Ahmet Çakar: Onbinlerce insanın öleceği bir iç savaş planlamışlar…

 

Demokrasiye, halkımıza ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek yağıyor. Siz neler söylersiniz?
Sayın Cumhurbaşkanı’nı seversiniz, sevmezsiniz, eleştirirsiniz, eleştirmezsiniz… AmaCumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı ismidir… Ve Anayasal olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanıdır… Ona yapılmış illegal bir operasyon, 80 milyona yapılmış demektir.
Onun cebren, kanun dışı, üstelik Türk ordusu tarafından görevden alınmaya çalışılması, hatta öldürülmek istenmesi, vatan hainliğinden de öte bir şeydir! Çünkü biz darbelerdençok çektik. 1980 darbesinde bir üniversite öğrencisiydim. Özgür değildik… Dipçiklerle dövülüyorduk.
Paltomuzun renk tonuna bile müdahale ediliyordu. O günleri kimse geriye getiremez, gelmemesi için de tek yol demokrasi ve ona sahip çıkmaktır.
Aslında bu milletin önünde çok güzel bir kılavuz var… Ulu Önder ne dem; “Bu ülke cemaat, tarikat, ya da herhangi başka bir unsur tarafından yönetilmemelidir. Bu ülke Cumhuriyet’tir ve bu laik ve demokratik toplum ancak bir Cumhuriyet’le muhassır medeniyetler seviyesine yükselir. Bir vatandaş olarak şunu rahatlıkla söylerim; Türk Silahlı Kuvvetlerine kırgınım! Sakın sadece bu darbeden dolayı kırgın olduğumu düşünmeyin. Son 30 sene bu ülkede komuta kademesindeki bütün üst düzey rütbelilere kırgınım. Siz bu vatan hainlerini Peygamber Ocağı’na nasıl sokarsınız… Hadi gizlicegirdiler diyelim, 20-25 yıl nasıl fark etmezsiniz! Siyasiler ‘pardon’ diyebilir! Vatandaşlar da ‘pardon, fark etmedik’ diyebilirler ama bir asker hem de ülkenin korunmasının bir numaralı sorumlusu bir “pardon fark etmedik” diyemez… Son 30 yılın tüm GenelKurmay Başkanları hepiniz suçlusunuz! Geçmişi en az 30 yıla dayanan bu paralel yapının Türk Silahlı Kuvvetleri içinde olmasına nasıl göz yumdunuz. Eğer göz yummadıysanız ya da işbirlikçi değilseniz nasıl fark etmediniz? Sizin istihbarat subaylarınız, diğer komutanlarınız ne iş yapar!
Şimdi size bir anımı anlatmak istiyorum; yıllar önce Hava Kuvvetleri’nde yedek subay doktor olduğum ilk günlerde istihbarat subayı beni ufak ufak yoklamaya, amiyane tabirle zarflamaya çalıştı.Tatlı tatlı soruyor; Cuma Namazı’na hangi camiye gidersin, oruç tutarken zorlanıyor musun?
Hadi senle bir akşam rakı içmeye gidelim… Kız arkadaşlarınla aran nasıl? Gibisinden. Ben de salağım ya hepsine cevabımı verdim. Tabii ki aslında bu bir istihbarat sorgusuydu. Kominist miyim, şeriatçı mıyım ya da başka bir şey miyim beni çözmeye çalışıyorlardı. Bunu niye anlattım… Hava Kuvvetleri’nde iki sene doktor olacak Ahmet’e bu istihbarat çalışmasını yapıyorsunuz da o yıllarda teğmen olarak Hava Kuvvetleri’nde göreve başlamış insanlar ki çoğu şu an albay ya da general rütbesindedirler. Onlara niye bu istihbarat çalışmasını yapmadınız da yılanın başı küçükken ezilmedi.

RUS UÇAĞINI FETÖ’CÜ PİLOTLAR MI DÜŞÜRDÜ?
Diğer bir anım da şu; aylar önce Rasim Ozan Kütahyalı ile çay içiyoruz. Rasim bana“Hocam biliyor musun Hava Kuvvetleri’nde özellikle F-16 pilotları içinde çok fazlaFETÖ’cü subay var. Rus uçağını da onlardan biri vurdu” dedi. Ben de ona, “Oğlum Rasim, günaha giriyorsun bir Türk subayı FETÖ’cü olur mu? Bu ülke menfaati dışında bir iş yapar mı? Çılgın mısın?” diye karşılık verdim. Ama bugün Rasim’in haklı olduğunu üzülerek, tiksinerek ve yedek subaylığını Hava Kuvvetleri’nde yapmış bir insan olarak hayal kırıklığıiçinde görüyorum. Kendi meclisinin, kendi insanının üzerine ateş etmiş bir F-16 ya da Skorski pilotu neden Rus uçağını ülke zararına ve kasten düşürmesin.

15-temmuz-darbe-girisimi-gariplikleriTürk Milleti, 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı müthiş bir demokrasi mücadelesi verdi. Bu gözü dönmüş canilerin darbe girişimi için yorumunuz nedir?
15 Temmuz gecesi ülke olarak direkten döndük… Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızmış vatan hainleri; tuhaf ve kanlı bir girişime başladıklarında aslında bence sadece bir darbeyi değil, 10 binlerce insanın öleceği bir iç savaşı da planlamışlardı. Belki de amaç; köprü ve meydanlarda fitili ateşleyip, insanları birbirine kırdırmak, sonra da duruma tam anlamıylael koymaktı. O gecenin kırılma noktası; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyonlardaki konuşması oldu. Şayet Cumhurbaşkanımız konuşmasaydı, sonuç çok farklı olurdu. Halk onun ayakta olduğunu gördü, serbest olduğunu gördü ve “Korkmayınsokaklara çıkın” demesiyle iç savaş hedefli darbeyi önlemiş oldu. Ancak bana göre; darbe ve kalkışma, yüzde 99 oranında önlendi… Hala yüzde bir kestiremediğim faili meçhul önemli cinayet ya da provakasyon gibi ihtimaller de mevcut… Devlet çok dikkatli olmalı.Aklıma korkunç bir soru geliyor? Türk Silahlı Kuvvetleri gibi Cumhuriyeti’nin güvenliğinin bir numaralı kurumuna böylesine hainler nasıl sızdılar? ‘Paralel Devlet Yapılanması’ adı altında yıllardır nasıl faaliyet gösterebildiler?
Gözaltı ve tutuklamalara baktığımızda; genel olarak şüpheli isimler albay ve general seviyesinde. Bugün bir albay ve generalin Kuleli ve Askeri Harp Okulu’ndan bulunduğu mevkiye kadar geçen süre en az 20-25 senedir… Bu rütbeliler, Atatürk ilke ve inkılaplarınıve Cumhuriyet değerlerini korumak ülküsüyle hareket etmeleri gerekirken örgütsel faaliyetlerinde hiç açık vermediler mi?
Hep söylüyorum, Türkiye’de bir ülkü vardır; o da Atatürk’ün kurduğu ve Cumhuriyet değerlerinin savunulduğu Türkiye Cumhuriyeti.

BUNLAR HRANT DİNK’İ DE ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİRLER
Yıllar önce şike operasyonları yapıldığında bir kısım insan bunu “Gülen Cemaatinin” yaptığını ve amacın Fenerbahçe’yi ele geçirmek olduğunu iddia ettiler. Ben de televizyondaki konuşmalarımda bir cemaatin Türkiye’nin en büyük kulübüne operasyon yapmak istemesini ve ele geçirme arzusunu anlayamamıştım. Bakın tekrar söylüyorum ‘2011 sezonunda şike yapılmadı’ diyemem ama şunu bugün rahatlıkla söylerim ki delillerin toplanması ve gizli ajanda belki de Fenerbahçe’yi ele geçirmek ya da Fenerbahçe üzerinden bir sportif kaos yaratmak düşüncesiydi.

page_sekiz-soruda-15-temmuz-darbe-girisimi_053144753
Her kim ki sporda ya da diğer medya kuruluşlarında paralel yapı, FETÖ, PKK ya da herhangi başka bir illegal örgütle ilişkiliyse araştırılmalı ve yargılanmalıdır. Zamanında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den, Milletvekili Şamil Tayyar’a, Rasim Ozan Kütahyalı’dan Ertem Şener’e, Erman Toroğlu’ndan, Serhat Ulueren’e ve ben de dahil olmak üzere birçok spor yazarı bunun kriminal bir olay olduğunu, kumpas ya da ele geçirme faaliyeti olmadığını ifade etmiştik.
Hatta Aziz Yıldırım bunun bir şike operasyonu değil başka bir şey olduğunu söylediğinde de başta ben karşı çıkmıştım. Sakın şu an kıvırdığımı düşünmeyin, 2011 sezonunda tapelere bakıldığında ‘şike yapılmadı’ diyemem asla da bu konuda geri adım atmıyorum ama bugün yaşananlara baktığımızda o gün toplanan delillerin ya da bazı polisiye faaliyetlerin kumpasa yönelik art niyetli ve hedef amaçlı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Gelelim spor dışı olaylara; kendi vatandaşı üzerine kurşun sıkan, kendi meclisini bombalayan bir vatan haini, neden zamanında Muhsin Yazıcıoğlu’na suikast düzenlememiş olsun. Niye Hrant Dink’i öldürmemiş olsun. Bunların da araştırılması gerek.

AHMET ÇAKAR- sabah

Önceki İçerikVitor Pereira: Darbe gecesi uyuyamadık
Sonraki İçerikHıncal Uluç’tan ilginç yazı: Alp Yalman, Özbek’in ucuz planına kalkan oldu… Riekerink aslında…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz