasyon’da görev almış durumda Hidayet Türkoğlu ve Harun Erdenay, onlara bu görevlerinde güveniyorum.
– Efes ve Milli Takım’dan eski öğrenciniz Hidayet Türkoğlu NBA kariyerini noktaladı ve şimdilerde TBF’de CEO görevini yürütüyor. Eski oyuncunuzu bu görevde görünce neler hissediyorsunuz?
Öncelikle hem mutlu oldum hem de gurur duydum. Basketbolu üst seviyede yönetmeye talip olan insanların bu işin içinden gelmeleri bir şans ama bunu futbolda göremiyoruz. İnşallah bir gün onu da görürüz. Hidayet yıllar içerisinde NBA’de çok büyük tecrübeler edindi, öğrendiklerinin yarısını bile Türkiye’de uygulatabilirse Türk basketbolunun önemli kazanımları olur.
– Ergin Ataman’ın Milli Takım hocalığı tartışılıyor Fenerbahçe-Galatasaray üzerinden. Peki Ergin Ataman Milli Takım’ı bırakmalı mı?
Ben bırakıp bırakmamasıyla ilgili bir şey söylemem ama bildiğim kadarıyla 2017’de sezon içinde de Milli Takım’ın uluslararası maçları olacağı için bir antrenörün ikisini birden yönetmesinin zor olacağı söyleniyor ve bunu Ergin hoca da ifade etti. Gönlümden geçen Ergin hocanın uzun süre Milli Takım’da görev alarak arkadan gelen genç nesli yetiştirmesi ve geliştirmesi.
– Ergin Ataman eğer görevini bırakırsa Milli Takım’ı Türk hoca mı yoksa yabancı bir hocanın mı çalıştırmasını daha doğru bulursunuz?
Yabancı antrenörlere karşı değilim ama ben her zaman Türk antrenörlerden yanayım. Taktik, teknik işler önemlidir ama duygular da önemlidir. İstiklal Marşı çaldığı zaman onu hissetmesi ve bu heyecanını oyuncularına yaşatabilmesi açısından Türk antrenörle Milli Takım devam etmeli.
– Aydın Örs denilince akla bir yıldız geliyor, o da Peter Naumoski. Unutanlar ve bilmeyenler için efsane oyuncunuzu birde sizden dinleyebilir miyiz?
Hem yaşantısıyla hem de ekstra çalışmasıyla bütün oyunculara örnek bir sporcuydu. Her idmandan sonra genç bir oyuncuyu yanına alarak saatlerce şut çalışırdı. O dönem kazandığımız birçok başarıda Naumoski’nin payı çok büyük.
– Sizin döneminizdeki Efes ile şu dönemdeki Efes arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?
İkisini karşılaştırmak kolay değil. Benim dönemimde 2 tane yabancı şansınız vardı, bugün 6 hatta 7 yabancı oynatabiliyorsunuz. Bütçeler çok farklı eski döneme göre. Koraç Kupası’nı kazandığım zaman beni en çok gururlandıran şey; 12 oyuncunun 8 tanesinin altyapıdan gelmiş olması oldu.
– Avrupa’da Efes’in şansını nasıl görüyorsunuz?
Efes çok iyi başlamadı ama sakatların iyileşip kadronun oturmasıyla yavaş yavaş iddialı hale gelmeye başladığını görüyorum. Efes’in Avrupa’da iddialı bir şekilde iyi sonuçlar alacağını düşünüyorum.
– Diğer temsilcilerimizden Galatasaray?
Ben Galatasaray’ın kadrosunu beğeniyorum. İyi bir takviye yapılabilirse sonuna kadar gidebilirler.
– Sonuna kadar derken kupa gelir mi?
Kolay değil kupanın gelmesi ama Ergin Ataman’ın tecrübesiyle her şey olabilir.
– Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi ve Final Four şansı?
Türk takımları içerisinde büyük başarıya en yakın aday Fenerbahçe. Ben geçen seneden daha pozitif görüyorum Fenerbahçe’nin kadrosunu.
– Sene 1993 Aris’e karşı kaybedilen bir final ve son atışta kaçan Naumoski’nin şutunu hatırlarsak?
Naumoski o pozisyonda inisiyatifini başka türlü de kullanabilirdi ama çok suçlandı maç bittikten sonra. Onu koruyan az sayıdaki insandan bir tanesi de bendim, o dönem çok çirkin ithamlarda da bulundular kendisine. Naumoski hem dürüstlük abidesi hem de takımı için terinin son damlasına kadar mücadele eden bir oyuncuydu. Daha önce kazandığımız maçları da biz o şekil kazanmıştık zaten. Bence Naumoski oynadığında her zaman doğrusu ne ise onu yapmıştır.
– 95-96 sezonu Türkiye tarihinde ilk defa takım halinde bir kupaya uzanıyor ve sizin yönetiminizde Efes Pilsen Koraç Kupası’nı kazanıyor. Bize o günleri hatırlatır mısınız başkahraman olarak?
O takımları nasıl yenebildiğimizi hayretle hatırlıyorum. Sonradan bu kupada oynadığımız maçları izlediğim zaman o güçlü takımları nasıl yenebildiğimizi hayretle karşılıyorum ama takım olgusu yerleşmişti ve sahada oyuncular kimin ne yapacağını ezbere biliyordu. Tecrübe ve oyuncu kalitesi olarak bizden daha iyi ekipleri bizim takım ruhuyla yenerek Koraç Kupası’nı ülkemize kazandırdık.
– Bir dönem basketbolu sizinle sevdi ve ilkleri sizinle yaşadı. Peki bir basketbol efsanesi olarak günümüzde Türk basketbolunu nasıl görüyorsunuz?
Bazıları çok karamsar bir tablo çiziyor ama ben karamsar değilim. Kulüplerimiz iyi transferler yaptığı için Türkiye Ligi’nin seyredilme oranı çok yükseldi son yıllarda. Oyuncuların güçlü transferleriyle kulüpler arasındaki seviye farkı azaldı. Karşıyaka’nın şampiyon olması da çok ayrı bir hava kattı basketbolumuza.
– Altyapıdan yetişen genç oyuncular sizce neler yapmalı ve TBF’ye bu konuda ne gibi görevler düşüyor?
Milli Takım düzeyinde bakarsak eğer aşağıdan çok iyi bir nesil geliyor. Ben pozitif düşünüyorum ama TBF’nin altyapıdan yetişen oyuncuları bir takım kurallarla nasıl daha fazla oynatabileceği yönünde düşünmesi gerekiyor. Gençlerinde rekabete girip kendi şanslarını yaratabilmeleri lazım. Hep Mirsad Türkcan örneğini veriyorum ama hiçbir zaman 17 yaşında formayı ben ona vermedim. Zorla o formayı benden aldı ve bugünlere gelerek Türk basketbolunda çok ayrı bir yere sahip oldu.
– Tek tek sayacağım izninizle; Yağızer Uluğ Beşiktaş, Ergin Ataman Galatasaray, Ufuk Sarıca Karşıyaka, Oktay Mahmuti Darüşşafaka Doğuş’u çalıştırıyor. Kimisi eski öğrenciniz, kimisi bir dönem yardımcınız. Hocam bu nasıl bir duygu sizin için?
O disiplini, o çalışma ortamını yaşamak bu saydığın isimleri bugünlere getirdi. Burası bir okul gibiydi. Biz hakikaten sabahın köründen akşamın geç saatlerine kadar aralıksız bir şekilde çalışıyorduk. Öte yandan bu durum Efes Pilsen’de Tuncay Özilhan’dan kulübün en alt çalışanına kadar kulübün yapısıyla da ilgiliydi. Genel Sekreter Özcan Mutlugil, Genel Direktör Engin Özerhun, kulüp yöneticisi Pano Natof ve Doğan Hakyemez’in de çok büyük katkıları var bu noktalara gelmelerinde. Bunun yanı sıra o dönemde çok kuvvetli bir teknik heyetimizin olduğu bir gerçekti Ergin Ataman ve Oktay Mahmuti gibi isimlerin yer aldığı.
– Milli Takım ve kulüp hocalığını ayrı ayrı yapmış bir isim olarak ikisini karşılaştırmanızı istesem?
İkisi de birbirinden farklı olgular. Milli Takım daha heyecanlı daha fazla sorumluluk hissettiğin ve daha fazla baskının olduğu bir görev. Bunu ben ülkemizde oynanan 2001 Avrupa Şampiyonası’nda fazlasıyla hissettim. Kulüp takımlarında ise başarılı oldukça çıta hep yükseliyor. Türkiye’de şampiyon oluyorsunuz, Avrupa’da ise hemen şampiyonluk bekleniyor. Devamlı başarılı olma stresi içerisindesiniz bu da farklı bir duygu.
– 12 Dev Adam ile bu kadar büyük başarılara imza atan bir isim olarak Ergin Ataman’lı 12 Dev Adam’ın ülkemizde oynanacak 2017 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda şansını nasıl görüyorsunuz?
Daha öncede söylediğim gibi Milli Takım bir geçiş süreci yaşıyor. Yeni yetişen gençleri takım haline getirip onları geliştirmek lazım. Ben Ergin Ataman ve 12 Dev Adam’dan umutluyum. Gerek Dünya Şampiyonası’nda gerekse Avrupa Şampiyonası’nda güçlü rakiplerine karşı gayet başarılı oldu. Belki çok büyük sonuçlar elde edilemedi ama oynanan basketbol umut verici gelecek açısından.
– TBF’nin yeni başkanı Harun Erdenay oldu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Harun çok pozitif, herkesle çok iyi diyaloğu olan ve basketbolu çok üst seviyede oynamış bir insan. Yöneticilik yeteneklerini biraz daha geliştirmesi ve inisiyatifleri çekinmeden alması gerektiğini düşünüyorum.
– Birçok önemli maç yönetmiş bir isim olarak kritik anlarda oyuncularınızı etkilemek için kullandığınız özel bir konuşma ya da bir söz var mı?
Gazetelerde söylendiği gibi yapılan soyunma odası konuşmalarının tamamen pozitif etkili olduğu konusuna inanmıyorum. Sizin iyi bir teknik taktik ve iyi bir maç hazırlığınız yoksa hem bireysel olarak hem de takım olarak hazır değilseniz, siz ne kadar emosyonel duygularla konuşursanız konuşun başarıya gitmeniz zordur. Tabi her şeyi yaptıktan sonra soyunma odasında o maçın özelinde lider yönetici olarak bir şeyler paylaşıyoruz takım arasında.
– Kariyerinizde birçok maç yönettiniz ama en unutulmaz başarılarınız hangisi oldu desem?
Başarı olarak bakıyorsak Koraç Kupası şampiyonluğu, Milli Takım’da Avrupa 2.liği ve Fenerbahçe’de ise 100. yıl şampiyonluğunu sayabilirim.
– Türk basketbolunun 2 genç yeteneği Cedi Osman ve Furkan Aldemir’i nasıl buluyorsunuz?
Üst seviyede yetenekli oyuncular ama eksikleri de var tabi. Kendilerini bireysel olarak geliştirmeleri gerekiyor. Milli Takım’da şuanda kadroda yer alıyorlar ama daha çok çalışmaları lazım istikrarlı olmaları açısından.
– NBA’deki temsilcilerimiz Ersan, Enes ve Ömer’in performanslarını nasıl görüyorsunuz?
Saydığımız 3 isimde NBA’de başarılarını kanıtladılar. Ömer’in yeteneği sınırlı olmasına rağmen çalışarak hiç kimsenin ummadığı şekilde NBA’ye gitti. Enes daha yetenekli baktığınız zaman ama onunda savunmasını geliştirmesi gerekiyor. Ersan ise oldukça başarılı ve çok yönlü bir oyuncu.
– Bu sene Türkiye Basketbol Ligi’nde büyük bir çekişme yaşanıyor. Peki sezon sonu hangi takım şampiyonluğa daha yakın görünüyor size göre?
Çok aday var puan cetveline baktığınızda. Efes, Galatasaray, Karşıyaka, Darüşşafaka, Fenerbahçe neredeyse aynı puandalar ve arkadan Banvit geliyor. Beşiktaş’ın ne yapacağı belli olmaz. Ben şampiyonluk için kesin bir şey diyemiyorum çünkü her an her şey olabilir.
– Efsane bir basketbol hocası Aydın Örs olarak basketbolseverlere bir mesajınız var mı?
Basketbol seyircisinin tribünlerde çoğalması ve bilinçli seyircinin daha inisiyatif almasını öneriyorum. Fanatizm bir yere kadar, tabiki takımlarını destekleyecekler ama takımlarına zarar vermeyecek şekilde yerlerini almalarını istiyorum. Milli Takım ve teknik kadro açısından da söyleyeceğim şey çok iyi bir genç jenerasyon A Milli Takım seviyesine geliyor. Bu çocukların tam maksimum performansa ulaşması için zamana ihtiyacı var. Bu yüzden onlara karşı sabırlı olmaları ve onları ne olursa olsun desteklemelerini bekliyorum.
(röportaj: hakan akar / karar.com)