İzzet Çapa’dan Ertuğrul Özkök’e “Boğaziçili” göndermesi!
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök’ün, spor basınında “Boğaziçi’li ODTÜ’lü” spor yazarı sayısını sorguladığı köşe yazısı büyük ses getirdi.
Spor medyası çalışanlarının eğitim düzeyini eleştiren Ertuğrul Özkök, “İngiltere’de futbol yazarları artık Oxford ve Cambridge’den mezun olmaktadır. Türkiye’de şu soru er veya geç sorulacaktır: Şu an basın tribününde kaç Boğaziçili, kaç ODTÜ, Koç, Sabancı mezunu var?” ifadelerini kullandı ve bu sözler büyük tepki topladı.
Hürriyet yazarına spor medyasından çok sert yanıtlar geldi. Özkök’ün, damadı şarkıcı Ercan Saatçi’yi kendi gazetesinde spor müdürü yaptığı hatırlatıldı.
Bu arada, Özkök’ün o yazısına yanıt verenler arasına İzzet Çapa da katıldı. İşte İzzet Çapa’nın, “Medyanın 50 Tonu” sitesi için kaleme aldığı o yazısı:
***
“Ertuğrul Özkök, “Spor medyasında kaç tane Boğaziçili var?” dedi; ortalık karıştı.
İster istemez insanın aklına şunları sormak geliyor…
20 küsur yıl boyunca Hürriyet’i sen yönettin! Hükümetler kurup hükümetler devirdiğin söylenegeldi hep.
Senden habersiz o binaya sinek giremedi, ki hala da öyle olduğu bilinir.
Ve hatta ipi çekilen o meşhur birkaç magazinci için bizzat devreye girip, patroniçelerle görüşerek onları kovulmaktan kurtardığını duymayan kalmadı!
Hal böyleyken nasıl oluyor da, şimdi çıkıp “Spor servisinde Boğaziçili yok” diye kifayetsiz serzenişlerde bulunabiliyorsun?
Yoksa spor servisine başvuranlar erkek ağırlıklı olduğu için mi bihabersin vaziyetten?
Sen de bir gün Cumhurbaşkanı’nın “İstanbul’a ihanet ettik!” cümlesi gibi çıkıp mertçe “Hürriyet’e ihanet ettim” deme cesaretini gösterebilecek misin?
Ha bu arada yılların spor gazetecisi Bülent Tuncay, “Özkök zamanında bizim röportajların altına damadı Ercan Saatçi’nin imzasını atardı!”dedi. Yalnız ben değil, Boğaziçili olmayan bütün spor medyası yanıtını bekliyor!
Yine yılların spor yöneticisi İbrahim Seten sana “20 sene boyunca spora en az şarap kadar değer verseydin kendi medya grubunu Boğaziçililer’le doldururdun” diye tweet attı!
Biliyorum sen bunların hiçbirine cevap veremezsin.
Hadi gel o zaman ben sana bir soru daha sorayım…
Hani şu pek sevdiğin, özel ilgi alanım dediğin Hürriyet’in magazin servisinde kaç tane Boğaziçili var?
Bak bu defa “Orası mahalle kahvesi gibi, ilgi alanım dışında” deyip tüyemezsin, çünkü biliyorum ki o alanda bilhassa ilgi alanına giren gencecik stajyerler ekmek kavgası veriyor.
Velhasıl orta yaşlı görünümlü, kırmızı pantolonlu, ihtiyar kurt…
Sen, sen ol medyayla ilgili bu toplara hiç girme! Çünkü çeyrek asıra yakın o grubu yönettin, neden bu işleri çözmedin diye sorarlar, apışıp kalırsın.
Bu işlerden teknede patronuna “Eğer Cengizler’i gönderirsek İzzet Çapa’nın yazdıklarını haklı çıkartırız!” dediğin gibi sıyrılamazsın, benden söylemesi…
Ertuğrul Beyciğim, bilirsin seni severim. Hiçbir şahsi garezim yoktur! Hatta en son beni aradığında bunu telefonda aynen söylemiştim ama “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim!” diyen Maarif eski Nazırı Emrullah Efendi’nin durumuna düşmen inan yüreğimi parçalıyor.
İzzet Çapa / Medyanın 50 Tonu”