Hürriyet gazetesinin Beşiktaş muhabiri ve yazarı İsmail Er, sosyal medyada çok sert bir medya eleştirisi yaptı. Er, medya patronlarını ve genel yayın yönetmenlerini topa tuttu:
– 1 MİLYON TİRAJLI HÜRRİYET’DE BU GÜNLERE NASIL GELİNDİ….
– MEDYADA KRALDAN ÇOK KRALCILAR SEFASINI SÜRDÜ
– PATRONLARI NASIL KANDIRDILAR
– HÜRRİYET HALA MEDYANIN AMİRAL GEMİSİ
…
Starbucks’ta her gün bir kahveye 10 lira verip gazeteye 1 lira vermeyenler bağımsız gazete istiyor, nasıl olacak bu iş? Diye kafa yoranlara. Gazetecilik bitiyor diyen gazeteciler…
Bu günlere nasıl geldik. Lütfen okuyun..
…
Hürriyet yüreğimize kazınmış önemli bir kurum hissederek gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Aile ortamı tatil nedir bilmedik. Tek amaç ülkem insanına doğru Bilgi fotoğraflarla kurul saygınlığını koruduk. Ailemizden dostlarımızdan gazetecilik mesleği adına uzak kaldık. Rant düşünen Yöneticiler yüz neden bayram seyran görmeden çalıştık. Gelişen Türkiye için doğruları yazdık, yazmayada devam edeceğiz.
..
PATRONLAR
Bir çok medya patronu ile çalıştım. Çoğu ile aile olduk. Rahmetli Kemal Ilıcak, Erol Simavi, Haldun Simavi,Dinç Bilgin, Aydın Doğan dönemlerinde büyüdük ve bu patronlar medyanın gelişmesi için inanılmaz çaba sarfettiler. bazıları ise gazeteciliği şantaj ve tehdit olarak kullandılar. Yanlarında ise tetikçi kalemler taşıdılar. (Örneğin Fatih Altaylı Hürriyet’teki köşesinde Turgay Ciner İçin söylenmedik iftira bırakmamış ardından Ciner’in medyasına müdür olmuştu. Uğur Dündar, Fatih Çekirge, Cem Uzan İçin söylenmedik laf bırakmadılar sonra onun medyasında çalıştılar. sürüyle örnek verebilirim)
GEÇMİŞ UNUTULMAZ
Şimdi yakından tanıdığımız Yıldırım Demirören ile Hürriyet ailesi daha da güçlenecek umudunu taşıyorum.Ki her şeyin 1 numarasını yaparlar. Yapacaklar da! Demirören’i eleştirenlen, Doğan grubunun geçmişte gazetecilikten değil oto yedek parçacılığından geldiği unutulmamalı. Aydın Doğan kazanmayacağı işe para yatırmaz. Dışbank, Hürriyet gibi! Para herşey değil tabi itibar ve söz sahibidir olmak İçin medyaya girdi!
..
SİMAVİ ÇETİN EMEÇ UNUTULMAYACAK.
Gazetecilik dışında hiş bir işi bulunmayan Erol Simavi döneminde, her şeyin başı sevgiden geçerdi. Genel Yayın yönetmeninden şoförüne ve çaycısına kadar Herkes hakkını aldı.
ADAM OLMAK ÖNEMLİ
Bir çok yayın yönetmeni ile çalıştım. (Örnek: Çetin Emeç) Kimseyi aile ve yakınını işe almadı hatta önünden bile geçirmedi. Çetin Emeç kurumun tüm çalışanları ile dertleşir bazen lider bazen baba, bazen abi gibiydi. Mekanı cennet olsun. Gazeteciliği ve adamlığı miras bıraktı.
..
EMEÇ’İN BIRAKTIĞI 1 MİLYON SATAN HÜRRİYET’İN
TİRAJLARINI DÜŞÜRDÜLER
O dönemde Hürriyet’de tirajlar 1 milyonun üzerindeydi.Çünkü gazetecilik dışında iş yapana kapı gösteriliyordu. Hürriyet’e elini kolunu sallayan yada bir yakınının torpili ile girilmesi imkansızdı. Alın terine önem veriliyordu. Her şeyden önemlisi gazetecinin sosyal hakkı vardı.
PATRON İSTEDİ SENDİKAYI KALDIRDILAR
Razeteci sendikalıydı. Emeç’ten ve Doğan grubundan sonra özgürlükler ülkesi medyamdan sendikacılığı kaldırdılar. Çalışanların sosyal haklarını sattılar. Gazetelerin Genel Yönetmenleri muhabirlikten, editörlükten, vs değil de. Tepeden inme paraşütle indirilmeye başladı. Eyüp Can, EÖ, vs, sürüyle isimler medyaların başına oturtuldu. Gazeteci Aydın Doğan, Ertuğrul Özkök, Ufuk Güldemir, Tuncay Özkan, vs gazetecilikten çok iş adamlığına heveslilerin eline geçti (Medya’da paragöz Zafer Mutlu’yu unutmayalım.Bayram gazetelerini kaldırttı. İnsan’a değil para ya odaklandı. Etibank’a ceo oldu. Bilgi Üniversitesi vs. Bayramlarda izinler kaldırıldı)
ve medya emekçileri buzdolabı fabrikası işçisinden farksız hale getirildi. Kısaca medya yolunu bulup kısa yoldan köşe dönenler konaklarda villalarda sınıf atlayanların oldu. Ama medya ve insanlık sınıfta kaldı.Emeç’ten sonra görev yapanlar tiraj nedeniyle bir ara aynaya bakmalılılar.
..
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
MUHABİRLİKTEN GELİR
Genel yayın yönetmenleri ise muhabirlikten yani gazeteciliğin kökünden geliyor, muhabirlik, foto muhabirliği, editörlük gibi gazeteciliğin önemli bölümlerinden geçiyordu. Çünkü muhabir ülkesini, halkı ve gündemi bilir tanırdı.
Patron, Simavi bile en yakın arkadaşının haberi konusunda kimseye müdahale etmez beni aşar derdi. Emeç’ten sonra gazeteleri değil ülkeyi yönetmeye başlayanlar medyanın Ali Kemalleri oldular. Gazeteci gazetesi ile ilgileneceğine ülke siyasetini yönetmeye başladı
ÖZGÜR GAZETECİ TARAF OLMAZ
Hep tuhafıma gider. Adam köşe yazarı yada genel yayın yönetmeni halkın sorunlarına eğileceğine devleti yönetenlere ayar verir yada belirli partilerin amigoluğunu yapmaz. Din dil ırk ayrımı olmaksızın adaletli olmalı. Uğur Mumcu gibi elinde belgesi olan yazmalı. Cama minik kuş geldi diyerek sipariş yazılar yazılmamalıydı. İŞTE O YAZILAR yüzünden Aydın Doğan milyonlarca ceza ödedi.
…
FİİKİR İŞÇİSİ PATRONLAR GİTTİ
TÜCCARLAR GELDİ
Hıncal Uluç’un Aydın Doğan İle yaptığı röportajda “Ben Tüccarım. Kar edecek şeyi alırım. Buzdolabı fabrikası niye alıyorsam Milliyet’i de o sebeple aldım’ demiş! Fikir ve beyin buzdolabı fabrikasına çevrilmiş. Ondan sonra medyadaki hesapta 68 kuşağı Ufuk Güldemir, Tuncay Özkan ve Ertuğrul Özkök’te Aydın Doğan’ın bu lafından sonra tüm muhabir, foto muhabir, editör ve yazarları fabrika işçisi gibi görmeye başladılar kimisi patronun hisselerine ortak, kimisi TV Sahibi, yani gazetecilikten sınıf atlayarak patron oldular. Düşünebiliyormusunuz emekçi medya ile aynı masada haber yazanlar birden TV sahibi oldular. (Örnek: Kanaltürk). Birden yatlar katlar sınıf atlamalar ve konaklarda oturmalar başladı. (Kimsenin aldığı parada gözüm yok. Allah herkese daha çok versin) Ama hak edene de hakkı verilsin. Hayat paylaşmaktır. Hayat kısa
…
SAYFA SEKRETERİ ZAFER MUTLU
NASIL PATRON OLDU
Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satışı için görüşmelere başlanmasıyla birlikte ilk hisse satışları da başladı. Gemiyi ilk terk eden Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutlu oldu. Mutlu 2.2 milyon TL’lik hisse satışı için KAP’a bildirimde bulunmasını emekçi medya mensupları unutmadı.
Ali Kemaller bu ülkede bitmez. Diyeceksiniz ki alan satan razı. Sonra sakın medyayı batırdılar ya da hükümet batırıyor yalanına sarılmayın.
Medyayı ne siyasiler ne mafya ne askeri güç batırır. Medya içindeki İrlandalılar tarafından batırıldığını hatırlatmak için not düşüyorum.,..
..
ASİSTANDAN YAZAR YARATTILAR
Medya şehidi Emeç’ten sonra Genel Yayın yönetmenleri damatlarını müdür asistanlarını yazar yapmaya başladılar, tirajlar değil yakınlarına kurdukları Piar İletişim şirketleri kurarak kasalarını doldurdular. Adını yazamayan asistanlar haber yazmadan röportaj yaptılar. (Örnekmiş Ş….. ve D…..)
..
AİLECE HÜRRİYET’TEN NEMALANMAK
.Geçmişten günümüze kurum tüm çalışanları kapsar. Ama bazıları için sadece yakınlarını kapsıyordu. Düşünün Hürriyet’in bir kurumuna yetkili olarak giriyorsunuz orada eşiniz kocanız çocuklarınız nemalanacak kapı açılıyor. Ve öyle oldu. Gazetecilere gazeteciliğin dışında oluşan insanlar ders vermeye başlarsa o zaman gazetecilik ruhunu teslim etti. Haber yapmak için dağ taş bayır gezen emekçi foto muhabiri muhabir kameraman 3. Sınıf otelde gazetecilikle ilgisi bulunmayanlar 1. Sınıf otellerde konaklatıldı! yazık ..
..
GERİSİ TEFERRUATTIR
Unutmayın gazeteyi okutturan sattıran muhabir, foto muhabirleri, editörler ve yazarlardır. Gerisi teferruattır. Ama emekçiler özel günlerde kuru kalabalık partiler ile fındık fıstıkla oyalatılırken gazetedeki kraldan çok kralcılar daha doğrusu fabrika yönettiklerini zannedenler keyiflerinden de geri kalmadılar. örneğin personele tasarruf dayatması yaparken Ferhat Göçer konserlerini kurumlarına fatura ettiler. Çok yorulup kaz dağlarına kafa dinlemeye gitmişler..
..
TARLANIN ORTASINDA DURACAKSIN
Rahmetli dedem işinin başında tarlanın ortasında olacaksın derdi. İşi de tarlayı da başkalarına kaptıranların sonu maalesef hüsran oluyor. Ne zaman ki, özverili Çalışkan patron Vuslat hanım veda konuşması yaptı. Şimdi yandık dedim. Vuslat hanım emekçi gazeteci yerine hayali proje üretenlerin kuklası oldu!
Gazete içinde patron boşluğunda kraldan çok kralcılar türemeye başladı. Geçmişte gazete yönetenler gazetecilikten gelirdi. Gazetecilik dışı uğraşanlar ise saf dışı edilirdi!
Milyonlar satan Hürriyet, irtifa kaybetti. Çünki, gazetecilikle alakası olmayanlara teslim edildi. Hem tirajlar hemde itibarlar gitti. Eline karalama dosya geçiren müdür oldu. Düşünün gazete içinde gazeteciliğin dışında sürüyle müdürle karşı karşıyasınız.
AYDIN DOĞAN GERÇEĞİ GEÇ HAYKIRDI
AMA UTANAN YÜZ YOKTU
Geçen yıl Aydın Doğan gazetenin yıl dönümünde HMT bahçesinde toplantısında “Ben sizlere inanmıştım. Gazeteci özgür olur demiştim. Ama sizler beni bu hale soktunuz. Sizler yüzünden cezalar ödedim.” sözleri hala kulaklarımda yankılanırken muhatapları safa yatarak yollarına devam ettiler.
Hatta medya içinde gazetecilik dışında görevleri bulunanların ise neyin peşinde olduğunu bilmeyen yok!. Gazetecilik ile ilgisi olmayanlar kuruma doldurulmaya başlandı. Ya da bana öyle geldi…
..
GAZETECİLERİN YERİNİ MOBBİNG UZMANLARI ALDI
Bir gün kullanmadığım izinleri kullanmış gösterip imzalamam konusunda mobbing yapılması görüntülü ve şahitli belgelerde kayıtlı. Gün gelecek adalet önünde hesabı sorulacak. Emek çalınmaz! Fabrikalarda çalıyorlar o ayrı. Çünkü gazete içinde Aydın Doğan ekibinin teslim ettiği bazı servislerde çalışanlar personel sorunları ile uğraşmayı bırakıp, asıl mesleklerini unutup hobi olarak gazetecilik yazarlık oynamaya başladılar. Hatta servisleri direktifler vermeye başladılar! Medyanın duayeni Genel Yayın Yönetmeniz Fikret Bila her hafta başarılı çalışmaların raporunu yazarken bir başka köşede emekçi muhabirler ve yazarlar etik mi adı altında itibarsızlaştırılıyor. İnsan kendi kurumunu böylesine küçük düşürür mü. Çalışan eğer hatalı yada sorunlu bir yolda ise çağırır karşılıklı konuşulur! Ankara’da yılların gazetecisi Faruk Bildirici gerçekleri yazdı ama Aydın Doğan’a şikayet edildi. Yazık!
..
DERS VEREN GAZETECİ OLSA
Hayatlarında gazete okumayanlar, ellerine geçirdikleri koltuklarla gazetecilik dersi vermeye başladılar. Bunca yıldır bilgi bikirimimle kimseye mesleki ukalalık etmedim. Ama Hürriyet’in önünden geçemeyecek insanların ders vermeye kalkması abesle iştigaldir! .
..
KAZ DAĞLARI YAYLA MI!
Gazeteciliği buzdolabı fabrika işçiliği ile karıştıranların yaptıkları saymakla bitmez. Gazeteciyi eğitenlerin nedense büyük masraflar karşılığında Kazdağlarına gidip proje hazırlaması kafalamı karıştırdı. Gazetecilik fikir işidir Kaz ve ya ördek ile işi olmaz. Ki onları eğitecek kişilerinde fikir ve eğitim açısından donanımlı olduğunu bilmek gerek. Hürriyet’in yönetenler Türkiye’nin 1 numaralı gazetesini küçümsediler!
….
ALMANYA, BURSA, ANTALYA, TRABZON,
İZMİR BÖLGELERİ NEDEN KAPANDI
Bölgelerde kısıtlı imkanlarla Hürriyet eklerinde tiraj patlaması yaptıran emekçilerin kovulması ve medyanın amiral gemisi Hürriyet’in batırılması için sanki el birliği edildi! Çünkü gazetecilikten anlamayanlar bölgelerdeki tiraj patlamasından rahatsız olmuş ellerindeki gücün kaybolacağı kaygısına düştüler. Küçük olsun bizim olsun hesabı yaptılar! Bursa, Antalya, Trabzon, İzmir’de tirajları en çok etkileyen bölge gazeteleri İstanbul’dan yönetilmeye başlanmış. Tüm bölgelerdeki emekçiler kovulmuştu. Tüm güç ellerinde bulundurmak isteyenler gazetenin batışını hazırladılar. Mevzu derin.Hürriyet İnternette çalışan ve Ufuk Güldemir, Reha Muhtar gibi bir çok önemli ismin arkasındaki çalışan güç olan Orhan Can, hürriyet. web sayfasını milyon tıklama seviyesine getirdiği gün işinden kovulmasının ardında yatan gerçeği bilmeyen yok!. Olumsuzluklar uzayıp gider!..Neyse..
..
SALYANGOZ YEMEĞE DEVAMMI
Sahi çalışana 3 kuruş zammı çok gören kurumun bazı yöneticileri yıllardır sağlık sorunu çektirmeyen mutfağı yollayıp içinde salyangoz olan salataları yedirmeye devam mı edecekler! Sıkıntılar vs vs vs..Unutmayın gazete gazetecilerle yönetilir. Zavallı bir muhabir arkadaşımızı muhabir arkadaşlarını denetlesin diye faturaları kontrol ettiriyorlar. Ya sürekli zırt pırt yurt içi ve dışına gidip pahalı restaurant faturaları getiren Genel Yayın yönetmenleri neden kontrol edilmez hala aklım almıyor.
…
DEMİRÖREN İLE ÖZGÜR MEDYA GERİ DÖNÜŞÜM YAPAR
İnovasyon dediler haber peşinde koşan medyayı itibarsızlaştırdılar. Go dediler aslında gerçek gazetecileri yollamak istemişler!. Değişim ve dönüşüm nedir gazeteyi okunur hale getirip tirajları arttırmaktır.
Doğduğum İnegöl’den tanıdığım Demirören ailesi şimdi patronum oldu. Umarım bundan böyle gerçek özgürce yazabilen gazetecilik devri gelir. Eleştiren belgesini ortaya koyar. Tehdit, şantaj, dedikodu ve spekilasyonlarla gazetecilik devri kapanır. (Bu terimler bir zamanlar gazetesine boncuklu 1 yazan Zafer Mutlu’nun medyamıza kattığı nefret dolu kelimelerdi.) aslında bu genel yayın yönetmenlerinin nasıl bankalar kurup milyon dolarlık servete ulaştıklarında ayrıca bir yazı konusu.
..
YAZACAĞIM MERAK ETMEYİN
İleride belgelerle gazeteciliği kullanıp iş adamları üye olanları kitabımda yazacağım! Sayfa sekreteri Zafer Mutlu nasıl Etibank sahibi oldu!. Özel Üniversite patronu oldu! Aslında Zafer Mutlu, Tuncay Özkan, Uğur Dündar, Erturğul Özkök gibi önemli isimlerin kitap yazarak medyadan nasıl milyonlarca servete sahip olduklarınu belirtmeli. Emin Çölaşan’ın belgesiz yazdığı yazırdan milyon dolarlar ödeyen Aydın Doğan’ı nasıl kandırdılar. Emin Çölaşan mahkemeye verdiği Melih Gökçek’ten kazandığı tazminatı cebine atarken sesleri çıkmayanlar gazeteye ceza geldiğinde cezayı gazete kasasına ödetenler unutulmadı. Hiç olmazsa gelecek kuşakları da rahatlatırlar ve medyanın ne kadar cazip olduğunu anlatırlar! Demirören grubu gazetenin gazetecilerle çıkacağının bilincinde olursa tirajlar yine eskisi gibi patlamaması için neden yok.
..
CANIM SIKILDI…
Neyse canım sıkıldı. Can Yücel aklıma geldi.Yazılacak o kadar çok bilgi var ki başınızı sonra ağartırım. Geçmişte adliye, ekonomi, magazin, sağlık, milli eğitim, savunma, parlamento, ekonomi, spor’un tüm branşlarında uzmanlaşmış isimler vardı. Şimdi bana magazinden bir Özer Ahıska, bir Ateş Çelik gösterebilirmisiniz. Arzu Akbaş vs gibi Olanlarıda içeriye çektiler. Spor ve ekonomininde önemli ustaları vardı. Yazdıkları zaman gündem değişirdi.
..
İSTİHBARAT’DA
Türkiye’nin 1 numaralaı istifbarat servisi Hürriyet’de idi. Emniyet birimlerinin bile hayretle izlediği haberler Celal korkut ve ekibi tarafından titizlikle takip ediliyor ve alkışlanıyordu. Tüm birimler gibi istihbarat’da etkisizleştirildi
..
ÖDÜLLÜ GAZETECİ ANKARA’DA NURETTİN KURT’TAN HABER KAÇMAZDI
Başkent ve çevresinde haber kaçırmayan Nurettin Kurt hangi sebepten gönderildi anlamış değilim. Gazetecilikten anlamaynlar haberciliği bilmezler. Gazeteyi batıranlara bakıyorum hem yazarlık, hem idarecilik hemde TV’lerde anchormencilik. Yani adam Doğan grubunun tüm şirketlerinden maaşa bağlanmış. Bazıları İçin DMT değil Darphane Medya Towers’da olmuş. Para kazandıran Hürriyet emekçileri ise yok siyaset baskısı gibi safsata düşüncelerle uyutuldu zam zamanı bahaneler üretildi
..
FAİK KAPTAN’A THY VE TAV TÖREN YAPTI HÜRRİYET KOVDU
Örneğin Havalimanında Faik Kaptan vardı. Neredeyse tüm hava limanında inen çıkandan haberi olurdu. 44 yıl Hürriyet’e emek verdi. 44 yıl Hürriyet’in patronları müdürleri dahil havalimanında pasaport işlemine sokmadan hizmet etti. THY, TAV Faik kaptan’a kokteylli, plaketli uğurlama yaparken, tavşan lakaplı koltuk sahibi yöneticilere yalakalık diz boyu iken Faik Kaptan’a Hürriyet’in içine girmesine bile müsaade edilmedi. Bırakın töreni. Kovulurcasına yollandı. Ve o 44 yıl hizmet eden Faik Kaptan şimdi Hürriyet ile mahkemelik. Patron yetkili birimlerine sormaz mı bize hizmet eden adamları neden mahkeme kapılarında süründürüyorsunuz diye hesap sormaz mı!
İnsan kaynaklarından ayrılan Gönül ve Süleyman için alkışlanacak tören yapılırken gazetecinin önemli mevkiisinde bulunan Faik Kaptan için neden tören yaplmadığını patronlar vicdanları ile sorgilamalı
Sürüyle örnek sıralayabilirim. Adliye muhabiri vardı Şakir abi. Savcısından, sabıkalısına mağdurundan katibine kadar tanırdı. Şimdi ise neyse…
..
ÇETİN EMEÇ İSMİ NEDEN KALDIRILDI
Hürriyet binasının içinde Türkiye’nin yetiştirdiği en başarılı Genel Yayın Yönetmeni şehit Çetin Emeç Konferans salonu vardı. İsmi neden silindi. Yoksa gazetecilikten anlamayan tavşan ve ekibi Emeç soyusmunden korktular mı!
..
MUAMMER ELVEREN
Fransa denince akla Muammer Elveren gelirdi. Avrupa’da tanımadığı haber çıkartmadığı yer yoktu. Hürriyet Muammer Elveren gibi isimlerin çıkardığı haberlerle Hürriyet olduğu unutturulmaya çalışıldı.
..
İNSAN TANIMAYANLARA
KOLTUK VE ARAÇ TAHSİSİ
Tirajlar bir kenara itildi! Gazeteciliği bilmeyenler Medya iletişim dışından niteliksiz insanlara görevler verildi. Hiç bir datası olmayan insan tanımayanlar gazetecilik oynamaya başladılar yada başlattırıldılar. Yakınlarına araçlar tahsis edip bol paralarla koltuklar tahsis ettiler. Çok önemli SEO Ataşehir’de nasıl milyon dolarlık gayrimenkul alır. Gazeteyi batıran adama batırma ödülümü veriyorlar! Bu insanlar kısa yoldan para kazanmanın kitabını yazmalı
BÖLGELERİ KAPATTILAR
Emekçi, spor, magazin, ekonomi, politikacı yazar, editör, muhabirleri, foto muhabirlerini ve bölgelerde tiraj patlaması yapan sorumluları itibarsızlaştırdılar.
Emekçiye zam yapmadılar. Ama patronları kandıranlar tepeden paraşütle inen Eyüp Can gibi vs isimlere gazetecilikle alakası olmayanlara önce radikal ardında referans gazeteleri kurdular. Meslekte hiç bir bilgi birikimi olmayan isimsiz gazeteciler ürettiler. Ne oldu battı. Milyonlarca dolarlar gitti.
Her şeyi yok ettiler. Ama inanıyorum medya küllerinden doğacak. Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kar kalmayacak.
Medya bitmedi sadece medyada krallar çıplaktı.. Bu çıplaklığın perde arkasını kimse haykırmadı. Gazete değil kişiler kendi çıkarlarını düşünenlerin bir çoğu yol aldı pardon plazalardan milyon dolarlara iş ve evler aldılar. Emekçinin sosyal hakkını bir gün olsa düşünmediler. Geçen CNN yayınına katılan bir kaç kişinin 1 milyar $ alarak fabrikasını kapatan patrona üzüntüsünü anlatırken emekçi gazetecinin sosyal haklarını nasıl ellerimizden alındığında sendikaların kapatıldığını haykırmasını beklerdim. Ama adamlar tepeden inme gazeteci demeyeceğim tipler olduğu İçin içime attım.
..
AYDIN DOĞAN VE KIZLARI…
Çünki!.Bana dokunmayan yılana bende dokunmayayım diyerek yaşamına devam etti, En çok Patron Aydın Doğan ve kızları için üzülüyorum. Gazetecilerin iyi doğru habercilik yapması için tüm imkanlarını seferber ettiler. Ama karşılığını aldılar mı, KANDIRILDILAR MI!!.
Vuslat hanım iddia ediyorum bilgi birikimini gazetecilikten gelen isimlerle paylaşımda bulunsaydı her şey çok farklı olurdu! Emekçi medyada Vuslat hanımın Vip Duvarını aşamadı.
Aydın Doğan bey; geçmiş yıllarda hiç unutmam gazetenin temel taşları muhabirleri toplayıp içinizdeki tüm sorunları anlatın diye toplantı yapmış ve gazetecilik sorunlarını yakından dinlemişti. Ardından gerekli işlemleri yaparak takdir toplamıştı. Aydın Doğan ve evlatları çevrelerinde VİP duvarı yaparak yanlarına kimseyi yaklaştırmayan güvendiği kalemlerin kurbanı oldu.
..
GÜL KAPLERE DÖKÜLÜR
Vuslat hanım gazeteye gelirken vefa gösterildi. Güller döküldü. İsterdim ki, korumasız ve samimi gezsin. Aydın Doğan başta olmak üzere Doğan ailesinin tümü orda olmalıydı. Ve Vuslat hanım kendisine bu kadar ilgi sevgi gösteren emekçi personele geçmiş ve gelecek ile düşüncelerini aktarmalıydı.
Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Sözlerini kraldan çok kralcılar iyi dinlesin!…
(Gül merasimi için gazetenin kasasından 10 bin Tl çıkmış. Vuslat hanım bilseydi yaptırırmıydı. Birde içki vs. nesi anlamadım. Ne kutlamasıydı anlamadım!)
..
OLUMLU SÖZ BEKLENTİSİ
Doğan grubunun satışı konusunda Vuslat hanımdan çok yakından tanıdığı Demirören ailesi hakkında emekçi medya çalışanlarına bir kaç cümle sarfetmesini beklerdim.
Belirsizlikle gazeteyi batıranların organizasyonu ile yapay şarkılarla gitmek gitmek yakışmadı. Güler kalplere dökülür.
..
MUHABİR TEMEL TAŞTIR
Gazetelerine yağmur çamur haberler ulaştıran magazin, ekonomi, spor, istihbarat muhabirleri yakaladıkları gündem oluşturacak haberleri tüm engellemelere rağmen sayfalara taşıyarak gazete satışına hiç bir etkisi olmayan köşe yazarlarına ve TV yorumcularına malzeme oluşturanlara bir vefa çok görülmemeliydi. Erol Simavi giderkenken emekçi çalışanlara yaptığı maddi fedakarlık unutulmadı!.
..
DOĞRU HABERİMİ TEKZİP ETTİRDİLER
Kendimden örnek vererek, kulüp başkanları, futbolcuların, kurumların patronların baskılarına rağmen gündem oluşturacak haberler yaparak dimdik ayakta kaldık. Kalmaya da devam edeceğiz. Bunca mesleki yaşamım boyunca doğru haberlerimin tekzip edilmesine aldırmadım. (Doğru haberlerin tekzip edilmesi sanırım sadece Hürriyet’de olmuştur o da benim başıma geldi) Çünkü doğruyu yazdığımı kamuoyu takdir ediyor. Maddiyat değil insan biriktirdim. İnsan biriktirmeye de devam edeceğim.Hayat çok kısa. Para bir yere kadar. Çevrenizde dost arıyorsunuz.
..
TEKNİK KESİM TAŞARON
Gazetenin beyin takımı sayılan teknik ekibin emekçi insanlarının taşaronlaştırılmasına anlam veremedim. Bu da gazeteyi parçalamak isteyenlerin ayrı bir projesi olduğuna inandım. Gazetenin namusu sayılacak teknik servis unutulmasın gazetemizin bir parçasıdır. 3 yıllık deneyimsiz firmayı yılların emekçilerine değişmeleri ilginç
..
ULAŞTIRMANIN DİLİ OLSADA KONUŞSA
Gazetenin nasıl tiraj kaybettiğini en iyi ulaştırma bilir kuaför bilir. Ulaştırmaya tasarruf edilecek dendi son model araçlar gazıyla çevrildi. Ana dönemin bina müdürlerinin istedikleri şirketten fahiş fiyatla. Gerçi yolladılar sonra! Kısaca ulaştırma görevlileri esas işleri yerine angaryalara yönlendirdiler. Kısaca ulaştırmanın ağzı oldada konuşsa neler yaşandı neler!
..
SOSYAL HAK YERİNE CEPLERİNİ TERCİH ETTİLER
Aydın Doğan, Hürriyet’i satın alırken tüm çalışanlar sendikalıydı. sosyal hakları nedeniyle sendikalaşan sözüm ona 68 kuşağı geçinenler hemen istifa ettiler. Hükümetlere, ordulumuza, parti liderlerine yazıları ile ayar verenler emeğin sigortası sendikayı Hürriyet’ten kovdular. Sosyal hakkı değil cebimizi düşünüyoruz diyerek yıllardır Hürriyet’i ayakta tutan Gazeteciler Sendikasını dışarı attılar! . Şimdi hoş hepsi konak, yalı vs yerlerde oturuyorlar. Yani bizden sonraki gazetecilik tufan diye koltuklarına gömülmelerini unutmayacağım.
..
PATRONLARI YANLIŞ MI YÖNLENDİRDİLER
Milyonlarca satan gazetenin göz göre göre erimesine seyirci kalanlar tiraj için ne yaptıklarını ne yapmadıklarını bir düşünmeli.Konu ile ilgili araştırmaların sürüyor. Türkiye’de gazeteler kazandırıyor. Hürriyet dahil tüm medya yazılı basından kazanıyor. Sanal dünyanın yazılı medyadan kazanılan paralarla ayakta duruyor.
Sonuç da, medyanın insan tüketen değil düşünüp araştıran doğruları yazan mecra olduğu bilinmeli. Doğru birdir. Eş dost ahbap değil işini bilenlere güvenilmeli.
Patronları yanlış yönlendirenler düşünmeli. Ve yeni patron Yıldırım Demirören aileside güvendiği kalemlerin tuzağına düşmemeli emeğe önem vermeli. Vereceğine de inanıyorum.
..
ÇETİN EMEÇ FARKI
Mesleğe ilkelerle başlamıştım. Genel Yayın yönetmeni Çetin Emeç ile aramda 2 sokak fark maaşta ise büyütülecek rakamlar yoktu. .
Şimdi ise Genel Yayın Yönetmenleri, iş adamlarının patronların bile oturamayacağı Konaklarda yatlarda, yalılarda cirit atarken biz medya emekçileri hala oturduğumuz yerde dikili ağaçsız onurumuz için yaşamımıza devam ediyoruz. Onurlu yaşamak daha güzel.Çünki gazetecilik kanımızda var.
..
ÖZGÜRCE FİKİRLERİNİZİ İFADE ETMEK EN BÜYÜK SUÇ TEŞKİL EDİLİYORSA
DİĞER ÖZGÜRLÜKLERİN HİÇBİR ANLAMI YOKTUR:)
Geçmişten günümüze gazeteler habercilikle ayakta kaldı, Milyonlar satan gazeteleri medya dışındaki insanların yönetmesi acı sonu hazırladı!
Bunları NİÇİN yazdım biz madem aileyiz aile içindeki olayları bilelim
1- Aydın Doğan Bey deseydi ben yazılanlar sayesinde milyonlarca ₺ ceza ödedim küçüleceğim deseydi keşke. Ona da katlanırdık
2- Doğan grubunda tek olumlu olay Erol Simavi döneminden beri düzenli olarak maaşların ayın birinde hesaba yatırılması
….
1 MİLYAR 100 MİLYON DOLAR VE HÜZÜN
Sonuçta Aydın Doğan ailesi gecesini gündüzüne katarak haber, fotoğraf yazı peşinde koşan biz emekçiler, Hürriyet’i, Hürriyet yapan değerler sayesinde Doğan Holding 1 milyar 200 milyon $ kasasına koydu. Artık Rodos’a gezmeye mi gider, Gümüşhane’de çiftliğinde nostalji mi yapar bilemem! Emekçiler olarak üzülelim mi!.
…
Şu an kimbilir kaç kişi cinnetle şükür arasında gidip geliyor!
…
KUL HAKKI YENMEZ
Tüm dinlerde ne yersen ye kul hakkı yeme yazılır!
İş helallik’e kalırsa! Benim gibi bir çok emekçi!!!!!!………..
..
KARINCA VE ASLAN
“Ne karınca güçsüz olduğu için aç kalır, ne de aslan güçlü olduğu için tok kalır.”
(Yazdıklarımın kurul, kurallar, adalet ve aidiyet duygusu ile ilgisi var.
Duygu düşünce ve özgürlük diye ortalıkta dolaşan salatalıklarda yazsın isterim.
Ama bizim meslekte yazmaktan çok arkadan konuşanlar bulunduğu İçin onları anlıyorum.
Bende yanlış düşünebilirim.
Hiç olmazsa bir kere ölelim…Hayat boş
Mesele; insanın Defter-i Âmâlı kapandığında, geride kalanlara
“Bakî kalan bu kubbede hoş bir
sâdâ bıraktı.İyi insandı.Geriye
Bir adı, bir de adamlığı kaldı!”
dedirtebilmektir!
Öğrendim ki:
Düşüşlermiş kalkışlara güç veren
..
Bazıları şerefini kalemini karakterini 3-5 kuruşa satar..!
Bazıları onurları, gururları, şerefleri için terinin son damlasına kadar, çalıcak son düdüğe kadar savaşır !
– Bazı yalanlar güzel, bazı gerçekler acıymış.
Tepeden inme Genel Yayın yönetmenleri sayfanın başında şehit edilen emekçi medya Genel Yayın Yönetmenleri ve gazetecilerin fotoğrafları var lütfen onların hayatlarını ve medya için verdikleri mücadeleleri iyi okuyun. Sonra masaya oturup ahkam kesin…
…
KISACA :
HAKSIZLIK KARSISINDA SUSMAYIN. HAKKINIZI SAVUNMAK SAYGISIZLIK OLMAZ. SONUNDA NE OLURSA OLSUN YOLA CIKTIGINIZ INSANI SATMAYIN. ÇÜNKÜ DEĞERLERİ DEĞER YAPAN İNSANLAR HASSASTIR..
– Ek: Yalaka kime denir: Her devrin adamına ve çıkarı için kişiliğini satan ucuz adamlara denir!
…
KİMSE MERAK ETMESİN TÜRKİYE LAİKTİR LAİK KALACAK. BUNDAN HEM DEVLETİİ YÖNETENLER HEMDE TÜRK HALKININ HİÇ ŞÜPHESİ YOK..YETER Kİ SİZ LAYIK OLUN…
..
EMEKÇİLERE VEDA TÖRENİ NEDEN YAPILMADI
…
HÜRRİYET’İ HÜRRİYET yapan Erol Türegün‘ü hatırlarmısınız, Gazeteciliği ve insanlığı ile hala idol. Onun gibi Hürriyet’i Hürriyet yapan duayen Fikret Ercan Seçkin Türesay, Nejat Seçen, Tufan Türenç, Hasan Kılıç, , Reha Öz, Esat Yılmaer, Korkut Göze, Yücel Telören, Sıddık Turgut, Bulent Bog, Sadi Kemal Yaşar, Bülent Tuncay, Ismail Erel, İsa Deveceken gibi isimlerin hiç birine veda yapılmadı. Aydın Doğan bey bazılarının işten atılmasını önlerken bu emekçi insanların gönderilmesine göz mü yummuştu!