Hamzaoğlu: Karar önceden verilmişti, odaya girdim ve…
Galatasaray’da görevden alınan eski teknik direktör Hamza Hamzaoğlu, ayrılış sürecini anlattı. Hamzaoğlu, başkan Dursun Özbek’le son görüşmesini de anlatırken, “Odasına girer girmez ayrılık haberini söyledi. Ayrılığa neden olarak da Umut’la ilgili sözlerimi gösterdi” dedi.
AYRILIĞIN NEDENİ UMUT’LA İLGİLİ SÖZLER!…
Ayrılığa nedenlerden birinin de Umut Bulut konusunda yaptığı açıklamalar olduğu yönündeki ifadeleri de değerlendiren Hamza Hamzaoğlu, “Mesele Umut da değil. Umut’a da zarar vermek istemem. Bir oyuncuyla ilgili “uzatırdım” demem, anahtar sözcüktü. Ama herkes biliyor ki; sözleşmelerin uzatma yetkisi bende değil. İnsanların bunu anlamadığını düşünüyorum. O güne kadar olan şeylerin üzerine o da gelince birikti ve öyle bir şey yapadık. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Umut çok memnun olduğum bir oyuncu. Çünkü her şeyini takıma yansıtan, menfaatlerini 2. ve 3. plana atan bir oyuncu. Ama her oyuncum için aynı reaksiyonu gösteririm” ifadelerini kullandı.
Hamza Hamzaoğlu, ayrılık günüyle ayrılık kararının anlatırken, “Sabah, antrenmanı bitirdik. Scout ekibiyle beraber devre arasında transfer yapabileceğimiz oyuncularla ilgili görüşme yaptık. İş 5-6 gibi bitti. Cenk (Ergün) aradı, “Arena’dayım. Hoca seni bekliyoruz” dedi. Ben de “Cenk şimdi akşam trafiği, bekletmeyeyim, çok acil değilse yarın konuşalım” dedim. “Hocam acil” dedi. Fatih İşbecer’in telefonunu bana mesaj atmasını istedim. Onu da aradım ve “Hocam bekliyoruz, 2 saatte de olursa bekliyoruz” dedi. Ben hazırlanıp çıktım. Önümüzde transfer dönemi. Hatta, yolda Fatih Hoca’yla konuştuk. Gittim. Odaya girince, başkan sağolsun karşıladı. Oturur oturmaz da “Ayrılma kararı aldık” dedi. Düşündüğüyle, söyledikleri bir isim. Ben de, ‘hayırlı olsun’ dedim ve yönetim kurulunda mı aldınız bu kararı” diye sordum. O da “evet” dedi. Gerekçesini sordum, “Umut’la ilgili açıklamalar” dedi. Belki bahane de olabilir, yönetimle ilgili bir şey de olabilir. Biz belki bir şeyi anlatmak isterken farklı şekilde söyledik. Sonra konuştuk ve ayrıldık. Duyulunca da Fatih hoca hemen aradı, “Oğlum sen şaka mı yapıyorsun” dedi. Ben de biraz önce yoldaydım, kulüpte böyle bir şey söylediler ve o da şaşırdı. Bu işin içinde olan işler. Kararın duyulmasının ardından Selçuk aradı, “Bütün arkadaşlar beni arıyor, doğru mu?” diye sordu. Ben de ‘doğru’ dedim. Bir gün sonra da oyuncularda vedalaştık” açıklamalarını yaptı.
“TERİ OYUNCULAR AKITTI GURURU BİZ YAŞADIK”
Vedanın ardından Burak Yılmaz’ın ağladığı haberlerini de doğrulayan Hamzaoğlu, “Oyuncularla aşağıda konuştuk. İlk gün toplantıyı soyunma odasında yapmıştık. Son gün de herkesin orada olmasını istemiştim. Konuştuk, helalleştik. Bundan sonra başarıları yakalayabileceklerini söyledik. Her şey için teşekkür ettik. Ter akıtan onlar, biz de başarıların gururunu yaşadık. Şükürler olsun ki; bundan yıllar sonra da 4. yıldızı takan takımın hocası 3 kupayı alan takımın hocası olarak anılacağım. İleri ki yıllarda kulübüm tekrar hizmet için beni çağırırsa, tekrar gelip yarım kalan hedeflerimize ulaşmayı arzu ederim” ifadelerini kullandı.
“TRABZONSPOR VE BURSASPOR’DAN TEKLİF GELMEDİ”
Trabzonspor ve Bursaspor’dan teklifler geldiği haberlerini yalanlayan Hamzaoğlu, “Teklif gelmedi ancak insanların gönlünden geçen dileklerini duyduk. Biraz ara vermek istiyorum. İnsanlar bekleyerek kendini geliştiremez. Kulüp aramıyorum, inşallah yurt dışından bir teklif gelirse öncelikle orayı daüşünüyorum. Bursaspor’la ilgili bir yalan haber yapıldı. “Olursa gelir misin?’ diye soruldu. Bursaspor, diğer kulüpler, hepsi değerli kulüpler. Şartlar ve proje uygun olursa her kulüpte çalışırım. Seve seve kabul ederim.
Galatasaray’dan ayrılmamın üzüntüsünü yavaş yavaş üzerimden atıyorum” dedi.
“BAŞKA BİR TEKNİK ADAMLA GÖRÜŞTÜĞÜ SÖYLENTİLERİ KULAĞIMA GELDİ”
Kendisinin görevdeyken yönetimin başka bir teknik direktörle görüştüğü yönündeki söylentilerin kulağına geldiğini kaydeden Hamzaoğlu şöyle konuştu, “Neden bilmiyorum, çok kötü de gittiğimizi de düşünmüyorum. Yeni bir takımdık. Hamit gibi ciddi bir oyuncudan yoksun başladık. Bilal eleştirilir ama oynadığı maçlarda savunma yönünü de iyi yapan bir oyuncu. Ama yüzde 50’si değişen bir kadroyla sezona başladık. Tam yola girmemiz gereken durumda Rize maçı denk geldi. Bana göre de Rize maçı, bütün şanssızlıkların bir araya toplandığı bir maçtı. Sakatlıklar, hamle yapamamamız…. Ama yine de takımımız 3-2’lik skoru da yakaladı. 3-3 olduktan sonra neden 4-3 oldu diye herkes soruyor. 3-3’ten sonra “kazanmak için devam edin” dedim. Kaldı ki; yediğimiz golden hemen önce Wesley’in topu Podolski’ye geçiremediği bir pozisyon vardı. Belki o topu atsaydı, biz öne geçecektik. Daha önceki takımlarımda da beraberlik için oynamadım. Kazanmak için çıktım. Kazanma ruhunu kaybetmemek benim için çok önemli. Uzatma dakikalarında yediğimiz 2 golle kaybettik. Hiçkimse bu saatten sonra geriye dönüp bakmasın. Umuyorum bazı şeylerin yanıtını vermişimdir. Kimse suçlu aramasın. Lig devam ediyor. Takımımıza herkes destek olsun. Bütün taraftarımız herkes destek olsun” dedi.
“PİŞMANLIĞIM YOK”
Yaklaşık 1 yıl kaldığı görevde pişmanlık diyebileceği bir şey olmadığını kaydeden Hamza Hamzaoğlu, “Ama tabii ki bazı eksiklerimiz olmuş olabilir. Transfer konusunda biraz daha mı katı olmalıydım, bilemiyorum ama şartlar neyi gerektiriyorsa onu yaptık. Pişmanlığım yok. Takımızda son Rize maçına kadar birçok istatistikte 1. sırada. Kötü ve başarısız bir durum yok. Şartları düşünerek en iyisini bulmak için çaba gösterdik. Yoksa birçok oyuncu alma ihtimalimiz vardı. Bence doğru yol izlediğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
“YIPRATILMADIK DESEM YALAN OLUR”
“Yönetimin size tam destek verdiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna ise Galatasaray’ın eski teknik patronu, “Maçlarda hep beraber olduk, bize destek olmaya çalıştılar ama yıpratılmadık desem yalan olur. Bir çok şeye maruz kaldık. Bir çok şey, yeni yaşadığımız döneme denk geldi. 4. yıldızdan sonra takımda 42 oyuncumuz vardı. Onları gönderme çabası ve çalışmaları, yeni oyuncuların alınması, yeni yönetimin uyumu… Taraftarlarla, basınla olan uyum toplandığı için hatalar yapabilirsiniz. Hiçbir şey yapmazsanız hata yapmazsanız. Ben yönetimi de eleştirmek istemiyorum. Büyük ölçüde bana destek olmaya çalıştılar ama bazen yalnız kaldığımı söylemezsem yalan olur” diye yanıtladı.
VİZYONER DEĞİL ELEŞTİRİLERİ…
Sosyal medyada vizyonunun olmadığı yönündeki yorumlara tepki gösteren Hamza Hamzaoğlu, “Akhisar Belediyespor’u ele alalım. O zaman PTT 1. Lig’deydi. Küme düşmemek için oynayan bir takım. Son 10 hafta. Rakip dört puan önünde ve sizin de bir maçınız fazla. Ben o gün Akhisar için Süper Lig hedefi koydum. Bu bir şeyler anlatıyor mu? Vizyon konusunda herkes bir şeyler söylüyor. Vizyon imkanınızla sınırlıdır. Hayatım boyunca hiç şikayet etmedim, gocunmadım. Bana sunulan imkanlarla çalıştım ve büyük oranda da başarılı oldum. Denizlispor’da Akhisar’da yaptıklarımız herhalde vizyonumuzu anlatması lazım. Sosyal medyayı takip etmiyorum ama çok da duyarsız değilim. Bir sosyal medya gerçeği var. Bunu gözardı edemezsiniz çok da etkisinde kalmamalıyız. Yaptığımız yanlış bu” yorumunu yaptı.
“HERKESE HAKKIMI HELAL EDİYORUM”
Galatasaray’ın Bursaspor ile yapacağı maçla ilgili olarak ise Hamzaoğlu, “Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’tan geri kaldı. Ancak geçen hafta da Beşiktaş puan kaybetti. Bursaspor maçı öncesi sistem değişikliği geldi. Galatasaray, Mustafa Hoca’yla beraber sahaya daha farklı kimlikle çıkacaktır. Bursaspor maçından iyi bir sonuçla ayrılacağımıza inanıyorum.
Artık basından kimse beni aramasın. İnsanlarla da konuşamıyorum. Bugün de son olsun. Herkese hakkımı helal ediyorum. Benim de hatam varsa herkes hakkını helal etsin. Galatasaray artık yeni hocası Mustafa Denizli ile yoluna devam etsin. Takımın alması gereken bir yol var. Herkese teşekkür ediyorum. Bana verilen desteğe teşekkür ediyorum. Ama Galatasaray’ın artık antrenörü ben değilim. Bir kenarda kalmak istiyorum. Kulübümü dışarıdan gönülden desteklemeye devam edeceğim. Tabii ki daha sonra başka kulüpler çıkar ve oraya giderek yolumuza devam ederim” değerlendirmelerinde bulundu.
“TT ARENA’YA ÇIKARDIM”
“Bursaspor ile anlaşsaydınız, takımın başında maça çıkar mıydınız?” sorusunu ise Hamzaoğlu, “Bursaspor’la anlaşsaydım Türk Telekom Arena’ya çıkardım, çıkmamak için bir sebep yok” diye yanıtladı.
MELO GİTMEK İSTİYORDU…
Felipe Melo’nun ayrılığı ve Kevin Grosskreutz’un transferlerine açıklık getiren Hamzaoğlu, “Melo’nun gidişinde neler yaşandı?” sorusu üzerine, “Melo sezon bittiğinde tercüman Mert’le beraber ‘Hocam sezon sonunda burada kalmak istemiyorum. Burada misyonumu tamamladım’ diye bana haber gönderdi. Ben de ‘Eğer, Melo böyle bir düşünceye girdiyse yardımcı oluruz’ dedik. Transferiyle ilgili izin istedi, izin de verdik. Transferi olmadı, geldi, tekrar takımla çalıştı. O arada da git-geller yaşadık. Zaten Melo sorun değildi, takıma adapte olabilirdi. Ama son günde tekrar mesaj attı. “Hocam hayatımın fırsatı bir teklif geldi, yardımcı olabilirsen sevinirim” diye. Ben de kulüp de uygun görürse, ‘Benim için gitmesinde sakınca yok’ dedim. O da gidince biz çabuk bir şekilde Kevin’e haber gönderdik. Avusturya’daki kampta Podolski bize önermişti. 2 aydır görüşmelerimiz sürüyordu. Takibimizdeydi. Melo ve Hamit vardı diye almamıştık. Oyuncu kadromuzun genişliğinden Ocak’a bırakırdık dedik. O noktada Kevin’i çağırdık” yanıtını verdi.
Fatih İşbecer’in Kevin Grosskreutz’un transferini Cumartesi günü bitirdiklerini; ancak kendisinin istememesi üzerine transferini pazartesi gününe kaldığının hatırlatılması üzerine ise Hamza Hamzaoğlu, “Melo gitmeyince almayacaktık. Ama lisansı yetişmedi. Hiçkimseyi de suçlamıyorum. Herkes yetiştirmek için elinden geleni yaptı. Ancak saniyeler etkili oldu. Keşke yetişseydi” diye konuştu.
Grosskreutz’un ayrılmak isteğini teknik direktör Mustafa Denizli’ye bildirmesini de değerlendiren Hamzaoğlu şöyle devam etti, “Kevin bize de aynı şekilde geldi. Lisansı çıkmadığını öğrenince morali bozdu. ‘Ne yapacağım burada Ocak ayına kadar’ diye sordu. Geri dönmek istediğini söyledi. Ama lisansını almışız. Ben dedim ki, ‘Kevin seni anlıyorum, ama buna hemen karar vermeyelim. Biraz bekleyelim. 1-2 hafta git dinlen’ diye. O da ‘Ailemden çok uzak kalmak istemiyorum’ dedi. Haftasonları biz maç kampına gidince o da ailesinin yanına gitti. Yine programını verdik. Pazartesi gelip Cuma günü gidecek kadar plan yaptık. Son zamanlarda da memnunduk. Burayı da benimsedi. Arkadaşlarıyla da tanıştı. Maç oynamaması büyük etken. Oynasaydı bir hedefi olacaktı. İnşallah Mustafa Hoca bu sorunu çözer.”
“MUSTAFA HOCA’YLA YARIM SAAT KONUŞTUK”
Mustafa Denizli’nin kendine ulaşamamasına da açıklık getiren Hamzaoğlu, “Bunu ben duydum bunu. Anlaştığında kendisine ‘hayırlı olsun’ diye mesaj attım. Dün akşam konuştuk. Mesajımı görmemiş. Daha sonra aradığında telefon yanımda değildi. Tekrar o aramış. İzmir’e gittim, yurtdışına gittim. Herkes arıyor. Küçük bir şey söylüyorsunuz başka yere çekiliyor. O yüzden telefonu yanıma almadım. Zaten 2 gün önce İstanbul’a geldim. Röportajdan hemen önce arayıp böyle böyle dedim. Yarım saat konuştuk. Takımla ilgili konuştuk, bazı şeylerle ilgili konuştuk. Sadece Mustafa Hoca’nın telefonuna bakmama değil hiçbir hocaya bunu yapmam. Mustafa Hoca benim hocalığımı da yaptı. Yine başarılı olmasını çok gönrülden arzu ediyorum. İyi bir kadro var. Yine bu puan farkına ne taraftarımız ne takımımız çok fazla aldırış etmesin. Yine zirveyi alma şansımız var” diye konuştu.
DÖRT YILDIZ VARDI, YARSUVAT BUNLARI TEK TEK DAĞITTI
Geçen sezon sonunda gelen şampiyonluk kutlamalarını yorumlayan Hamzaoğlu, “O güne dönecek olursak yine Boğaz’da oldu. Duygun Başkan’ın veda yemeği ve şampiyonluk kutlamaları yaşandı. Güzel bir geceydi bizim için. Duygun Başkan’ın güzel bir vedası oldu. O günden bu güne çok şey değişmedi aslında, yönetimde değişmeler oldu. Takımda bazı isimlerle yollarımızı ayırdık ama takım aynı hızla devam ediyor. İnşallah bu durumdan da iyi bir şekilde çıkacaktır” ifadelerini kullandı.
O gün Duygun Yarsuvat’ın kendilerine 4 yıldız verdiğini kaydeden Hamza Hamzaoğlu, “O yıldızları Dursun başkana, Ali ağabeye ve Abdürrahim Albayrak’la ve bana vermişti. Ben de ondan dolayı, ‘Bu resmi bozmayalım’ demiştim. ‘Mesaj alındı’ dedi. Ama olmadı” diye konuştu.
“ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE GRUPTAN ÇIKABİLİRDİK”
Ayrılığın kriterinin ne olduğu yönündeki soruya ise Hamza Hamzaoğlu, “Ben kendimi ve ekibimi başarılı buluyorum. Bir sene önce buraya geldiğimizde çok zorlu hedefler vardı. 4. yıldız, alınması gereken kupalar. Baktığımızda bunların hepsini almışız ve bu başarılarda bizim de payımız var. Bunun gururunu yaşıyoruz. Bu seneki hedeflere baktığımızda en azından ligde yarışın içinde olan bir Galatasaray var. Her türlü değişime rağmen gruptan hala çıkma şansı olan bir Galatasaray vardı. Atletico Madrid’i yenebilirdik. Benfica maçında 2-1 yenildik ama kazanabilirdik. O maçta bizim veya oyuncuların hataları vardır ama kazanabilirdik. Sonuçta oynanan oyun bizim için kriterdir. Bu sene de baktığınızda hedeflerimizden çok fazla sapma yoktu. Yönetim böyle bir karar aldı ve saygı duyuyorum” yanıtını verdi.
“TANMAN’LA UFAK TEFEK FİKİR AYRILIKLARI OLDU”
Avusturya’daki o zaman ki sportif direktör Cüneyt Tanman’la sorunlar yaşayıp yaşamadıkları sorusuna ise Hamzaoğlu şöyle yanıtladı, “Geçen sene ki başarıda Ali ağabey, Abdurrahim ağabey ve Duygun başkanın önderliğinde güzel bir çalışma hayatımız oldu. Bu uyumun bozulmasını pek istemiştim. O yüzden başkana o mesajı vermiştim. Hatta Abdurrahim Ağabe’yle de konuştum. Ama olmadı. Cüneyt Abi’yle sezona başladık. Bizim yabancı olduğumuz birisi değil. Büyüğümüz, kaptanlığımızı yapan birisi. Beraber başladık. Bizimle yeni yeni çalışmaya başlaması bazı ufak tefek fikir ayrılıklarını getirdi; ama birbirimizle çatışan pozisyona girmedik: Daha sonra kendisi yollarını ayırdı. Sonra Mehmet Abi geldi ve onunla devam ettik.”
DÜŞÜK PROFİLLİ OYUNCU ALIYOR ELEŞTİRİLERİ…
Düşük profilli oyuncuları talep ettiğiniz yönünde kendisine eleştiriler geldiği yorumu üzerine ise Galatasaray eski çalıştırıcısı, “Mali durumumuz kötü diye söylemiyorum ama ileriye daha iyi bakmak için frene basmamız gerekir. Bu yıllarda bu durumda yüksek hedefler koyma durumumuz yok. Mali durumumuzu güçlendirirsek ileriki yıllara daha iyi bakabilirdik. Transferleri niye yaptığımızı iyi anlatamadık. Melo’nun yerine alternatif olarak Bilal’i almadık. 750 bin Euro verdiğimiz Bilal’i, 2.5 milyon Euro’ya oynayan Dzemaili’nin yerine aldık. 1 milyon Euro’ya oynayan Yekta’nın yerine Cem olsun dedik. Cem kötü bir oyuncu değil. Transferi böylece ilk defa artıyla kapattık. Jem Karacan’ı daha önce Beşiktaş ile Trabzonspor’un da istediğini duymuştum” açıklamalarında bulundu.
“BURAK’A ‘İYİ OLMAK ZORUNDASIN’MESAJI VERMEK İSTEDİM”
Sivasspor ile 2-2 berabere kaldıkları maçta Burak’ı yedek bırakması konusuna da açıklık getiren Hamzaoğlu, “Tek tek kişiler üzerinden gitmek doğru olmayacak. Burak da dahil her oyuncumun maksimum verimle oynaması için çaba gösterdim. Antrenör oyuncusunu kazanmak veya performansını artırmak için her yolu dener. Bazı oyuncuları oynatmaz, bizi dönemimizde Kalli Okan ve Arif’i yedek bırakmıştı. Ben de Burak’tan maksimum verim almak için çaba gösteriyordum. Burak’ın bir oyun anlayışı vardı. Sürekli ofsayta düşüyordu. Burak’ı Umut’un arkasında oynatarak daha az ofsayta düşmesini sağladık. Sonra Burak kendi alışık olduğu oyunu oynamaya başladı. Burak hücumda üzerine düşmesi gerekenleri yapıyor; ancak sezon başında da defansif anlamda işlerini yapması için çalıştık. Stoperlerden oyunu iyi kurmasını istiyorsak, Burak’tan da defansif anlamda yardımcı olması için çalıştık. Ben de Burak’tan bu verimi almak için çalıştım. Sivas’ta özellikle oynatmadım. Podolski’yle başladım. ‘İyi olmak zorundasın’ mesajını vermek istedim. Maalesif bu konuda da zorlanıyoruz. Antrenörler çok fazla sorgulanmamalı. Yoksa benim hiçbir oyuncumla sorunum olmadı, olamaz da. Sorunum olacak oyuncuyla çalışmam. Bir oyuncudan o elektriği alamıyorsam o oyuncuyla çalışamam” diye konuştu.
“TAKTİK ÇALIŞMADIYSAK NASIL ŞAMPİYON OLDUK”
Wesley Sneijder’in Şampiyonlar Ligi grup maçında 2-0 kaybedilen Atletico Madrid maçı sonrası yaptığı, “Taktik oyunumuz yok ve iyi çalışmadık” sözleri de sorulan Hamzaoğlu, “Wesley sonradan bana mesaj attı. Kesinlikle benim böyle bir sözüm olmadı. Söylediklerim yanlış yere çekildi. ‘Takım olarak daha fazla şeyler yapmamız gerekir yönünde bir şeyler söyledim’ dedi. Ben bunlara takılmıyorum. Yeni hocamız var, Oyuncular, umutla lige bakmalı. Herkesin günlük gülistanlık gittiğini söylemesini beklemiyordum. Oyuncularımın söylediklerini normal karşılıyorum. O psikolojiyle maçlara çıkıyorlar. Taktik çalışmadıysak, takım boyumuz en son maçlarda 28 metreye kadar nasıl düştü. Takım, geçen sezon nasıl şampiyon oldu. Bunlara cevap bile vermek istemiyorum. Bana yanlış anlaşıldık diye mesaj gönderdiler. Onlara gönül koymuyorum” ifadelerini kullandı.
“BÖYLE ZAMANDA RAPOR MU OLUR?”
Galatasaray eski teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu, Astana maçı sonrası kendisinden istenen rapor konusuna açıklık getirdi. İstenen rapora reflekse tepki gösterdiğini söyleyen Hamzaoğlu, “O reflekskle ret yanıtı verdim. Böyle şeyler bizden önce basına aktarılmaz. Maalesef basında da çok yıpratılmaya çalışıldık” dedi.
Galatasaray’ın Avrupa Ligi şansını değerlendiren Hamzaoğlu, “Galatasaray, Avrupa Ligi’ne kalması durumunda, finale kadar gideriz diye düşünüyorum. İnşallah finalde de Avrupa şampiyonluğunu alırız. Fakat zorlu bir yol. Hiç bir maç kolay değil. Takım Mustafa hocayla her şeyi oturttuğu zaman iyi yol alacaktır” dedi.
“Astana maçından sonra yönetimin kendisinden bir rapor istediği ve kendisinin de vermemesi üzerine çıkan krize de açıklık getiren Hamzaoğlu şu ifadeleri kullandı, “Yeni bir hoca gelmiş. Bu işlerde zaman kaybediliyor. Bundan sonra basından kimse beni aramasın. Çok güzel zamanlar geçirdim. Bir sezonda yaşanabilecek her şeyi yaşadık. Bilgimiz ve tecrübemiz dahilinde kulübümüze yardımcı olmaya çalıştık. Hatalarımız olmuştur ama yanlışımız olmaz, olamaz. Bir sezon boyunca kader birliği yaptık. Her şeyin bir sonu var. Bir gün ayrılacaktık, bu zamanmış. Takımımız yeni hocamızla devam ediyor. Taraftarlardan ricam takıma aynı şekilde desteğe devam etsinler. Şu anda oyuncuların daha çok desteğe ihtiyacı var. Ben takımıma zarar vermekm istemiyorum. Hocalarımın, oyuncularımın, yönetimin zamanını çalmak istemiyorum. Çok fazla konuşmanın da faydası yok aslında. Kulübümüze yapabileceğimiz her şeyi yapmaya gayret ettik. Kulübümüzün ihtiyaçları dışında da bir şey istemedik. Belki bir çok kişi şunu aldırsaydın diyordur, ama yapamam. Bir teknik direktör kulübünün de mali yapısını da d üşünmek zorunda. Bunları maalesef düşünmek zorundayız ve ben düşünürüm, bundan sonra da düşünürüm.
Astana maçında biz berabere kaldık ve ne şekilde kaldığımızı da biliyorsunuz. Kişisel bir hata ve kendi kalemize attığımız bir gol. Astana ile ilk oynayan takım biz olduğumuz için kamuoyunda inanılmaz kötü bir sonuç olarak nitelendirildi. Ama Avrupa’da ilk 10’daki Atletico ve Benfica da orada puan bıraktılar. Biz oradan döndüğümüzde düşündüğümüz bir raporlama sistemi kafamızda var. Ancak yönetimden böyle bir rapor isteği gelince ister istemez tepki çekti. Zaten puan kaybetmişiz, üzgünüz. Doğal olarak, ‘Bu zamanda nedir bu? Bu zamanda rapor mu istenir” dedim, “Ben yazmıyorum” dedim. “Başakşehir maçında gerikirse raporumu yazar” veririm dedim. Bu benden istenirken, zaten rapor istendiğini basından duyuyorum. Benden istenilmeden önce basına sızdırılıyor. Yönetim hocalardan rapor isteyebilir. Ama basına aktarılmaz. Bu nedir? Taraftara, ‘Siz merak etmeyin biz hesap soruyoruz’ demek. Bunlar önemli şeyler. Başarısız şeylerden sonra destek çok önemli. Ben de refleks olarak ret yanıtı verdim. Başkan da Florya’ya “Hocam bu duyuldu. Biz rapor bekliyoruz senden dedi. Ben de tamam dedim. Mehmet ağabey, “Cenk Ergün ve seninle beraber yazalım” dedi. Biz de yazdık. Sonra bu rutin haline geldi ve kulübe gönderdik. Kötü bir zamanda destek gönderilmesi gerek. Onu görmediğim için kırgınlık yaşadım”
Galatasaray’dan ayrılma konusundaki kırılma noktalarından birini bu olay olup olmayacağı sorusunu ise Hamzaoğlu, “Çok da uyumsuz çalışmadık. Maalesef basında da çok yıpratılmaya çalışıldık. Geçen sene şampiyon olduk. 1 sene de şampiyon olursak, belki bu, insanlara cazip gelmedi. Fazla mı olurdu? Özellikle bazı spor yazarları özellikle benim üzerime geldiler. Ama ayrılmadan 2 hafta önce çok olumlu yazılar geldi, ben endişelendim. ‘Hangi dağda kurt öldü?’ dedim. İçime şüphe düştü” diye yanıtladı. (ntvspor)