Beşiktaş’ın geleneksel karşıtlarına, bugüne değin görülmemiş bir fark attığı dönemde hocasına ilişkin başlıktaki yargıyı öne sürmek çoğunuzca hoş karşılanmayabilir. Ancak beni yakından tanıyanlar, görüntüde olanların ilgimi çekmediğini, asıl belirleyicinin görüntü arkasındaki gerçekler olduğunun savunucusu hatta öncüsü olduğumu bilirler. Bunun yanısıra birileri gibi temelsiz aykırı görüşler ortaya atarak popülizmin getirisinden yarar sağlama isteğimin olmadığını da bilirler. Niyetim Şenol Güneş’e haksızlık etmek onun yaptıklarını yok saymak da değildir. Ancak Türkiye’nin en iyi takımı olan Beşiktaş’ın şu anda Şenol Güneş sayesinde en seçeneksiz takımı haline geldiğini gözler önüne sermek de gerekmektedir. Eğer eksikler ve yetersizlikler varsa, bunun ayırdına, sorun yokmuş gibi görünen günlerde varmak gerektiğini özümsemeli insan…

Galatasaray-Beşiktaş maçından önce Beşiktaş’ın karşılaşmayı 9 oyuncuyla oynayacağını, Quaresma ve Cenk Tosun’un takıma hiçbir katkı yapamayacaklarının altını çizmiştim. Maçı izleyip bu iki oyuncunun durumunu gördünüz. Ne var ki, Beşiktaş Samet Aybaba ile başlayıp Slavan Bilic ile devam eden ve Şenol Güneş’te doruğa ulaşan bir “takım” olduğundan eksik de oynasa sorun yaşamıyor. Buna karşılık Galatasaray ve Fenerbahçe futbolcu seçeneği açısından Beşiktaş ile karşılaştırılamayacak denli çok seçeneğe sahip olsalar da takım olmadıkları için geride kaldılar. Örnek mi istiyorsunuz: Fenerbahçe’de santrfor olarak Van Persie, Fernandao, Sow ve Emenike var. Galatasaray’da Podolski, Eren Derdiyok ve gerekirse Sinan Gümüş var. Umut Bulutu da fazlalık yüzünden gönderdiler. Beşiktaş’ta ise bir tek Cenk Tosun. Ömer Şişmanoğlu Şenol Güneş tarafından yok sayıldığı için fırsat gelse bile oynayacak durumda değil. Aboubakar ise kendini bulmakla uğraşıyor. Demba Ba diyeceksiniz, geçiniz…Gomez’den sonra Beşiktaş’ın santraforu Cenk Tosun olur mu?

Şenol Güneş sorun çözemediği için sorunlu oyuncu istemiyor. Örneğin, Beşiktaş’ta takım oyununun en önemli unsurlarından biri olan Olcay Şahan’ı takımdan uzaklaştırdı. Trabzonspor’da neler yaptığını izliyoruz. Ayrıca bir oyuncunun bir takımı nasıl ayağa kaldırdığını da görüyorsunuz. Kerim Frei “Ben neden oynamıyorum” diye azıcık bir baş kaldırma yüzünden gönderildi. Artık yedekte kalıp da Güneş’e sorun çıkartacak bir tek oyuncu bile yok. Quaresma’nın yedek kaldığında neler yapabileceğini bildiği için onu gerektiğinde oyundan bile alamıyor. Alsa bile kim oynayacak onun yerine? Kerim yok, Olcay da…

Türkiye’de derbilerin futbol oyunu açısından hiçbir görsel özelliği yoktur. Yaratılan gerilim ortamından çıkar sağlamak isteyen oyuncu grupları var. Galatasaray kendi alanında oynadığı karşılaşmada tek bir gol durumu yaratmadan maçı bitirdi. Beşiktaş ise diğer karşılaşmalara göre ortalama bir mücadele ve pas oyunu ile maçı kazanmasını bildi. Şenol Güneş futbolu Trabzonspor-Beşiktaş karşılaşması ile bırakmıştı. Dilerim teknik adamlığı da Beşiktaş’ta bırakır. Ancak yukarıda altını çizmeye çalıştığım sorunların üstesinden gelebilmeli. Öğrenmenin yaşı olmadığını en iyi bilenlerden biri de Şenol Hoca’dır çünkü…