Milliyet gazetesi spor yazarı Ercan Güven, Galatasaray Teknik Direktörü Igor Tudor’la ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı:
‘Mobbing’ kurbanı Tudor
Özne “Tudor”… Biz “fiil”den başlayalım. Nedir “mobbing”?.. En kestirmeden işyerinde birine yapılan “yıldırma” operasyonudur.
Herhangi bir işte çalışanlar için hayatı kâbusa çeviren mobbing, iş yerindeki duygusal taciz, psikolojik şiddet, dışlama, aşağılama, rahatsız etme, çalışma motivasyonunu ve özgüvenini kırma ve mutsuz etme gibi pek çok davranışı kapsar.
Yani, Galatasaray’daki İgor Tudor tarifi.
Mobbing’in yöntemleri bellidir:
Mesleki yeterliliği sorgulamak ilk adımıdır… Sonra kişiye güvenilmediğinin hissettirilmesi. Gruptan izole edilmesi. Dışlanması. Yetkilerinin azaltılması gelir.
Daha önce sorun olmayan küçük hataların çok büyük hatalarmış gibi gösterilmesi ve kişiyi utandırma eylemleri buna dahildir.
Evet… Tam olarak İgor Tudor’un başına gelenlerin özeti.
Peki, maruz kalan insanda hangi duyguları yaratabilir mobbing?
İnsanın mesleki bütünlük ve benlik duygusu zedelenir. Paranoyaya ve kafa karışıklığına neden olur. Maruz kalan kişi kendine güven duygusunu yitirir. Huzursuzluk, korku, utanç, öfke ve endişe duygularını yoğun bir şekilde yaşar.
Şimdi bu mobbingi alın on binlerle çarpın!..
İşte İgor Tudor’un yaşadığı böyle bir felakettir.
Çünkü İgor Tudor’a mobbing uygulayan sıradan bir işyerindeki gibi patron/müdür/mesai arkadaşları ile sınırlı değil tribünler dolusudur.
Bir yandan da “sosyal mobbing” var yani.
Şimdi anladınız mı kulübeden sağa sola, fırsatını bulduğunda medyaya saldırma girişimlerinin sebebini?
Adam berbat bir ruh halinde olmalı. Yabancı bir ülkede tek başına ve işini fena yapmadığı apaçık ortada… Lakin “boyalı kuş” kadar yabancı durumda dahil olduğu futbol sürüsüne.
Sürekli gagalanıyor.
Diyeceksiniz ki, sebep kendisi!..
Yahu, Galatasaray gibi dev bir kulübe gelince, tepesinde Fatih Terim gibi bir kılıç sallanırken, yerini sağlamlaştırmak için bir iki “fanteziye” niyetlenmiş, o da ayağına dolaşmış…
Beğenmiyorsanız atarsınız!
Yok… Yarım ağızla onaylanıyor bir yandan; ağzıyla kuş tutsa beğenilmiyor öte taraftan. Kazandığı ve liderliğe döndüğü haftayı protesto ile kapatan tek hoca olmalı.
Sorarım size… Şenol Güneş gibi rakip on kişi kaldığında ikinci santraforu almakta gecikip puan kaybetmeyi “seriye” bağlasaydı neler gelirdi başına? Zırhlı arabayla direk hava alanına götürülüp deport edilmez miydi?
Evet… Galatasaray Teknik Direktörü İgor Tudor resmen bir “mobbing” kurbanıdır. Türkiye’deki iş mahkemelerini (Galatasaraylı yoğunluğu belli olmadığı için) bilemem ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvursa kesin kazanır.
Sorarım size; önce tribünlere, sonra medyaya ve en sonunda puan cetveline bakıp, aksini söyleyecek aklı başında bir Allah’ın kulu olabilir mi?
Durum tespiti buysa… Ve İgor Tudor henüz heyecanını tecrübesiyle dengeleyecek birikimden uzaksa…
Bir gün her hoca gibi görevinden ayrılacak da…
Nasıl?..
Korkarım mobbing ile kimyası bozulmuş hiperaktif karakteri ona öyle bir hata yaptıracak ki, yaşanacak olaylar sadece Galatasaray’ın değil futbolumuzun da yüzünü kızartacak boyutta olacak!
Ya durdurun bu mobbing sinsiliğini ya da işine son verin bitsin gitsin.