Tenis en çok omzu, bileği ve dirseği yaralıyor

Tenis yaralanmalarını esneyerek önleyin!

Popüler spor dallarından biri olan tenis, ortopedik yaralanmalar bakımından risk taşıyor. Başta omuz yaralanmaları olmak üzere tenisçi dirseği ve bilek burkulmaları gibi birçok yaralanmanın yaşanabildiğini belirten uzmanlar, teniste esneme egzersizlerinin önemini vurguluyor. Uzmanlara göre sert tenis kortları da yaralanma riskini artırıyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Kerem Canbora, tenis yaralanmaları hakkında önemli bilgiler verdi.

Tenis yaralanmaları iş kaybına yol açıyor

Çoğu tenis sporuna özgü olan yaralanmaların iş kaybı ve sakatlıkla sonuçlanabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Kerem Canbora, risk faktörlerinin belirlenerek tenise bağlı yaralanmaların önlenebileceğini söyledi.

En sık dirsek ve omuz yaralanmaları ortaya çıkıyor

“Teniste yaralanmaların yaklaşık 2/3’ünde neden; aşırı kullanım yaralanmalarıdır. Yaralanmaların 1/3’ü ise travmatik yaralanmalar olup aniden gelişirler. Bölgesel olarak bakıldığında dirsek sorunları (tenisçi dirseği), omuz yaralanmaları, stres kırıkları (aşırı tekrarlayan zorlayıcı birikici hareketlerde özel bölgelerde oluşan küçük kırıklar), ayak bileği burkulmaları ve bağ yaralanmaları, kas zorlanma ve yaralanmaları en sık görülen yaralanmalardır” dedi.

Sert zemin uyarısı!

Sert tenis kortlarının yaralanmada etkili olduğunu ifade eden Doç. Dr. Mehmet Kerem Canbora, “Sert tenis kortları asfalt ya da mumlu beton olduğunda vücut üzerinde daha fazla stres yaratır. Sert kortta yapılan her inme hareketi stres kırıklarının oluşumunda risk taşır” uyarısında bulundu.

Esneme hareketleri önemli

Doç. Dr. Mehmet Kerem Canbora, “Toprak ya da çim kortlar ise daha yumuşak olmaları nedeniyle kemikler üzerinde daha az stres yaratırlar. Buna karşın yumuşak kortlarda kayma hareketinin daha fazla olması, burkulma olarak bilinen özellikle diz ve ayak bileği bağlarında yaralanmalara yol açabilmektedir. Yapılan bir çalışmada tedavi gören elit tenisçilerde yaralanma sıklığı sert ya da toprak kortta çim zemine göre yaklaşık 2,5-3 kat daha fazla olduğu saptanmıştır. Antrenman programlarında esnekliğe yönelik çalışmalar bu tip zorlanmaların önlenmesinde etkili olabilecektir” şeklinde konuştu.

Tenis oynayanlar dikkat!

Doç. Dr. Mehmet Kerem Canbora, teniste ortaya çıkan yaralanmalar hakkında şu bilgileri verdi:

“Stres kırıkları: Stres kırıkları denildiğinde kemikteki küçük çatlaklar anlaşılmalıdır. Ağrı ve şişlik zamanla yerini kronik ağrıya bırakır. Kort zemininin asfalt gibi gibi sert olması özellikle ayak olmak üzere alt uzuv kemiklerine aşırı yük bindirir. Toprak ya da çim kortlarda stres kırıkları daha az sıklıkta görülmektedir. Stres kırıklarını önlemenin en önemli yolu yoğun oyun öncesi ısınma ve germe ile birlikte uygun güçlendirme ve dayanıklılık programı uygulamaktır. Bunun yanında yoğun antrenmanlar sırasında kısa dinlenme molaları vermek önleyici olabilir.

Ayak bileği burkulmaları ve bağ yaralanmaları: Ayak bileği burkulmaları her zeminde olabilir. Bunun nedeni tenisin çok yönlü hareketleri gerektiren bir spor olmasıdır. Sıklıkla ani koşular ve zıplamalar yanlış inişe ve ayak bileği burkulmasına yol açar. Toprak kortların ayak bileği burkulmaları için daha riskli olduğu akılda tutulmalıdır. Burkulmaların çoğu istirahat, sabitleme, buz ve kimi zaman ağrı kesici ilaçların alımı ile iyileşirler. Ayak bileğini destekleyici ayakkabı giyilmesi, şüpheli zeminlerden kaçınılması ve aktivite öncesi ve sonrası ısınma ve soğutma yapılması faydalı önlemlerdir.

Tenisçi dirseği: Tenis başta olmak üzere sporcunun raket tutuşu ve el ile kavrayışı vuruş mekanizmalarını başlatan en önemli hareketlerdir. Spor sırasında dirsek eklemi birikici tekrarlayan-mikro travmalara maruz kalmaktadır. El bileğimizi yukarı kaldıran kas dokusunun yukarıda dirsek eklemimizin dış çıkıntısına yapışma yerindeki yerel iltihaplanma olarak tarif edilebilir. Yapılan çalışmalarda tenisçi dirseğinin daha çok eğlence amaçlı sporcularda geliştiği gösterilmiştir. Kanıt düzeyi yüksek olmasa da her-iki eli ile backhand kullananlarda baskın olmayan tarafın zorlayıcı kuvvetleri absorbe (emerek) ederek tenisçi dirseğinin oluşma riskini düşürdüğünü bildiren çalışmalar mevcuttur.

Omuz yaralanmaları: Tenis oyuncularında topun yukarıda olduğu tüm sporlarda olduğu gibi özellikle omuz eklemi ve çevre dokulara aşırı yük biner. Servis atışı başta olmak üzere baş üzeri her harekette omuz ve dirsek eklemleri aşırı zorlanmaya maruz kalırlar. Sporcu özellikle servis, baş üzeri smaç ve uzun vuruşlarda kinetik zinciri etkili kullanma tekniklerini bilmelidir.Tedavide öncelik özellikle içe dönme hareketinin, arkadaki döndürücü adalelerin ve kürek kemiği adalelerinin güçlendirilmesine verilmelidir.

Kalça – diz yaralanmaları: Kalça çevresi yaralanmalar özellikle elit sporcularda yaklaşık % 25’lere kadar sıklıkta bildirilmektedir. Kalça yaralanmaları kasık adalelerinin asimetrik büyümesine bağlı sıkışma ve kasık ağrısına yol açar.

Tenisçi bacağı: Tenisçi dirseğine benzer bir fenomendir. Bacak pazu kası olarak bilinen gastrokinemius adalesinin iç tarafındaki kronik zorlanmayı ifade eder. Tenis ile ilişkili aktivitelerde sporcuları 1/6’sında ortaya çıkmaktadır.

Sırt ve bel sorunları: Tenis sporcularının yaklaşık 1/3’den fazlasında kronik sırt ağrıları görülmektedir. Uzun ve şiddetli servis atışları, sırt ağrılarına yol açmaktadır. Sporcularda aynı zamanda bel kayması meydana gelebilmektedir.”

Oyun öncesi bu uyarılara kulak verin

Oyun öncesi mutlaka ısınma ve germe çalışmalarını yapılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Mehmet Kerem Canbora, “Molalarda dinlenme antrenman sırasında aşırı zorlanmayı önleyecektir. Stres kırıklarının önlenmesinde diğer bir yol ise alternatif düşük etkili aktiviteler olan yüzme veya bisiklet gibi farklı aktivitelere yönelmektir” önerisinde bulundu.

Doç. Dr. Mehmet Kerem Canbora, diğer tavsiyelerini de şöyle sıraladı: “Sonuç olarak popüler bir spor dalı olan tenis alt ve üst uzuvlarda yaralanmalara açıktır. Üst taraftaki yaralanmalar kronik iken alt tarafta akut yaralanmalar ön plandadır. Kort yüzeyi özellikleri, raket özelliklerinin yarattığı vibrasyon etkisi ve raket kavrama pozisyonu, antrenman öncesi ve sonrası ısınma ve soğuma alışkanlığı, özellikle başlangıç döneminde baş üzeri servis atış stilinin doğru yerleşmesi yaralanmaların önlenmesinde etkili önlemlerdir.”

Önceki İçerikE-spor’un hacmi 5 milyar dolara doğru gidiyor!
Sonraki İçerikFenerbahçe’nin yıldız sayısı 5’e mi çıkıyor? Sarı-Lacivertliler şampiyonluk sayısının 28 sayılması için Tahkim’e gidiyor

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz