Fanatik gazetesi yazarı Hamit Turhan, Samsun’daki Engelliler Olimpiyat Oyunları’ndaki olayları değerlendirdi.

 

Samsun’daki ayıp!

Anadolu deyince ilk akla gelen kavramlardan biri de misafirperverliktir. Ve bunun dünyada eşi benzeri yoktur. Kim olursanız olun, Anadolu’nun en ücra köşesine de gitseniz, sizi en iyi şekilde ağırlarlar. Evlerinin kapılarını, gönüllerini ardına kadar açarlar. Sofralarına buyur ederler, aşları yoksa bile bir şekilde bulurlar, buluştururlar. Kimseyi aç komazlar. Yerleri yoksa dahi kendileri yere serdikleri çulun üzerinde yatar, sizi yün yataklarında yatırırlar. Sizi rahat ettirmek için etrafınızda pervane olurlar. Ne zaman gitmek isterseniz, o zaman giderseniz. Kendilerine yük olduğunuz yönünde en ufak bir imada bile bulunmazlar. Yabancıya karşı hoş görüleri sınırsızdır. Yanlarından ayrılırken bambaşka bir insan olduğunuzu hissedersiniz, insanlığın ne demek olduğunu anlarsınız. Huzurlu bir mahcubiyetle sarılırsınız, kucaklaşırsınız ve vedalaşırsınız. Öylesine etkilenmişsinizdir ki, siz artık eski siz değilsinizdir. İşte Anadolu insanı böylesine dokunur kendi toprağına uğrayan yabancının ruhuna…

Misafirleri kovduk!

Gelgelelim, son yıllarda bu geleneğimize aykırı düşen hareketlerde bulunuyoruz ne yazık ki… Konuklarımıza karşı hoyratça davranışlar sergiliyoruz. Kabalık yapıyoruz. Daha önce de sütunlarımda belirttim, Samsun’da bugün sona erecek İşitme Engelliler Olimpiyat Oyunları’nda bazı tesislerde yaşananları. Tesislerin kapısına koyduğumuz polislerimizin bir kısmı yabancı konuklara Türk’e, Türk’ün misafirperverliğine yakışmayacak davranışlarda bulunuyorlardı. Bu kez olan ise birkaç polisin karıştığı münferit bir hadise de değil. Topluca bir ayıba imza attık önceki gün Samsun’daki voleybol finallerinde. Yaşar Doğu Spor Salonu’nda yapılan kadınlar ve erkekler finallerini arka arkaya gerçekleştirdik. Milli takımımızın oynayacağı erkek finalinden önce kadınlarda Japonya ile İtalya karşı karşıya geldi. Müsabakayı 3-0 kazanan Japonya altın madalyaya uzandı.

Kupa töreni varken!

İşte olan da bundan sonra oldu. Salonda bir anons: “Japon ve İtalyan seyircileri ile basın mensupları salonu terk etsin. Yerlerine Türk seyirciler ve basın mensupları girecek!” Terk etmeleri istenen bir avuç seyirci! Bazı seyirciler ve medya mensupları çıkmak istemiyor. Tartışmalar yaşanıyor. Ardından çoğu salonu terk ediyor, bir kısmı ise inat edip kalıyor. Daha sonra 2 bin kişilik salonu yaklaşık 2 bin 500 seyirci ile hınca hınç dolduruyoruz. Oysa daha madalya töreni var ve bizim maçımızdan sonra yapılacak. Japon ve İtalyanları madalya törenini dahi izlettirmeden salondan kovmanın nasıl bir izahı olabilir? Ola ki tören de olmasın! Yabancı konuklarımıza karşı sergilediğimiz böylesine kaba bir davranışı nasıl kendimize yakıştırıyoruz? Bu mudur Türklük, bu mudur dillere destan Anadolu konuk severliği? Ayıp, gerçekten çok ayıp! Bütün değerlerimiz maalesef hızla erozyona uğruyor ve kuru kalabalıklara dönüyoruz. Özümüz çekiliyor, içimiz boşalıyor. Hâl böyle olunca sporda binlerce madalya kazansan ne fayda!

Önceki İçerikBeşiktaş’ta teknik heyet ile muhabirler karşılaştı. Skora Şenol Güneş müdahale etti
Sonraki İçerikFatih Terim’den ilk açıklama: İstifa etmedim, görevime son verildi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz