Hürriyet gazetesi spor yazarı Rüştü Reçber çok tartışılacak bir öneride bulundu:

TFF Başkanı devlete bağlansın

TÜRKİYE Futbol Federasyonu (TFF) seçimlerinde seçilecek kişi de seçenler de bellidir. Peki bu düzen faydalı mı? Neden mi soruyorum, şundan:
– Bir yandan kulüpler ve birlikleri,
– Diğer yandan da kişiler federasyona etki ediyor. Bu etki ve yetki karmaşasında işler de karışık ilerliyor! TFF seçimleri demokratik görünse de aslında sonucu önceden belli. Mevcut genel kurul yapısının yarardan çok zararı var. Bu yapıyla TFF tek başına otorite olamaz. Oysa yönetimin ortakları olmamalı.
Halihazırda TFF yönetimini delegeler seçer. Ama delege dağılımı sorunlu. Belirleyici oy kulüplerin elinde. Haliyle seçilen başkan, ilk günden itibaren kurul atamalarından yönetimindeki kişi tercihine kadar birçok taleple yüz yüze kalıyor. Yani bir nevi kulüplere gebe kalınıyor. TFF’deki sıkıntının tek sebebi bu delege dağılımı. Değişirse, tamamen olmasa da, bir nebze daha bağımsız bir TFF olur.

FUTBOLCUNUN OY HAKKI 5!
Seçimlerde sadece 5 futbolcu oy kullanabiliyor! Onlar da millilik sıralamasına göre belirleniyor. Bu 5 kişinin etkisi rüzgârlı havadaki yaprak gibidir. Teknik direktörlerin oy oranı da komik, hakemlerin de eski başkan ve yöneticilerin de…
Bunun yanında hayatında topa ayağı değmemiş, ama bir kulübün delegesi olan biri olursanız, oy kullanabiliyorsunuz!
İşte bu düzenle seçilen TFF’den siz başarı bekliyorsunuz. Gerçekçi olmak gerekirse, bu çok zor.

Benim önerim belki de Türk futbolu için bir devrim olacaktır. TFF Başkanı’nın atamayla geleceği başkanlık şekli. Evet, FIFA ve UEFA, siyasetin futbola karışmasını pek istemez. Bunun için bir statü de çıkarmıştır. Ancak fiilen her şeyi siyasetten bekleyen bir futbol yönetimi var. O halde doğrudan devlete bağlansın.
Peki nasıl olacak? Basit: TFF Başkanı’nı Cumhurbaşkanı veya Gençlik ve Spor Bakanı atayacak. Böylece kimsenin etkisinde kalmadan kurulları oluşturacak. Başarılı olursa kalacak, başarısız olursa gidecek. Tabii atanacak kişinin de vizyon sahibi olması lazım.


Sonuçta oluşturacağı yönetimi ve kurullarıyla Türk futbolunu daha şeffaf daha tarafsız ve en önemlisi de kendi kararlarıyla yönetecektir. Böylelikle her şey farklı ve hızlı olacaktır. Kimseye ve hiçbir yan etkene bağlı ve mecbur kalmadan tek ses, tek düşünceyle hareket edecektir. Bu olasılığın gerçekleşmesi ve olabilirliliği tartışılır ama baktığımda fena olmaz hani…

————

DEVLETTE SPOR POLİTİKASI ŞART OLDU

– 80 milyonluk ülkenin sporda daha başarılı olması için neler lazım?
– Spor tesisleri
– Sporcu kaynağı
– İyi yöneticiler
Bizim bir de artımız var: Sporu seven ve destekleyen devlet büyüklerimiz.
Son yıllarda muazzam tesisler yapıldı. Yetenekli sporcularımızın olduğu da gerçek. Ama yönetenler? Burada sorun var. Peki düzeltilebilir mi? Evet.
Daha başarılı sporcular ve süreklilik için devletimiz kısa, orta ve uzun vadeli spor planları belirlemeli.
Bunu yapmak zor mu?
Doğru planlamanın yanında, doğru insan kaynağını da yakalarsak, hiç de zor değil. Çünkü başarı isteyen, geleceği düşünen bir Cumhurbaşkanı’na ve bakana sahibiz. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. ‘Sporda Devlet Politikası’, gelecek nesillere bırakacağımız en güzel miras olacaktır. Bunun için birlik olmalıyız.

Önceki İçerikAfrika Hapkido Birliği, Türkiye’nin girişimleri ile kuruldu. Şükrü Kınataş onursal başkan oldu
Sonraki İçerikYılmaz Özdil: Alsancak Stadı yalaka şeytan sordu, asrın liderimiz istedi diye değişmez

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz