“Tribüne oynamayın, işin doğrusuna oynayın”
Türk sporundaki şiddetin önlenmesi ile ilgili bir panelde konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Mustafa Denizli, şiddetin kendi kendine oluşmadığını belirterek, bunun ana sebeplerinden birinin kulüplerden sağlanan menfaatler olduğunu söyledi. Denizli kulüplere, “tribüne oynamayın, işin doğrusuna oynayın.” çağrısı yaptı. Gazeteci Şansal Büyüka da spordaki şiddetin 4 ana faktörünü, başkanlar, teknik adamlar, medyanın takım tutan yorumcu ve yazarları ile federasyonlar olarak sıraladı.
Üç gündür devam eden 9’uncu Boğaziçi Zirvesi kapsamında düzenlenen Sporda Şiddetin Önlenmesi, Fair Play ve 6222 Sayılı Yasa adlı panelde konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Mustafa Denizli, konuşmasına Türkiye’nin en çok kırmızı kart gören oyuncusu olduğunu söyleyerek başladı. Aktif futbol hayatı boyunca toplam 22 kırmızı kart gördüğünü ifade eden Denizli, “Nasıl oluyor diyeceksiniz ama oluyor. Bu kartların hepsi hakem kararlarına olan isyanımdandı. Ben sahada adalet ararım, haksızlığa isyan ettim. Hatta bir keresinde rakip takıma yapılan haksızlığa itiraz ettiğim için de kırmızı kart gördüm.” dedi.
BİR İNSAN NİYE ÖLMEYE GELİR?
Türkiye’de insanların takımlarını değil kendilerini yarıştırdığını ifade eden Denizli, “Günün şartları, yaşadıkların, olumsuzluklar, beklentiler… Belki sevinirim umudu ile gittiğin stadyumdabunun gerçekleşmemesi, insanların farklı bir ruh haline girmesine neden olabiliyor. Eğer bir ülke insanı hukuksal düzenlemeden ve devletin varlığndan korkmuyor ise veya ilgili yasalar işletilmiyorsa bu olaylar devam eder.” diye konuştu. Yaşanan şiddet olaylarında bir çok birimin payı olduğuna işaret eden Denizli, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tezahüratlarımıza bakın, ‘ölmeye geldik’. Niye bir insan ölmeye gelir? Eğlenmeye, gülmeye gelmek varken niye ölmek? Takımlara da hiç bir katkısı olmayan tezahürat biçimleri. Futbolda 80’li yılların sonlarında başlayan şiddet boyut değiştirdi. Ama şiddet kendi kendine oluşmaz. Bunun ana sebeplerinden bir tanesi kulüplerden sağlanan menfaatler. Tribüne oynamayın, işin doğrusuna oynayın. Artık aynı takım taraftarları bile birbirine düşüyor.”
ŞİDDETİN 4 ANA FAKTÖRÜ VAR
Gazeteci Şansal Büyüka da aynı panelde yaptığı konuşmada, yaşanan şiddet olaylarında 4 ana faktörün olduğunu belirterek, bunları başkanlar, teknik adamlar, medyanın takım tutan yorumcu ve yazarları ile federasyonlar olarak sıraladı.
‘Bu sarmalın içinde en masumu taraftarlar’ diyen Büyüka şöyle devam etti:
“Herkes adalet istiyor ama kendileri için istiyor. Futbolun adaletini kimse istemiyor. Türkiye’de müsabakalar zevk almak için değil mutlaka kazanma amacı ile izleniyor ve biz futbolu evrensel kuralları içerisinde değil, kendi renklerimizin çıkarı doğrultusunda konuşuyoruz. Başkanlar ve teknik adamların şartlar ne olursa olsun, öfke hangi boyutta olursa olsun ölçülü davranması ve sağlıklı mesajlar vermesi lazım. Ayrıca ülkedeki başkan ve teknik direktör profillerinin değişmesi lazım. Bazı başkanlar çok iyi niyetle geliyorlar ama zamanla öyle bir baskı yemeye başlıyorlar ki üslubu da profili değiştirmek zorunda kalıyor. ”
Yaşanan şiddette medyanın da önemli bir etkisi olduğuna işaret eden Büyüka, takım tutan yorumcu ve yazarların şiddetin körüklenmesinde önemli rol oynadığını belirtti.
Avukat Rezan Epözdemir ise şidddetin azalması için hem cezaların artırılması hem de stadyumlarda sorumluluğun özel güvenlikten alınıp genel kolluğa verilmesi gerektiğini belirtti. Özel güvenliğin eğil ve caydırıcı olmadığını belirten Epözdemir, “Asli sorumluluk genel kolluğa verilmeli, özel güvenlik yardımcı olmalı. İşte biz o zaman şiddetin önlenmesinde ciddi bir düşüş görebileceğiz. Bunu kulüpler de çok istiyor. Çünkü özel güvenliğe ödenen tutarlar çok fazla.” dedi.
Epözdemir, şiddet ve düzensizliklerin en çok alt liglerde meydana geldiğine dikkat çekerek, Passolig’in bu seviye liglerde de uygulanması gerektiğini kaydetti.