Günümüz futbolunda zaferlerin, komple bir takım olmakla geldiğini ifade eden Uruguaylı file bekçisi, “Başarıyı iki kişiye bağlamak çok doğru değil. Çok iyi bir defansa veya orta sahaya da sahip bulunmanız gerekiyor” dedi.

Lider Galatasaray’ın bu noktada olmasında ve şampiyonluğun şu an için en büyük favorisi olarak gösterilmesinde Muslera şüphesiz başrol oyuncusu… Cim-Bom’un 1 numarası, kalan 4 hafta öncesi ligi, Galatasaray’ı ve kendisini anlattı.

Artık son 4 hafta… Motivasyonunuz nasıl?
– Sadece bu 4 hafta için değil, ligin başından beri motivasyonumuz var. Hedefimizi biliyoruz. Şampiyonluğun bizim için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Yalnız motivasyonla baskıyı karıştırmamak lazım. Sakinliğimizi korumamız gerekiyor.

Baskı hissediyor musunuz?
– Galatasaray, Türkiye’nin en büyük camialarından bir tanesi. Her zaman hedefi şampiyonluktur. Her zaman ister istemez bir baskı olur. Bu seneki belki ekstra bir baskı… 4. yıldızdan kaynaklanıyor. Galatasaray’da oynuyorsanız beklentiler her zaman üst düzeydir. Her zaman da bir baskı olur.

‘Çok iyi bir takımız’

Sneijder, Konya maçından sonra ‘Taraftarımızın sabrını test ettik’ dedi. Sakinliği biraz abartmıyor musunuz?
– Maçın 90 dakika olduğunu unutmayalım. Ayrıca ekstra süreler de var. Taraftarımızı anlayabiliyoruz. Bizden bir an önce gol atmamızı bekliyorlar. Biz de mutlaka bunu istiyoruz ama bazen çok çabuk şekilde olmayabiliyor. Ne kadar iyi bir takım olduğumuzu biliyoruz. Sonlarda da olsa o golü bulabileceğimizi düşünüyoruz.

Hamza Hamzaoğlu’nun gelmesiyle beraber oyun anlayışı değişti. Bu durumdan memnun musun?
– Galatasaray gibi büyük bir camianın her zaman o sahaya girdiğinde hedefi 3 puandır ve kazanmaktır. Bende bu mantaliteyi seviyorum. O yüzden mutlaka ofansif futbol oynaması gerekiyor. Bence en iyi defans şekli topun sizde kalmasıdır. Şükürler olsun ki bizim bu kapasitemiz var. Bu kalitede oyuncularımız var.

‘Futbolcu olarak devam’

Son maçlarda takım arkadaşlarına taktiksel bazı uyarılar yaptığını görüyoruz. Teknik direktörlük konusunda ilerisi için bir düşüncen var mı?
– Bir kaleci olarak çok büyük bir avantaja sahibim. Oyunu geriden görüyorum. Dizilişe bakıyorum. Kimin nerede hata yaptığını daha net şekilde görme şansım oluyor. Tabii ki çok tecrübeli futbolcularımız var. Ben de tecrübeli bir oyuncu olarak genç futbolculara yardımcı olmak istiyorum. Bu Bruma olabilir, Emre Çolak olabilir. Şu anda tamamen futbolcu olarak kariyerime odaklanmış durumdayım. Daha uzun yıllar kaleci olarak hizmet edeceğimi düşünüyorum.

Galatasaray’a gelmeden önce neler düşünüyordun? Bugün her şey istediğin gibi oldu mu?
– Büyük bir takıma gittiğiniz zaman tabii ki mutlaka hayalleriniz vardır. İlk sene şampiyonluk kazandım. Sonraki yıl da bu geldi. Şampiyonlar Ligi’nde başarılar kazandık. Benim de buraya gelmemin sebebi büyük başarılara imza atmaktı. Çok şükür hayallerimi gerçekleştiriyorum.

Galatasaray’ın şampiyonluk için rakiplerine göre avantajı nedir?
– Sadece biz değil, diğer rakiplerimizin de bir avantajı olduğunu düşünmüyorum. Çünkü 4 hafta var. 4 tane inanılmaz birbirinden zor maç var. Her an her şey değişebiliyor. Futbolun güzelliği de buradan kaynaklanıyor. Son dakikaya kadar sürecek bir heyecan yaşanıyor. Böylesine üst düzey rekabet ve yarış çok nadir yaşanabilecek bir şey…

Burak Yılmaz örneği

Gerçekten bir takım için en önemli şey, atan ve tutanın iyi olması mıdır?
– Artık günümüz futbolunda başarıyı iki kişiye bağlamak çok doğru değil. Çok iyi bir defansa veya orta sahaya da sahip bulunmanız gerekiyor. Biz bazı maçlarda topu Burak’la buluşturma sıkıntısı yaşadık. Burak’ın bir çok kez geriye gelip top aldığını gördük. Oysa forvetinizi onsekiz içinde daha fazla topla buluşturmanız gerekiyor. O yüzden sadece iyi bir kaleci ve iyi bir forvetiniz yeterli değil. Tamamen komple bir takım olmanız gerekiyor.

Neuer’i örnek aldı

Bayern Münih kalecisinin son adam gibi oynadığına vurgu yapan Muslera, “Ben de onun gibi oynamaya çalışıyorum. Artık kaleci sadece ellerini kullanmayacak. Hem oyun kuracak, hem de defansın arkasına atılan topları toplayacak” diye konuştu.

Dünyada bugün en iyi kaleciler arasında gösteriliyorsun. Buna rağmen çok mütevazısın.
– İtalya’dan buraya gelmek kariyerimde kesinlikle geri bir adım değildi. Tersine ileri bir adımdı. Büyük bir camiaya geldiğim için önemli bir adım attım. Önemli başarılara imza attık. O yüzden Galatasaray’ın Avrupa’nın büyük bir takımından farkı olduğunu düşünmüyorum. Real Madrid’i, Manchester United’ı evimizde yenmemiz, çeyrek final oynamamız bunun örnekleri. Her sene daha iyiye gideceğini düşünüyorum. Bu sene ne yazık ki Şampiyonlar Ligi’nde istenen performansı sergileyemedik. Ama bu, gelecek seneyi iyi geçirmeyeceğimiz anlamına gelmez. Futbolda yarın ne olacağını bilemezsiniz. Herhangi bir teklif gelirse o zaman oturulur, konuşulur. Hem kulübün hem de benim mutlu olduğum bir şey çıkarsa belki olabilir. Şu anda Galatasaray’da olmaktan mutluyum.

Bazen bir libero gibi oyunun içindesin. Futbolda kaleciler için yeni bir akım mı başladı?
– Tabii artık futbol çok değişti. Kaleciyi elleriyle oynayan bir oyuncu olarak görmüyorum. En güzel örneğini Bayern Münih’te Neuer örneğinde görebiliriz. Son adam gibi oynuyor. Ben de onun gibi oynamaya çalışıyorum. Kazanmak için ofansif oynamanız gerekiyor. Tabii bu durumda defansın arkasında bir boşluk oluyor. Bunu da günümüz futbolunda büyük takımlarda kaleci doldurması gerekiyor. Çünkü rakip takımlar kazandığı toplarla hemen defansın arkasına top atarak hücum etmeye çalışıyorlar. O yüzden kaleci artık bir libero, bir oyuncu gibi… Sadece ellerini kullanan bir oyuncu değil. Hem oyun kurarken ayaklarını en iyi şekilde kullanan hem de takım topu kaybettiğinde biraz önde bulunup defansın arkasına atılan topları toplayıcı görevini üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Farklı kültür, farklı ortam

Pandev ile Dzemaili’yi İtalya’dan tanıyordun. Neden verimli olamadılar?
– İki oyuncuyu da çok iyi tanıyorum. Özellikle de Pandev’i… Kendisiyle 4 yıl İtalya Ligi’nde mücadele etme şansı buldum. Çok iyi bir forvet olduğunu düşünüyorum. Buraya geldiği zaman işler biraz farklılaştı. Çok farklı bir kültür ve oyun yapısına geldi. İtalya Ligi’nde biraz daha taktik ön planda. Biraz daha fazla topla oynanıyor. Burada biraz daha yüreğinizi koymanız, daha çok koşmanız ve mücadele etmeniz gerekiyor. Bunları yapmanız için de maç devamlılığınız olması gerekiyor. Ne yazık ki yabancı kuralından dolayı çok fazla şans bulamadı. Hocanın kararı ve yabancı kuralı Pandev ve Dzemaili’yi olumsuz etkiledi. Dzemaili de çok yetenekli bir futbolcu. Onun da sakatlıklar peşini bırakmadı. Oynamadığınız zaman, bir anda şans bulduğunuzda yüzde 100’ünüzü veremeyebiliyorsunuz.

Coşku patlaması

Gollerdeki sevinç yumağı güzel bir görüntü oluşturuyor. Arkadaşlık da galiba üst düzeyde?
– Gerçekten çok iyi bir atmosfer var takım içinde. Hep birlikteyiz, hep beraberiz. Tabii ki bu gol sevinçlerine yansıyor. Taraftar tabii ki gol istiyor. Biz de bir an önce atmak istiyoruz ama bunu iyi yönetmek lazım. Son dakikada da olsa bu golü bulabileceğimizi gösteriyoruz. Böyle bir coşku patlaması oluyor.

Favorim su böreği

İstanbul?
– Mükemmel.
Türk yemekleri?
– Farklı… Eskiden favorim kebaptı, şimdi su böreğine döndü.
Türk kızları?
– Evliyim.
Kızların ilgisi?
– Hem Türkiye’de hem Uruguay’da bir ilgi görüyorum. Genelde 10-16 yaş arasındaki grubun favorisiyim. Belki platonik bir aşk olarak görüyorlar. Bir fanatiklik, bir hayranlık olarak görüyorlar. Bu beni rahatsız etmiyor. Yalnız kız arkadaşıma sırf bu yüzden sosyal medyada çok hakaret ediyorlar.(milliyet)

Önceki İçerikGalatasaray’a UEFA’dan “men” geliyor. Cimbom, UEFA’ya iyi niyet mektubu yolladı…
Sonraki İçerikFenerbahçe Kulübü, Kenan Evren’in vefatını sitede “görmedi” ama gazeteye başsağlığı ilanı verdi…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz