Naim’i 15 yıl bekleyen ceket
Spor basınının duayeni Celal Demirbilek, çocukluğundan beri tanıdığı Naim Süleymanoğlu’nu Karar gazetesine yazdı… “Yabancı ajanslar ‘Bir Bulgar halterci kayboldu’ haberini geçince Naim olduğunu hemen anladım… Doğduğu köye 15 yıl sonra yaptığı ziyarette de yanında yalnız ben vardım…”
Naim Süleymanoğlu bu dünyadan giderken bazı unutulmayan, gün ışığına çıkmamış yönlerini ve fotoğraflarını bırakmıştı. Acaba onlar nelerdi? Naim Süleymanoğlu’nun ilk ceketinin anısı, Bulgaristan’da iken Türkiye’den acaba neyi istemişti? Bulgaristan’da bıraktığı en değerli şeyi neydi?
Kaçış haberini Türkiye ve dünya henüz yayımlamamışken, dünyanın en büyük haber ajansları Avustralya olayını isimli değil, “Bir Bulgar haltercisi kayboldu” şeklinde vermişken, o yıllarda calıştığım Hürriyet gazetesinde o kaybolan ismi, bir gazeteci olarak çok iyi tanıdığım için Türk asıllı Naim Süleymanov olarak yayınlamıştık.
Cep herkülü Naim Süleymanoğlu bu dünyadan gitti ama unutulmayacak izler bıraktı. Bu yazıda, Naim ile vefatından önce yaşadığım notları okuyacaksınız…
Kardeşim Naim,
Seni, haltere yeni başladığın yıllarda Bulgaristan’ın Sofya kentinde, o dönem Doğu bloğunun dünyaca ünlü spor yıldızlarının yetiştiği kamplarından biri olan Diana Bad tesislerinde görüp tanımıştım.
Beş kıtada seninle çok güzel anılarımız olmuştu. Doğduğun değil, yaşadığın ülken Türkiye için çok fedakarlıklarda bulunmuştun. Türkiye’ye gelmeden önce bir isteğin vardı. Çok duygulanmıştım. Şimdi bunu yazarken göz damlam laptop’un tuşlarına düştü.
Peki, neydi ve nelerdi onlar?
“Kur’an-ı Kerim, din kitapları ve Türk bayrağı istiyorum” demişti bana… “Bulgar hudut kapısı Capiton Androva’dan geçerken çok dikkat et” demişti. Ben de Naim’e “Türk bayrağını nasıl açacaksın?” dediğimde, “Celal abim, günün birinde Türk forması ve Türk bayrağı ile salonlar da şampiyonluk turları atacağım” yanıtını vermişti.
Ve Naim Süleymanoğlu dediğini yaptı, Türk Bayrağı ile beş kıtada dünya rekorlu şeref turları attı.
Naim, Türkiye’ye geldikten, rekor üstüne rekor kırıp madalyaları birer ikişer topladıktan çok sonra doğduğu topraklara dönebildi. Onun bu ziyaretlerinde birinde yanındaydım. Naim ile Momçılgrad (Mestanlı) ilçesinin dağ köyü Ahatlı’ya giderken aracın çıkamadığı mesafeyi bir eşek sırtında katetmişti. Naim’i doğduğu dağ evinde bir sürpriz bekliyordu. Amcası ve yengesinin yaşadığı, Rodopları’ın zirvesindeki bu evde yengesi bir sandığı açarak gri bir ceket çıkardı. Naim’e dönerek “Yenge ben Türkiye’ye gideceğim demiştin. Sen gidince senin çok sevdiğin bu ceketi sakladım. Düğününde giymek kısmet olur inşallah” dedi. Yengesi çok değerli gri renkli ceketi 15 yıl boyunca, çeyiz sandığının içindeki bohçasında saklamıştı.
Son zamanlarda Naim ile sporumuzda artan dopingi konuşmuştum. Dopingin bir haram lokma, son yıllarda sporcuların kanlarına giren öldürücü bir virüs olduğunu, dopingin sporculuk döneminde bu kadar salgın olmadığını, günümüzde doping ilaçlarının sokaklarda satıldığına işaret ederek, sporculara bunların vitamin diye verildiğini söylemişti. Dopingin kendisine çok yabancı bir kelime olarak geldiğini vurgulamış ve “Başarılarımda temiz kanıma doping karıştırmadım, haram sokmadım” demişti.
Naim’i sevenler şu soruyu çok kez sorarlardı. Naim Süleymanoğlu halteri kaldırırken alnına düşen saçlarını neden havalandırırdı? Sorusuna “O hareketimi bilerek yapmazdım. O, saçımı üfleme olayı konsantrasyonumun bir parçasıydı” diye cevaplardı.
BULGARİSTAN’DA UNUTAMADIĞI ŞEY NEYDİ?
Naim’e “Bulgaristan’da kalan en önemli şeyin neydi?”dediğimde beni şaşırtan bir yanıt vermişti: “Başta ailem tabii. Türkiye’ye gelince yıllarcı göremedim, burnumda tüttüler. Bir de, Bulgaristan’da o yıllarda eşi benzeri olmayan bir otomobilim vardı. 11 yıl sonra Bulgaristan’a ilk döndüğümde aracımın akibetini araştırdım ve büyük paraya bir Avrupa ülkesinde satıldığını öğrendim. Bu, moralimi çok bozmuştu.”
JİVKOV’A MEYDAN OKUMUŞTU
Todor Jivkov’a makamında tek hesap soran kişiydi Naim Süleymanoğlu.. Jivkov, “Dile benden ne dilersen” diyerek gönlünü kazanmaya çalışmıştı. Naim o anı şöyle anlatıyordu: “Hiçbir şey istemem. Yaptığınız isim değişiklikleri çok yanlış. Adımı Şalamanov, annemin adını Anna, babamın adını Stilyan yaptınız. Bir Türk olarak bunu kabullenemiyoruz dedim. Bana sert bir şekilde bakıp, ‘Bunları sakın sağda solda konuşma’ diye çıkışmıştı.”
KAÇMAYACAĞINA KANAAT GETİRDİLER
Jivkov’un polisleri Naim Süleymanoğlu’nu Bulgaristan’dan kaçırmamak için özel takibe almışlardı. Her yurtdışı seyahatlerinde yönetici kılığında yakın takip sürüyordu. Naim’den bir tepki göremeyince ‘Naim kaçmaz’ raporu verdiler. Aslında İsveç’teki Avrupa Şampiyonası’nda kaçacaktı ama çok fazla gizli polis var diye harekete geçmedi. Avustralya’daki Dünya Şampiyonası’nda Türkiye’ye kaçtı. Ruhun şad olsun büyük şampiyon…