Bulgaristan’ın Kırcaali kasabasında dünyaya geldim.
Türkiye ve Atatürk sevdalısı babam, “Mustafa Kemal’in memleketine gidiyoruz” diyerek 1969 senesinde ailemizi İzmir’e getirdi. Nur içinde yatsın.
İlk, ortaokul, lise ve üniversiteyi İzmir’de okudum.
Gazetecilikle tanışmam lise ikinci sınıfta Milliyet’le oldu.
Duayenlerle aynı ortamı soluyunca mesleğe sevdalandım.
Her ne kadar, “Gazetecilik çok zor. Bu işte para kazanamadığın gibi özel hayatın da olmaz. Çünkü zaman mefhumu yok” dedilerse de benim için artık çok geçti.
Mürekkep kokusu iliklerime işlemişti bir kere.
Ve o bitmeyen haber heyecanı…
O zamanlar Konak’taki Borsa Durağı’ndaki binasında Günaydın ve Cumhuriyet gazetelerini hazırlayan Ticaret Gazetesi’nin teknik servisine transfer oldum. 12 Eylül öncesi ve sonrasındaki gazete ortamını yaşamak inanın roman gibiydi.
Bir yandan montaj, pikaj; bir yandan da okul spor yurtları muhabirliği yapıyordum.
Üniversite yıllarımı Güneş Gazetesi’nde gece çalışarak geçirdim.
Askerlik dönüşü Cumhuriyet Gazetesi’nin İzmir Bürosu’nun teknik servis sorumluluğunu üstlendim.
Sonrasında Türkiye Gazetesi, Bursa Doğru Hakimiyet, Bursa Olay Gazetesi ve Fotospor gazeteleri yazıişlerinde editörlük, görsel yönetmenlik ve yöneticilik yaptım.
“Amma da gezmiş” diyenleriniz çok haklı. Gerek doktor olan eşimin zorunlu hizmeti, gerekse mesleğin içinde bulunduğu kötü durumlar nedeniyle gençlik yıllarımda çok yer değiştirmek zorunda kaldım.
Hep kendim ayrıldığım için tazminat da alamadım ama çok dost edinmenin, çok duayenle birlikte çalışmanın zenginliğini yaşadım.
1990-94 yıllarında Hürriyet İzmir yazıişlerinde Ege ve Akdeniz ilavelerini hazırlayan ekipteydim. 1994-2002 yılları arasında Yeni Asır Spor Müdürlüğü görevlerini üstlendim. Bu dönemde ayrıca futbol sezonu boyunca her hafta Yeni Tv’de (Şimdiki adı aHABER) canlı olarak yayınlanan “Maç Başlıyor” adlı spor programında yorumculuk yaparak İzmirliler’e takımlarından haber ulaştırdım.
Bir gün iki oğlum ve eşimle birlikte Çeşme’nin Ildır sahilinde balık tutarken, patronum Dinç Bilgin’den gelen telefonla İstanbul serüvenim başladı.
Fotomaç Gazetesi Genel Yayın Müdürü olarak İki yıl boyunca rakip Fanatik Gazetesi’ni satış olarak geçmek için (90 bin gerideydik) buradaki kaliteli ekiple birlikte didinip durduk.
İyi haberciliğin yanı sıra iddaa ilavelerini de başlatarak Türkiye’nin en çok satan ve okunan spor gazetesini yaptık.
Ve, 110 bin net satışlı gazeteyi 250 bin net satış rakamına ulaştırdık.
Ancak;
Anadolu’dan giden hemen her gencin söylediği “Seni fethedeceğim İstanbul” demediğimden olsa gerek; benim dışımda gelişen nedenlerden dolayı keyfim kaçtı.
İzmir aşkım da depreşince “zirvede bırakma” fikri ağır bastı ve emekliliğimi vererek yuvaya döndüm.
Sonrası malum; mürekkep kokusundan ayrı kalamadık.
Ege’de yayın yapan Yenigün Gazetesi’nde (2005-2010) Genel Koordinatörlük ve Genel Yayın Müdürlüğü’nün ardından 7.5 yıl boyunca Habertürk Egeli Yayın Koordinatörlüğü görevinin yanısıra haftada iki gün de gerek gazetede gerekse Habertürk’ün internet sitesinde siyaset ve kent yazıları kaleme aldım.
Ve Ege’desonsöz.
Kuruluşundan bu yana yakından takip ettiğim, zaman zaman konuk yazar olarak katkıda bulunduğum Egedesonsöz ailesine katılmak beni çok mutlu etti.
Çok da heyecanlandırdı.
Çünkü burada hem iyi dostlarla birlikte olacağım; hem de haber heyecanını yaşamaya devam edeceğim.
Bu nedenle, artık siyasetten spora, ülkede ve kentte hayata dair ne varsa gördüklerimi, bildiklerimi sizlere aktaracağım.
SONSÖZ: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
