10 yaşında bombalardan zulümden kaçarak hayatın yükünü küçücük omuzlarına yükleyen bir aslan yürek tanıdık. Arkadaşları oyun oynarken o yağlı paslı hayatının içinde tek bir sevda barındırıyor, hayata o sevdası ile bağlanıyor, ‘Galatasaray’ dendiğinde gözlerinin içi gülüyor, derdini kederini unutuyordu.
Saf ve temiz çocuk kalbinin en güzel yerine sarı kırmızı sevdayı koymuş aslan gibi bir yürek. Adana’da yağlı paslı ama mis kokulu tertemiz sevdasını, aşkını bütün Türkiye’ye gösterdi.
Ona, ‘Galatasaray Sensin Çocuk’ dendi. Onu hayata bağlayan, Galatasaray’nın formasını kimse elleyemiyordu.
Her gün minik ayaklarının yorgunluğunu umursamadan evine gittiğinde formasını kendi yorgun ama gururlu elleriyle temizliyor ve sabaha yine sarı kırmızı sevdayla uyanıyordu. Bir gün bile formasına kimseyi dokundurtmadı, forması ile ilgili yapılan şakalara bile kızdı.
Onun için o forma kutsaldı; ne dil ne de el uzatılabilirdi.
Evet, 10 yaşındaki Suriyeli Udey’in hikâyesiydi bu Adana’dan yüreğimizi yakan. Adana’dan bir de 29 yaşındaki Yasin’in hikâyesine şahitlik ettik. Sarı-kırmızı forma sayesinde yılda 1 milyon 100 bin Euro kazanan Yasin’in yere fırlattığı o formanın değerini bilmesi için belki de birkaç gün Udey ile beraber yaşaması gerekiyor.
FORMANA SAHİP ÇIK
Udey gibi sahip çık Yasin gibi kazan, helali hoş olsun; lafım aldığın paraya değil formaya verdiğin değere. Diyeceksin ki, “O sinirle elimde forma olduğunu anlamadım.” İşte o da olmaz anlayacaksın kardeşim. Udey’lerin umutlarını, Metinlerin mirasını temsil ediyorsan dikkat edeceksin. Alın terine emeğine yazık etme, taraftarın sana yine sahip çıkar.
Sen yeter ki formana sahip çık.”