Ahmet Konanç, Bayern Münih-Beşiktaş maçının ardından yaşanan tartışmalara dair değerlendirmesini FutbolMedya için yazdı:
Bayern Münih’ten 5 yiyen ilk takım Beşiktaş değil. Futbolda 5 yemek de var atmak da. Başarılı bir süreç yaşamış bir takımı bir anda ‘gömmek’ mantıksız. Bu kadar ‘negatif gürültü’ ancak ‘futbol cehaleti’ ile açıklanır.
N’apacaktı Beşiktaş, 10 kişi kaldığı yerde Bayern Münih makinesini yenecek miydi? Merdivenler adımlanır, koşulmaz. Transfer mühendisliğindeki hatalar düzeltilir, psikolojik yapı tamir edilir, yola devam edilir…
Esas sorun, (Buna Beşiktaş ve özellikle Çarşı da dahil) pozitif rekabet yerine birbirimizi ‘paçadan çekmeyi’ tercih etmemiz ve bunu ‘serbest piyasa özgürlüğü’ ile makyajlamamız. Bu cehalettir, özgürlük değil… Yok etmeye bayılıyoruz…
Sosyal medya daha uzun yıllar kontrolsüz bir güç olarak kalacak. Evet… Ama bu ‘korku’ dahi kulüplerin PR’cılarına, Twitter’a göre strateji-üslup belirleme zorunluluğu hissettirmemeli. Çünkü orası, bumerang! Ne ekersen, onu biçersin…
Biz Bayern Münih’ten ne gördük, ona bakalım. Hakemin üstüne oynamadan, çirkefleşmeden, tamamen futbolun içinde kalarak, oyunda coşkulu-planda sessizlik içinde maç kazanılabileceğini gördük. Öyle bir planki bu, 12’ye 11 oynasanız da bozamazsınız… Bize işte bu dinginlik lazım…
Oysa bizde ne var?
Kulüplerin seviye problemi içinde geçirdiği başkanlık yarışları…
Kulüplerin seviye problemi içinde geçirdiği TFF-MHK tartışmaları…
Hakemlerin seviye problemi içinde geçirdiği MHK-TFF eleştiri süreçleri…
Önce bu konularda dinginleşeceğiz… Beşiktaş’ın Bayern Münih’ten yediği 5 golü hepimiz yedik aslında, işte bu yüzden… Sistemimiz yedi o 5 golü, Beşiktaş değil… Yemeye de devam edeceğiz. Vardar olacak, Trömsö olacak, Bayern Münih olacak…
