Hayattan intikamımı ringde alıyorum
Trabzonlu Sabriye Şengül, Dünya Kick Boks Şampiyonu oldu, göğsümüzü kabarttı. Hayatı zorluklarla dolu olan Sabriye hikayesini anlatmaya başladığında ringdeki o sert kızdan eser kalmıyor, gözleri dolup dolup boşaılyor. Aile sorunları onu öylesine kırılgan bir hale sokmuş ki,bütün hırsını ringde çıkarıyor
Çıtı pıtı, kendi halinde, dünyayı dize getiren bir genç kadın. Ama ringde bambaşka biri. Altın kemer sahibi olan Sabriye’nin başarıya giden yolda neler yaşadığını dinlemek isterken karşıma bambaşka bir hikaye çıktı. Anne yıllarca evin geçimini üstlenmiş, babanın alkol sorunu var. Bu zorluklara rağmen liseyi bitirmiş. Boksa başlamış. Bu tercihini açıklarken, “Her şey zorunluluktandı belki de” diyor, “Hangi avukatın, doktorun kızı boksu seçer ki!” İçindeki öfkeyi sadece ringde dışarı atabiliyor. Belki de başarısının sırrı bu. “Anne ve babamı hiçbir zaman yan yana görmedim. Normal bir aile gibi oturup yemekler yemedik” diyerek aile özlemini anlatan genç kadın sık sık gözyaşlarına boğuldu.
– Altın kemeri aldınız. Altın kemere giden yol nerede başlıyor?
– Trabzon Vakfıkebir doğumluyum, sanırım orada başlıyor hikaye. Üç kız kardeşiz, ben ortancayım. Annem ev hanımı, babam kamyon şoförüydü. Çok da rahat koşullarda büyümedim.
– Nasıl şartlar?
– Ailemin maddi durumu iyi değildi. Babamın alkol sorunu vardı, eve de bize de bakmıyordu. Annem ev ve apartman temizliğine giderdi. Beni de yanında götürürdü. O merdivenleri silerdi, ışıklar kapandığında otomatiğe basıp ışıkları açardım (ağlıyor).
– Aaaa daha konuşmaya yeni başladık, gözyaşlarına boğuldun… Yapma ne olur…
– Çok duygusalım ben. Hemen ağlarım. Bu konular da en hassas olduğum şeyler. Annem çok zorluk çekti. Çok zor şartlar altında bize baktı. Erkek gibi büyüdüm. Babam başımızda olmadığı için, ilgilenmediği için kız kardeşlerimin üstüne titriyordum, onları kolluyordum. Babalık görevi bana düştü. 18 yaşımda boksa başladım.
BABAM GAZETEDEN ÖĞRENDİ
– Bu arada eğitimine devam edebildin mi?
– Evet, lise mezunuyum. Vakfıkebir’de doğdum ama Trabzon’da yaşadım hep. Trabzon çok küçük bir şehir. İnsanları sıcaktır, samimidir. Tanımadığınız birinin kapısını çalın, “Açım” deyin, sizimisafir ederler. Böyle bir ortamda büyüdüm. Çoğunlukla erkek arkadaşlarım olurdu. Erkek gibi büyüdüm diyebilirim. Küçükken çok kavga ederdim. Liseye giderken okulda hentbol takımındaydım.Oradaki antrenörüm çok sert olduğum için, bir gün antrenman sonrası “Sen git boks yap” dedi. Çok sert ve faullü oynuyordum. O lafı yediğim akşam rüyamda boks yaptığımı gördüm. Boks yapmaya karar verdim. Ailemden habersiz kaydımı yaptırdım bir spor salonuna. Ablama söyledim, “Deli misin?” dedi bana. Boksa başladıktan altı ay sonra amatör kızlarda Türkiye Boks Şampiyonuoldum. Gazetelere çıkınca babam farketmiş. Bir gün işyerindeçalışırken gazetede beni görüp, “Ya bu benim kız değil mi?” demiş.Şaşırmış…
– Öğrenince kızdı mı?
– Yo, hiç bir şey demediler. Zoru seviyorum ben. Toplumda “Yapılamaz, zor” denen şeyi yaparım. Başarılamaz gibi görünen şeylerin üzerine gitmeyi severim. İnatçıyımdır.
– Çok hızlı olmuş başlangıcınız. Değil mi?
– Sonrasında üç kez daha Türkiye Şampiyonu oldum. Daha sonraAvrupa şampiyonu derken, milli takım forması da giydim. 2015 yılından itibaren de profesyonelliğe imza attım.
– Bu kadar hızlı yol alacağınızı düşünmüş müydünüz?
– Evet. Hırslıyımdır ben. Çok inanıyordum ve istiyordum. Kick boks’ta mağlubiyetim yok. Profesyonel kick boks’ta dünya şampiyonu oldum. Ama altın kemer almak başka bir unvan. Burada da dünya şampiyonu oluyorsunuz ama bir taraftan da altın kemeriniz oluyor. Yani biri sizi yenene kadar o kemer sizin!
– Türkiye’de bu dereceyi elde etmiş bir kadın sporcu var mı?
– Hayır, yok. Ülkemi bu anlamda temsil ediyor olmak gurur verici.Amerika’dan da bana kafes dövüşü için teklif geldi ama gitmedim.Türkiye’de yaşamak istiyorum. Zaten ailemden ayrı yaşayamam.Onlardan ayrı yaşarsam başarısız olacağıma inanıyorum.
– Şu an ailenizle mi yaşıyorsunuz?
– Evet, annem ve kardeşlerimle birlikte. Babamla annem yeni boşandılar (ağlıyor).
– Yine gözyaşlarınızı tutumadınız. Üzülüyor musunuz bu boşanmaya?
– Tabii. Sonuçta babamdı. Ona da bakıyorum. Hâlâ alkol alıyor (ağlıyor).
– Çok zor olmalı bir kız çocuk için?
– Sonat Abla çok darbeli geliyor soruların (gülümsüyor).
– Merak ettim hikayeni. Şaşırdım boks şampiyonu bir kadının bu kadar hassas olmasına…
– Hangi avukatın, doktorun kızı boks yapar? Boks sporunu tercih eder?
– Sen niye tercih ettin?
– İçimde dışarıya çıkarmak istediğim bir öfke var. Babamla ilgili, ailemle ilgili bu öfke. Ringe çıktığım zaman her şeyi unutuyorum, öfkem yatışıyor. Hayatın öfkesini rakibimden çıkarıyorum. Hayattan intikamımı ringde alıyorum. Anne ve babamı hiçbir zaman yan yanagörmedim. Normal bir aile gibi oturup yemekler yemedik. Karı-koca gibi değillerdi ki…
– Hiç konuştunuz mu babanızla bu durumu?
– Ne kadar konuşursan konuş. Adamın bir alkol sorunu var. Kaç kez tedavi ettirmek istedim. O istemedi. Bırakamıyor alkolü. Ben bakıyorum ailemin hepsine.
EN FAZLA GÖZÜM MORARDI
– Maça çıkmadan önce rakibin bir kilo fazlan olduğunu söylemiş. Böyle bir durumda ne yapıyorsunuz?
– Antrenman yaptım. Dört raund yumruk çalışması yaptım. 30 dakika da sauna yaptım. Tartıldım, 700 gram vermişim. 300 gram için para cezası ödedik.
– Ne kadar oluyor o para cezası?
–100 grama 50 euro. Kemer maçı olduğu için 57 kilo olmam gerekiyordu. Kendimi kaptırıp çok yemek yemem ben. Profesyonel sporcuyum, memur nasıl işine gidiyorsa, benim de işim kilomu, gücümü korumak. Normal şartlar altında bu kadar saunaya girmek çok zararlı. Önemli olan kemeri almaktı. Aldım ve bir unvanım oldu. Türkiye’de bunu alan ilk ve tek kadınım. Bu çok önemli. Bundan sonra kemeri benden alabilmek için benim ayarımdaki kadın sporcular meydan okuyacaklar. Ve o maçlara çıkacağım.
– Kadınlar boks yapmalı mı?
– Savunma amaçlı yapmalarını tavsiye ediyorum. Fiziklerini korumak için de ideal. Hem forma girip hem de kendini savunmayı öğrenebilirsin. Çocukların da öğrenmesi gerekir bence.
– Ring dışında kullandınız mı bu gücünüzü?
– Hiç. Çok sakin biriyimdir ring dışında.
– Ağır bir yaralanma geçirdiniz mi?
– Hayır, en fazla gözüm morarmıştır.
-Dünyada senin gibi kadınlar epey popüler oluyor. Sen de ister misin böyle bir popülarite?
– Bu işin fanları var. Kick boksçu kızlar dünyada dergi kapaklarını süslüyor, aksiyon filmlerinde oynuyor. Ben de usturuplu biçimde olursa isterim. Spor giyim üzerine bir reklam filmi olabilir. Benim de epey fanım var. Bizim toplum bu konuda zayıf. Trabzon’da herkes tanır beni. Ama Türkiye genelinde pek tanınmıyorum.
ANNEM HALA NASIL BOKS YAPTIĞIMI BİLMİYOR!
– Nasıl bir tempon var?
– Antrenman, antrenman, antrenman… Her sabah 07:30’da kalkıyorum, evimizin yanındaki futbol sahasında koşuyorum. Bir saatlik antrenman sonrası eve geliyorum, duş alıp, kahvaltımı yapıyorum. Evi toparlıyoruz, annemle oturup Müge Anlı’yı izliyoruz (gülüyor). Doğrusu bu… Annem fındık kırıyor evde.
– Annen ne diyor bu işlere?
– Annem hâlâ nasıl boks yaptığımı bilmiyor ki. Kendi halinde bir Anadolu kadını. Çok saf, çok temiz biri. Çok iyi niyetli biri. Demezsiniz ki kızı boksör. Evliya sabrı olan bir kadın.
– Neden bu kadar duygusalsın?
– Çok çektim çünkü. Annemle babamın boşanma sürecinde zorluklar yaşadım. Bu maça da hiç hazırlanmadan çıktım zaten.
– Nasıl zorluklar çektin?
– Boşanma sürecinde dayım bizi çok zor durumda bıraktı. Annemin üzerine olan evi kendi üstüne geçirip sattı, bize parasını vermedi. Üstelik yaşadığımız eve onun yüzünden haciz geldi. Annemin maaş kartını da almış, sekiz senedir kendi çekiyor parayı. Birkaç aydır bunlarla uğraşıyordum. Oysa hayatımın en önemli maçına konsantre olmam gerekiyordu ama ben bu sorunlarla boğuştum. Hâlâ hukuki süreç devam ediyor.
– Ringe çıktığında nasıl biri oluyorsun?
– Ringe çıktığımda değil ama bir ay öncesinde başka biri oluyorum. Organizasyonun stresini de çekiyorum. Oysa sadece kendi işime konsantre olsam daha iyi. Ringde rakibimden başkasını görmez gözüm. Çok içim doluydu, sen yaramı deşince kanallar açıldı. O yüzden bu kadar ağladım.
BAŞARI GELİNCE DESTEK DE GELDİ
– Boks olmasaydı ne olurdu?
– Kesin yine sporcu olurdum. Yüzücü olabilirdim, karate yapabilirdim, judocu olurdum… Dövüş sporlarına ilgim vardı, birini seçerdim.
– Gencecik bir kızın böylesine sert bir sporla ilgilenmesine çevren nasıl tepki verdi?
– Tepki gösterdi birçok kişi. Bayana yakıştırılmıyordu, özellikle Trabzon gibi bir yerde böyle bir sporla ilgilenmem garip karşılanıyordu. “Kadın kısmının boksta ne işi var” deniyordu. Ama başarı geldikten sonra destek olmaya başladılar. Amatör olarak yaptığım dönemde Trabzon Belediyesi’nde çalışıyordum. Sonra Fenerbahçe Kulübü’ne geçtim. Profesyonel olmam için teklif aldım kick boks için. Ve bugüne geldim. (sabah)