Ülke hakemliğinin son durumu hakkında bazı bilgiler vereceğim bugün size…

Önce bir fikir jimnastiği yapalım.

Deniz Ateş Bitnel’i hatırlıyorsunuz değil mi? Hani, 2.5 ay önce oynanan Galatasaray- Trabzonspor maçındaki kötü yönetimi sonucu çok büyük tepki toplayan hakem kardeşimiz.

Trabzonsporlu 4 futbolcuya kırmızı kartını çıkartmıştı o maçta… Fakat zihinlerden hiç silinmeyecek görüntü, aynı kartı Salih Dursun’un ele geçirmesi ve Deniz Ateş Bitnel’in bizzat kendisine göstermesi idi elbet.

Çok başarısız ve çok talihsizdi o gün Deniz Ateş Bitnel.

Peki, sonra ne oldu? Deniz bitti… Bitirildi.

FIFA kokartını o maçtan 45 gün önce takmış olmasına rağmen, acımasızca bir kenara itildi.

Ve öyle ki, o günden bu yana değil Süper Lig’de, 3. Lig’de bile maç alamıyor.

Aa, pardon… Sadece 1 maç aldı. O da Portekiz ile İsveç arasında oynanan U17 maçı… Onu da elbet UEFA verdi.

Öyle ki… Türkiye Futbol Federasyonu, bu kardeşimizin bu görevini duyurmaktan bile kaçındı. Uluslararası arenada görev yapan her hakeme kendi resmi sitesinde yer veren Futbol Federasyonu, bir ilke imza atarak Bitnel’i yok saydı.

Bir adım daha gideyim. Deniz Ateş Bitnel’in bu görevi sonrası bir açıklama yapan Trabzonspor, “U17 EURO 2016’da oynanan Portekiz–İsveç maçında bir Türk hakemi görev almıştır. Avrupa’daki bu tür organizasyonlarla ilgili atamalar UEFA’nın yetkisindedir ve TFF’nin müdahale etme hakkı bulunmamaktadır” şeklinde durumu özetledi.

Bu açıklama ile… Adeta şunu söyledi Trabzonspor: “Bu TFF… Bu MHK… Bu Deniz Ateş Bitnel’e bizim ülkemizde maç veremez!”

Tavrını ortaya koydu Trabzonspor… Dediğini de yaptırttı!

Durumu bu şekilde özetledikten sonra… Merkez Hakem Kurulu’nun değerli üyelerine sormak istiyorum: “Arkadaşlar… Bu nasıl iş… Hakeminize böyle mi sahip çıkıyorsunuz siz! Maç mı sattı Deniz Ateş Bitnel! Sahtekarlık mı yaptı! Bir maçta çok başarısız oldu diye nasıl böyle silersiniz? Gencecik hakeminizi nasıl böyle bitirirsiniz? Daha düne kadar FIFA kokartı takmaktan dolayı büyük gurur ve mutluluk duyduğunuz bir hakeminizi nasıl böyle bir kenara itersiniz?”

Bu mu şimdi hakem yöneticiliği!

Bu güvensiz mecrada… Bu kaygan ortamda… Hakemlerin başarılı olması mümkün mü hiç!..

Sizler geçmişte istenmeyen hakem ilan edildiğinizde… Kötü maç yönettiğinizde… Camia dışına böyle itildiniz mi hiç!

Nasıl böyle korkarsınız! Nasıl böyle çaresiz kalırsınız!

Nerede kaldı, MHK’nin bağımsızlığı… Özgürlüğü… Gücü!

Nereye gitti o cesaret!

Deniz Ateş Bitnel’e alt liglerde bile görev verebilecek bir konumunuz yokmuş demek ki!

Hakemlerin görev süresi, kulüp yöneticilerinin iki dudağı arasına sıkışmış kalmış, belli ki!

Bugün Trabzonspor, yarın başka bir takım!

Sizlerin teslim bayrağı çektiği yerde, hak ve eşitlik olur mu!

Talimat alarak nereye kadar gider!

Hakemler size nasıl güvenecek!

Hakemler sizin varlığınızı nasıl hissedecek!

Hem… Şu da var: Siz… Aynı MHK değil misiniz, evrakta sahtecilikten dolayı 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırılmış olan kişileri koruyan ve kollayan… Bolu il hakem kurulu başkanı ve üyelerinin o koltukta oturmalarına hala göz yuman… Maç vermeye devam eden… Ödüllendiren… Ortadaki kapı gibi belgeleri, tutanakları, görüntüleri ve mahkeme kararını elinin tersi ile iten… 3-5 cambazın yalanına itibar eden!

Maalesef… Aynı kişilersiniz!

Deniz Ateş Bitnel’i sahiplenmeyen de… Sahtecilere maç veren de… Sizlersiniz!

Son sözüm şu olacak: Adaletin batsın MHK!