YENİ EL DORADO: ÇİN

FUTBOLUN “EL DORADO ÇAĞI” BİZDE PEK BİLİNMEZ. TIPKI BİR ZAMANLARIN KOLOMBİYA’SI GİBİ ÇİN’E DOĞRU “ALTINA HÜCUM” DEVRİNİ ANDIRAN BİR TRANSFER AKIŞI VAR. BENZERLİĞE KARŞIN TEMELDEKİ OLUŞUM FARKLI VE PLANLAR ÇOK AMA ÇOK BÜYÜK.

El Dorado bir efsane… Yıllar boyu nice kaşif ve hazine avcısının Latin Amerika’da uğruna telef olduğu, bir türlü bulunamayan o altın şehrin adı. Futbol literatürüne girişiyse Kolombiya sayesinde. 1949’dan başlayarak Alfredo Di Stefano başta, pek çok önemli futbolcu ardarda Kolombiya Ligi’ne transfer olmuştur. “El Dorado Çağı” adı verilen dönemi başlatansa aslında bir cezadır. 1948’de profesyonelleşen ligin yönetimi (DIMAYOR) ile federasyonun sürtüşmesi kısa sürede krize döner, lig ayrılığı seçer, krize müdahil olan FIFA, Kolombiya’yı ihraç eder.
Millionarios’un kulüp başkanı Quevedo, bu cezanın aslında kulüpler için muazzam bir avantaj doğurduğunu anlar. Artık FIFA’ya üye olmadıkları için, hiçbir kuralına da uymak zorunda değildirler. Şimdi sıkı durun: Hiçbir transferde bonservis ödemelerine gerek yoktur! Bir şirketten bir şirkete mühendis veya bir kafeden diğerine servis elemanı transfer eder gibi karşı tarafa ödeme yapmadan futbolcu transfer edebileceklerdir.

MILLIONARIOS KRİZİ FIRSATA ÇEVİRİYOR
Krizin Çince’de fırsat anlamına geldiğini daha o dönemde tek kelime bile Çince bilmeden idrak eden Quevedo’nun, Millonarios’un (Milyonerler) başkanı olduğunu söylemiştik. Hakkını verelim, hikayeye bu kadar yakışacak ikinci bir kulüp ismi bulmak da zor.
River Plate’in La Maquina olarak anıldığı dönemin en büyük yıldızlarından Pedernera’yı transfer eden başkan Quevedo, 10 Temmuz 1949’da hava alanında 5 bin taraftarca karşılanınca afallar. Bu kadarını ummamıştır. Oyuncunun tanıtım töreninin hasılatı herkese yolu gösterir. Tüm kulüpler hem büyük yıldızların tribünleri nasıl doldurabileceğini görmüş, hem de bonservis ödemeyeceklerini anlamıştır. Oyunculara astronomik tekliflerle giderler. Quevedo şöyle anlatıyor:
“Başta bana ‘deli’ dediler… ‘O kadar primi ve 500 dolar maaşı nasıl ödeyeceğiz’ diyorlardı. Oysa son sezonda normal maç hasılatımız 5 bin pezoydu ama sadece imza töreninde 35 bin pezo kazanmıştık; 18 bin dolar!”

Bu sırada bir başka fırsatsa Arjantin’de yaşanan krizdir. General Peron’la (Evita’nın kocası) sürtüşen futbol grevdedir. Başkan, hiç vakit kaybetmeden Arjantin’e dönüp gelecekte Real Madrid’in en büyük efsanesine dönüşecek olan Di Stefano’nun yanı sıra kaleci Cozzi, Rossi, Baez, Mourin ve Reyes ile döner. Sonra Britanya’dan Higgins, Hardley, Roy Paul, Flavell gibi yıldızları getirir. Perulu Soria, Paraguaylı Ramirez, Uruguaylı Lattuada ve Pini de alınır.
Lige, dünyanın dört bir yanından futbolcu yağmaktadır. Santa Fe gelecekte Real’le üst üste 5 Avrupa Şampiyonluğu’na ulaşacak olan Hector Rial, Manchester United’dan Charlie Mitten gibi isimleri kadroya katarken Samarios’ta tam sekiz Macar vardır. En büyük ‘paket alım’sa Cucuta’dan: Uruguay’dan, bazıları Maracana’da 1950 Dünya Kupası’nı kaldıracak olan tam 17 transfer yaparlar.

Former England captain David Beckham kicks a ball in front of a youth team from Beijing Guo'an soccer club during a hazy day in Beijing, March 21, 2013. Beckham arrived in the Chinese capital city on Wednesday to begin his role as China's soccer envoy, according to local reports. REUTERS/Stringer (CHINA - Tags: SPORT SOCCER) CHINA OUT. NO COMMERCIAL OR EDITORIAL SALES IN CHINA
Former England captain David Beckham kicks a ball in front of a youth team from Beijing Guo’an soccer club during a hazy day in Beijing, March 21, 2013. Beckham arrived in the Chinese capital city on Wednesday to begin his role as China’s soccer envoy, according to local reports. REUTERS/Stringer (CHINA – Tags: SPORT SOCCER) CHINA OUT. NO COMMERCIAL OR EDITORIAL SALES IN CHINA

5 VE DANS!
1954’e dek süren dönemin en görkemlisi, 6 yılda 5 şampiyonluk kazanan Millonarios. Takım, Avrupa’da turneye de çıkar. Real Madrid’e evinde 4 atarlar. Rövanş isteğini kırmayıp bir kez daha yenerler. Yenilen İspanyol güreşe doymaz, yine rövanş yine tuş. Zarif stilleri etkileyicidir, basın “Mavi Baletler” adını takar. Di Stefano stratejilerine “5 ve dans” diyor: Rakibi aşağılamak istemez, beşinci golden sonra oyunu rölantiye alırlarmış.
Fakat oyuncuların statüleri, uluslararası soruna dönüşmeye başlamıştır. Üyelikten atan FIFA, geri alma yolu aramaktadır. 1951’de FIFA ile Lima Paktı imzalanır. Oyuncular, en geç 1954’e kadar ülkelerine döneceklerdir. En büyük yıldız Alfredo Di Stefano 1953’te İspanya’ya gider. 1954’te El Dorado tamamen biter.

ÇİN’DE HİKAYE FARKLI
Ödenen rakamlar El Dorado’yu andırsa da Çin’de hikaye çok farklı. Bizzat devlet başkanının emriyle yapılan bir ana plan, ülkenin dev şirketleri ve iş adamlarının plana desteği var. Belki de olan, demokratikliği tabelada kalan rejimlerin ortak özelliği: Başkanla ters düşer görünmemek, olabildiğince memnun etmek için adeta yarışılıyor. Putin’in Rus futbolu için oligarkları harekete geçirmesine benzetilebilir. Avrupa’nın devleriyse Çin’in devasa futbol planında önemli bir yer edinebilmek için birbiriyle kapışıyor.
Premier League, Çin pazarına herkesten önce girip avantaj sağlamak için yayın haklarını ucuza ve uzun süreli satmıştı. Manchester United, Inter ve Milan kulüp kanalları Çin’de yayın anlaşması imzaladı. Bayern’in Şanghay ofisi ve Çin turnesi var. Ekim’de Barcelona ikinci okulunu açtı. Kulüplerin Çin’e özgü sosyal medya platformlarında yer edinme savaşı sürüyor. Manchester’ın iki devi arasındaki yarışa City kulvar değiştirtti ve BAE diplomatları devreye girdi. Kulübün %13’ünün satışında Çinlilerin satın alma değil, Arapların satma isteği baskındı. Sabah işe gidiş metrobüsünde koltuk değil, loca bulmuş gibi oldular. Pazara göbeğinden dalıyorlar.
Atletico’nun yıllık ön raporunun üçte biri, üyelere Çin’le ilgili çalışma ve hedefleri anlatmaya ayrılmış. Özellikle altyapı sistemi ihracı planı açıklanıyor. Futbol okulları için Barcelona, Real, Bayern, United, City, Arsenal, Tottenham, Sporting, Benfica, Inter, Milan, Juventus ve Brezilya Futbol Federasyonu hatta Ronaldo gibi rakiplerle uzun süredir mücadele ediyorlar.

FUTBOL DÜŞKÜNÜ DEVLET BAŞKANI
Futbol sevgisi bilinen Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, iktidara gelmeden 1 yıl önce patlayan bahis şikesi skandalı sırasında, ülke futbolunun geleceğine dair hedeflerini paylaşmıştı: Dünya Kupası’na katılmak, ev sahipliği yapmak ve bir gün mümkün olursa kazanmak.
Çinlilerden gelen ilk deneme Den Haag’ı almaktı. Ancak pek yürümedi ve mahkemelik olunacak gibi görünüyor. Milan’ın yarısına bir başka işadamı talipti, görüşmeler birden askıya alındı, yeniden başlayacağı haberleri var. Spor yayınları pazarlamasında uzman firma Infront’un %68’ini aldılar. Bu arada Atletico’nun %20’sini alarak İspanya’ya girildi, Espanyol’a yatırımlar sürdü ve devamı gelebilir. İspanya yatırım için en cazip ülke görünümünde: Dünyada bilinirlikleri yüksek, yayında havuza geçilmesi çoğu kulübün elini rahatlatacak ve en önemlisi, iyi işleyen bir altyapı sistemleri var. Yine de öncelik Çin’deki yatırımlar.

BÜYÜK KUTU
Başkan Şi Cinping’in tutkusu bürokrasiyi harekete geçirdi. Futbol, 2014’te müfredatın zorunlu bir parçası oldu. Gençler, ülke dışına eğitime gönderiliyor. Ekimdeki ihaleyle yayın geliri 17 katına çıksa da henüz bizimkinin yarısı. Futbol okulları 8 bini aştı, 2017’ye kadar 20 bin okul ve 100 bin futbolcu hedefi konmuş. 50 maddelik bir planları var. Gelecek 10 yılda amaçlanan yatırım 850 milyar dolar! 108933 Ersan artı bir miktar para…
Kartlarını açık oynuyorlar. Geçen yıl Sportel toplantısında yıldız Çin’di. Ülkede spor sektörü hacminin 2014’te 63 milyar, 2025 hedefininse 790 milyar dolar olduğunu açıkladılar. Payı ise şu an binde 6, hedef en kısa sürede gelişmiş ülkeler seviyesine çıkmak. “Asya ve futbol” çalışmalarını bildiğimiz Prof. Simon Chadwick “Harcama sürpriz değil. Diğer sektörlerde yaptıklarının aynısı: Yerel kaliteyi arttırmak için kaliteli yabancı ithali ve yabancı şirket alımı” diyor.
Devlet dizaynı, 2008 Olimpiyatları’nda rekor madalyayla başarıya ulaşmıştı ama futbol daha fazlasını ister. Hem bireysel beceri hem takım bütünlüğü ihtiyacının ötesinde toplumun da ilgisi ve taraftar kültürünü oluşturup bütünleşmeyi kabullenmesi gerekir. 2015’te, 1 yılda 35 yıldızın lige transferinin amaçlandığı açıklanmıştı. Bu strateji, ilgi oluşturma gerekliliğin parçası. Ve El Dorado gibi birkaç yılda durulacağa benzemiyor. Örneğin Burak Yılmaz’ı transfer eden Pekin ekibinin sahibi CITIC’in 2015 geliri 53,3 milyar dolar. Bu dev şirketlerin gücü ile Cinping’in tutkusunun birleşimi, çok daha fazlasına muktedir. AFC’nin yazın Asya’da da UEFA benzeri FFP kuralları getirme çalışmalarına başladığını açıklaması bile engel olacak gibi görünmüyor.
2011 skandalı sonrası gelen temizlik harekatı ve yapılanmanın ardından seyirci artıyor. Geçen yılki 22 bin ortalama, ultra-hiper-mega Süper Lig’imizin 3 katı.

KUTU1
Çin hedeflerine ulaşabilir mi bilemeyiz. Kupaya katılmak, düzenlemek gibi hedefler güzel ama kazanma kısmı… İşte o biraz endişe verici. Ya finalde gol attıklarında o sevinçle 1,5 milyar Çinli aynı anda zıplarsa?

ÇİN VE KOMPLO TEORİLERİMİZ
Çin’in transfer atağına bizde ilk tepki standarttı: Komplo teorisi üretmek. Yine kendi dünyasına kulak kesilmiş, dışında kalan dünyaya sağır, ummadığıyla karşılaşınca saldırgan, ‘çamur at izi kalsın’cı… En kolayı: Bilme, öğrenmeye de zahmet etme, haliyle anlayama ve kendi dünyana tıkılıp komplo teorisi dışında hiçbir şey üreteme… Belki maliyeti sıfır olmasa, o bile yapılmayacak. Afyon’da uzaylı taşlama vakasında tiye aldıklarına ne kadar çok benzediğini bir fark edebilse… Kara para aklamak isteyen, dünyadaki tüm spotları niye kendi üzerine çevirsin? Ve Çin eğer isterse, içeride uygun mekanizmayı kurup tüm transferlere ödenen toplamın yüzlerce katını tek günde sessizce aklayabilecek güçte.

KUTU2
Premier League, Çin pazarına herkesten önce girip avantaj sağlamak için yayın haklarını ucuza ve uzun süreli satmıştı. Manchester United, Inter ve Milan kulüp kanalları Çin’de yayın anlaşması imzaladı. Bayern’in Şanghay ofisi ve Çin turnesi var. Ekim’de Barcelona ikinci okulunu açtı.

Çin’de geçen yılki 22 bin seyirci ortalaması, ultra-hiper-mega Süper Lig’imizin 3 katı.

(İsmail Şayan- Fitbol Dergisi)

Önceki İçerikFenerbahçe-Braga maçı mı Kurtlar Vadisi mi? Reyting yarışında gecenin galibi kim oldu?
Sonraki İçerikGalatasaray nasıl kurtulur? Mehmet Şenol, Galatasaray’ın ihtiyacı olan sihirli formülü yazdı…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz