Akşam gazetesi, spor yazarı ve radyocu Haluk Kesim’le röportaj yaptı:

 

Hayata ‘engelsiz’ bakan bir adam Haluk Kesim. Öyle enerji dolu, öyle gerçekçi ki! Yeni kitabı ‘Başarıya Engel Yok’ta kaleme aldığı her kelime, hayat dersi veriyor. Umut doluyorsunuz. Soruyorum Haluk ağabeye; ‘Ya bastonun olmasaydı, nasıl bir hayatın olurdu?’ ‘Bilmem, hayal etmedim. Ben olmazdım herhalde’ dedi…

Gazete binamızın kafesinde sık sık rastlıyordum ona ama hiç sohbet etmemiştik. Geçen gün bir masaya kurulmuş, yanına her gelenin elinde bir kitap… Haluk Kesim’in enerjisine diyecek yok, usanmadan imza dağıtıyor. Uzaktan izledim, ‘Yeni kitap heyecanı sanırım, bol okuru olsun’ dedim. Sonra dayanamadım telefonla aradım. Röportaj için sözleştik. O anlattıkça ben mest oldum, enerji doldum, kalem kalem hayata dair ders çıkardım. Haluk Kesim’in yeni kitabı ‘Başarıya Engel Yok’ da tam olarak bunu anlatıyor. O, elindeki bastonun hayallerine engel olmak yerine, yön verdiğinin altını çizerek başladı anlatmaya…

YAŞADIĞIM ŞEYE ŞÜKREDİYORUM 

İnsanlar beni gördüklerinde ‘Gitsek, konuşsak, sorsak ne der’ diye düşünüyor. Ben bununla yaşıyorum. Yaşadığım şeye şükrediyorum. Ben eğer böyle olmasaydım sen bugün benimle röportaj yapmazdın. Hayatta 3 şey istedim, ikisi oldu: Birincisi, ‘Canı gönülden birisi bana Allah razı olsun’ desin istedim. Oldu. Hasta bir insana yardımcı oldum ve ölmedi. Gerçi ölüm bir tırtılın kelebek olması kadar güzel bir şey. Bu da var kitapta; çocukluk arkadaşımı 4 sene önce kaybettim, onu ben yıkamıştım. Babamı da ben yıkamıştım. Şunu anladım dünyadan hiçbir şey götüremiyorsun. O gün karar verdim azla yetineceğim, daha azıyla… İkinci istediğim; ‘Benim tanımadığım bir insan, beni tanıyıp sevsin.’ Kızım dün, ‘Arkadaşım kitabını okumuş, seni çok sevmiş baba’ dedi. Bu bile yeter bana. Üçüncü isteğim ise henüz yapamadım onu. Bir vakıf kurmak istiyorum. Ama engelliler için değil, herkes için!

ACI, BÜYÜK KAZANÇ

Kitabınız neler anlatıyor?

Kitabın içerisinde benim yapabildiğim şeyler var. Engelli olsun ya da olmasın okuyanlar ‘Bunları yapmakta ne var?, Radyocu olmakta, yazar olmakta ne var?’ diyebilir. Bu doğru. Ama dünyanın her yerinde bunu benim yapmam zor. Kolay değil. Ama bunu yapabilmek için bir süreçten geçmiş olman lazım. Ben o süreçte yaşadıklarımı anlattım. Ben 15 yaşıma kadar engelli olduğumu bilmiyordum. Yani insanlar bana bunu hissettirmemişti. Bu sayede aslında ben ilerleyebildim. ‘Ben yapabiliyorsam, siz daha iyisini yaparsınız!’ bunu anlatıyor. Aşkın, sevginin gücünü anlatıyor. Arkadaşlığın, acının gücünü anlatıyor. Çok acı çektim ben. Çok ölüm gördüm, 16 yaşındaydım ablamı kaybettim. Babam, dayılarım, arkadaşım, halam… Kaybetmediğim kişi yok! Acı aslında büyük bir kazanç.

Bir ülkede medeniyet kaldırımların yüksekliğiyle ölçülür. Teknolojiyle ölçülmez. 46 yaşındayım. Çok şey gördüm. Ama ilk defa bu dönemde engellilere biraz daha değer veriliyor. Biraz diyorum çünkü daha yapılması gereken çok şey var.

BENİ KİMSE ENGELLEYEMEZ

Ben engelli falan değilim. Beni engelleyemiyorlar. TSYD’ye bağlı tek engelli spor yorumcusuyum. 26 seneden beridir dublaj, yapımcılık, yönetmenlik, radio her şeyi yapıyorum. Engelleyebilmişler mi beni? 20 yıllık evliyim, 12 yaşında bir kızım var. Benim bütün başarılarım hep aşık olduğumda ya da bana âşık olunduğunda gerçekleşti. Kendime güvenim geldi. 20 yıldan beri her gün aynı kadına âşık oluyorum. Bu yüzden çok mutluyum. Hayatta üzüldüklerim oldu ama pişmanlık duymadım. 2-3 yaşında çocuk felci geçirmeseydim ben belki okumazdım, ben olmazdım.

FARKINDALIK DEDİĞİMİZ ‘YALAN’

Farkındalık yaratmak için neler yapıyoruz?

Her 3 Aralık’ta ‘Hepimiz potansiyel engelliyiz’ deniliyor. Değiller kardeşim! Yalan bir çaba sarf ediyoruz. Bir gün boyunca edilecek, sonra unutulacak. Ancak yaşarsan farkındalık yaratabilirsin.

Bastonunuz olmasa nasıl bir hayatınız olurdu?

Çok net, bunu hiç hayal etmedim! Çünkü çok mutluyum. Sihirli bir şişeden çıkan cin, ‘Ey Haluk, dile benden ne dilersen’ dese; ‘yürümek istiyorum’ demem. Aklıma gelmez. Hiçbir zaman yürüdüğümü hayal etmedim ama bir kere kendimi, İstiklal Caddesi’nin eski halinde yoldaki çiçeklikler üzerinden zıplaya zıplaya koştuğumu hayal ederken buldum. Gittim, bastonumu çiçekliklerin üzerinden geçirdim.

Televizyon programı yapmak istiyorum

İçinizde yapamadığınız için ukde kalan bir şey var?

Hayatımda başaramadığım tek bir şey var. O da engelli programı… Engellilerin sorunlarını anlatmak, ajitasyon yapmak istemiyorum.

Önceki İçerikSelim Yıldırım’dan Mustafa Cengiz’e sert eleştiri: Aziz Yıldırım da ceza aldı ama hiçbir zaman çalıştığı hocayı rahatlatmak için istemediği şeyleri söylemedi
Sonraki İçerikDigiturk Kurumsal İletişim Direktörü Kadri Mutlu: PR yerine SR’a eğilmenin zamanı geldi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz