Sen neymişsin Hamza Hoca!…
Hamza Hamzaoğlu Prandelli’nin ardından Galatasaray’ın başına geçince takım birden toparlanma dönemine girdi… Hatta sarı-kırmızılı camia öyle bir sezon yaşadı ki sezonu 3 kupa ile kapattı.
Galatasaray bu üç kupanın sefasını süremeden, ezeli rakibi ardı ardına flaş transferler yaparak dengeleri kendi lehine çevirdi.
Hamza Hamzaoğlu ise ne yaptı? Rakibi, Van Persie, Nani, Fernandao vs.. gibi oyuncuları bir bir kadrosuna katarken o, Sabri ile sözleşme uzatılmasını istedi. “Bilal bana yeter” dedi. Yetti mi? elbette yetmedi. Üstüne üstelik Melo gibi bir değeri kaybetti.
Malesef burada stratejik bir hata yaptığını düşünüyorum. Bir teknik direktör olduğunu unutarak, yapılan transfer hatalarında bütün olumsuz enerjiyi üzerine çekti.
Takım içerisinde neler yaşandı oyuncularla arası ve ilişkileri ne kadar gerçekçiydi bilemiyorum ama Hamza Hoca ayrılınca defolar da ortaya çıkmış oldu. Sneijder “iyi çalışmıyorduk” derken “o öyle bir şey söylemez” demeden “Zayıf karakter işi” diyerek, direk Sneijder’e cevap verdi. Demek ki Sneijder’in böyle bir şeyi söyleyebileceğini düşünüyor. Sakinliği ile tanınan Hamza Hoca da bu tarz bir söylemde bulunabiliyor… Oysa Sneijder o açıklamaları için Hamza Hoca’yı kastetmediğini ve yanlış tercüme yapıldığını söyledi.
Şimdi sarı-kırmızılı camiada herkes Hamza Hamzaoğlu’nu eleştiriyor.
Neden takımdan veya yönetimden bir kişi çıkıp da Hamza Hamzaoğlu’nu savunmuyor çok şaşırıyorum. Medenice ayrılmış gibi gözüküyorlar ama öyle olmadığı çok net!
İyi futbol taraftarı stada çeker ve tadı başkadır…
Fenerbahçe favori olarak çıktığı Trabzonspor karşısında zorlanmadan 3 puan almayı başardı. Maçın genelinde üstün olan taraf Fenerbahçe’ydi. Vitor Pereira’nın İlk 11’de Van Persie tercihi tamamen yıldız oyuncusunu kaybetmemek üzerine alınmış bir karar. Gerek oyun içerisinde, gerek oyundan çıkarken yaptıkları jestlerle de birbirlerine minnetlerini sunuyorlar. Taraftar bu tarz görüntüleri her zaman hoş karşılamıştır.
Gecenin ismi ise Portekizli yıldız Luiz Nani’ydi. Bir gol ve bir asistle oynayan Nani aynı zamanda Trabzonspor kalesini en çok yoklayan isim oldu. Manchester United’da takımına kazandırdığı goller sonrası attığı parendeleri, süper Lig’de henüz görememiştik. Trabzonspor’a attığı gol sonrasında ki sevinç taklalarıyla, hem bu lige alıştığını hem de taraftarının beklediği gösteriyi gerçekleştirmiş oldu.
Fenerbahçe ilk haftaların aksine her maç üzerine biraz daha koyarak oynuyor. Özellikle defansta rakibe pozisyon vermiyor. Gol noktalarındaki hızını arttırması durumunda korkulan bir takım haline gelecektir.
UEFA Avrupa Ligi’nde de yoluna devam etmek isteyen sarı-lacivertil takım, güzel futbolunun yanına bol gollü maçlarını da ekleyebilirse taraftarını arkasında bulur ve bunun tadı sahadaki futbolcular için bir başkadır…