Koçaslanspor Kongresi’nde Cesur Yürek!..

Galatasaray asıl kader derbisini yarın oynayacak. Pazar derbisi onlar için bir istatistikten ibaret.
Ama yarınki Kongre, kulübün kaderini belirleyecek.
Galatasaray Adası, Suada oldu. Galatasaray Kulübü de Su Kulüp, resmen..
Kulübü perde arkasından Suada Patronu Mehmet Koçaslan’ın yönettiğini o kongrede herkes biliyor.. Yüz yüze geldiğimizde hepsi de konuşuyor.. Ama Kongre’de, ama Divan’da çıkıp bunları söyleyen “100 yıllık kulübü Mehmet Koçaslan’a peşkeş çektiniz.. Bu kulübü yıllardır o yönetiyor” diyen yok.
Koçaslan baş kuklacı.. İplerin ucunda İnan Kıraç ve Ünal Aysal var.
Bu iki saygın ve zengin iş adamı nasıl kuklaya dönüşmüş?. Her kapının arkasında konuşuluyor.. Ama hep kapı arkasında, çirkin dedikodular olarak.. Kongre’de, Divan’da çıkıp “Ne bu rezillik?. Kulübü bu çirkin söylentilerden kurtarın” diyen, diyebilen yok.
İnan Kıraç ve Ünal Aysal da, Suada’nın, Koçaslan’da kalmasını sağlayacak yönetimleri seçtiren, ikinci el kuklacılar..
Liste hazırlıyorlar.
Son anda birinin, mesela Duygun Yarsuvat’ın eline veriyorlar. Onu başkan seçtiriyorlar.
Duygun bırakıp, yerine Dursun geldiği zaman, bu zincir bir ara kırılır gibi oldu. Dursun “Dur” dedi.. “Galatasaray Adası’nı geri alacağım bir.. 15 yıldan beri Galatasaray fakirleşirken, zenginleşenleri ortaya çıkaracağım.
Bu 15 yılı bağımsız bir Denetim Kurumuna inceleteceğim..” ..Ve de Dursun orda bitti..
Bir yanda medya sustu. Öte yanda kuklacılar “Bunları unut, yoksa olağanüstü kongre toplar seni düşürürüz..” dediler.. İki şey istediler.. “Suada lafını bir daha telaffuz etme.. Bu 15 yıllık denetimi senin aklına sokan Fatih İşbecer’i yönetimden at. Yanına bizim istediğimiz adamları al..”
Şimdi Dursun Özbek’in haline bakın..
Ada.. Eveleme geveleme..
Denetim.. Deve kuşu kovalama..
Kongrede çıkıp açıklayacak mı?. “Denetimi şu firma yapacak.. Şu tarihte başlayacak, bir. Ada’nın tahliyesi için Kongre kararı alındı. Yargıtay da, kaçak ilave ve inşaatın yıkılması kararını onayladı. Mal sahibi olarak kulüp yıkımı gerçekleştirmezse suçlu duruma düşer.. Kiraladığı gayri menkul üzerinde izinsiz değişiklikler yapmak kira yasasına göre derhal tahliye sebebidir.
Zaten kira süresi de sona ermiş Koçaslan derhal Galatasaray Adası’ndan çıkarılacaktır, iki..”
Derse alnından öperim. Ama demeyecek.. Çünkü onun da ipleri kendi elinde değil. “Mehmet Koçaslan Kumpanyası zincirleme Kukla Şov” sürüyor çünkü.
Dursun Özbek’ten umudum yok..
Ama içlerinde olmaktan artık gurur duymadığım için yıllar önce istifa ettiğim Kongre’de bir, tek bir Cesur Yürek çıkıp, Galatasaray TV’den canlı yayınlanacak bu Kongre’de gerçekleri haykırmaya cesaret edecek mi, onu merak ediyorum..
Tek, bir tek kişi arıyorum, Koçaslan Kumpanyası’na kafa tutacak..
Tek, bir tek kişi arıyorum. Suada’yı yeniden Galatasaray Adası, yıllardır Koçaslanspor’a döndürülen kulübü yeniden Galatasaray Spor Kulübü yapma savaşını başlatacak tek bir Cesur Yürek..
O bile yoksa, Koca Kongre’de, yazıklar olsun..
“Kabul edenler, etmeyenler..”
“Edilmiştir..”
Cehenneme kadar!..

suada-en-iyi-havuz-ada-restaurant-1024x682

———–

Suada’da hukuk cinayetleri..

Galatasaray Adası, hangi sebeple bilinmez, Özhan Canaydın tarafından, kendisinden sonra gelecek beş yönetimi de bağlayacak şekilde 10 yıl için Mehmet Koçaslan’a kiralandı. Ondan sonra gelen yönetimler bu sözleşmeyi aynen kabullendi. On yıl sona erdi. Ada’nın Galatasaray’a geri alınması söz konusu bile edilmedi.
Kiracı Mehmet Koçaslan, Boğaz Öngörünüm Bölgesi’nde bulunan Ada’da, Galatasaray kulübünden izin almadan (Alamazdı. Yasaktı çünkü.) kaçak kapalı alanlar yaratmaya başladı. Giderek işi ilerletti. Ada’yı büyüttü. Denizden kazanılan alanlar Anayasa gereği kamuya aitken, Koçaslan bunları kendi malı yaptı, onların üzerini de gene Boğaziçi İmar Yasası’na aykırı olarak kapattı.
Sözcü Gazetesi sahibinin babası gazeteci Ertuğrul Akbay, tam da Suada karşısındaki evinin bahçesine, arabasını yağmurdan korumak için önü açık, üç tarafı ve üstü kapalı plastik, portatif bir mini barınak yaptırmıştı. Bu barınağı yıkmak üzere, kameramanlar, televizyonlar, gazete muhabirleri ve davul zurna ile giden ve yıktıran İstanbul Belediyesi, Suada’da yaratılan çirkinlik anıtı kaçak yapılaşmaya yıllarca alenen ve resmen göz yumdu.
Yumma da şöyle gerçekleşti. Belediye gidip mühürlüyor. Koçaslan suç işleyerek mühürü kırıyor ve bir saat bile kapalı kalmadan çalışmaya devam ediyordu. En son bildiğim Belediye üç defa mühürlemiş, Koçaslan üç defa mührü kırmıştı. Belediye, yıkım ekibi göndermek yerine ipe un serdi, mahkemeye gitti.
Gayri menkul davaları sürecinde 120 yılı aşan örneklerle dünya rekoruna sahip Türkiye’de..
Ayni Belediye, Koçaslan’ın Suada’sına gelenler için otopark yapmak üzere Kuruçeşme Parkından ağaçlar kesti, alan yarattı. Adeta ortak oldu. Bu iki tutumu birleştirin şimdi.
Koçaslan’ın Anayasa’ya aykırı Ada’yı büyütmesi (Tapu’da kaç metre kare yazılı, bugün kaç metre kare (Google’da ölçmek beş dakika) anında görülür. Sonunda bir kamu davası açılabildi. Suçlu durumdaki mal sahibi Galatasaray Kulübü’ydü.
Galatasaray Yönetimi, anında yıkımı gerçekleştireceğine, Koçaslan lehine itiraz etti. Yargıtay bu itirazı inceledi ve “Yıkım Kararı”nı onayladı.
Bu onaydan sonra yıkımı gerçekleştirmeyen mal sahiplerinin hangi yasa, hangi madde ile kaç yıl yatacağını, nasıl tazminat ödeyeceğini en iyi bilen kişi, Galatasaray Başkan Yardımcısı Cengiz Özyalçın’dır.
Kalamış Marinası için gemiler dolusu, tonlarca kaya dökülüp, denizden alan kazanılırken, dava açılmıştı. Marina bitti.
Dava da bitti. Deniz kaçak doldurulmuştu.
Marina yıkılacak, kıyı eski haline getirilecekti.
Uygulama sorumluluğu da Kadıköy Belediyesi’nde idi. O belediyenin başkanı idi işte, Cengiz Özyalçın.. “Denize dökülen yüzlerce gemi dolusu kayayı geri çıkartacak teknoloji dünyada yok. Ben bu işi nasıl yaparım” diye yıllarca uğraştı. Beraber uğraştık. Onun yanındaydım, gazeteci olarak. O zaman hapisten zor kurtulan Cengiz, bugün kurtaramaz.
Çünkü Kaçak Ada’yı yıkmak mümkün..
Ada Anayasa’ya aykırı büyütüldü.
Ada’ya, Boğaziçi İmar Yasasına aykırı kaçak kapalı alanlar yapıldı.
Ada’ya vurulan mühürler kırılarak suç katmerlendi.
Boğaziçi İmar seyrediyor. İstanbul Büyükşehir seyrediyor.
Kira yasasına göre, kiraladığı gayri menkulde yasa dışı değişiklikler yaptığı için derhal tahliye hakkına sahip Galatasaray Kulübü yönetimi seyrediyor. ..Ve, benim dışımda tüm medya seyrediyor..

HINCAL ULUÇ- SABAH

Önceki İçerikPereira’ya, “UEFA, patlamalar nedeniyle UEFA Fenerbahçe’nin elenmesini istemiş olabilir mi?” diye sordular. Yanıtı…
Sonraki İçerikRiekerink’e Çin’den ağır eleştiri: Burada tam bir hayal kırıklığı yarattı. Taktik açıdan…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz