Spor basınının usta ismi Ferhan Tezcan, fotospor.com’daki köşesinde Alanyaspor’a kiralanan Fenerbahçeli Ozan Tufan’ı yazdı:
1960’lı yıllardı. Yani İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın dışında Kasımpaşa, Feriköy, Karagümrük, Vefa ve Beykoz’un fırtına gibi estiği yılllardı.

Yaşım küçüktü ama Avusturya lisesine gittiğim zamanlarda bile matematik ya da coğrafya kitaplarımın arkasında takım kadroları vardı. Bayern Münih ile  başlar, Gençlerbiriği’nin kalecl Selçuk’lu  kadrosuyla son bulurdu. Meraklıydım. 1966 Dünya Kupasının bir yıl sonra Türkiye’ye gelen ‘Altın  goller’ filmı beni futbola bağlamıştı. Bu filmı sinemada tam altı kez izledim. Eusebıo’lar, Bobby Charlton’lar, Beckenbauer’ler, Tilkowski’ler beni  futbola ‘tutkun’ hale sokmuştu. Futbolla bağlantım beni önce Milliyet yazarlığına, ardından Lig Tv Genel  Müdürlüğüne kadar  götürdü. Tam şimdi 42 sene bitti. Neler gördüm neler yaşadım. Bunlardan birini örnek vermek istiyorum.

ZEKİ  TEMİZLER’İ HATIRLAYAN VAR MI?

1967 yıllarında Feriköy’le Vefa lige damga vurmuşlardı. Feriköy’de başta Müjdat Özgür (yakın akrabam ve kuzenim) olmak üzere Ahmet, Rıdvan, Fuat (sonra Fenerbahçe’li) avukat Turgay, Zekeriya (Beşiktaş’lı) olmak üzere birçok yıldız vardı. Vefa’da  öyleydi. Ama bunların içinden santrfor Zeki lige ‘kök’ söktürüyordu. Önüne gelene atıyordu. Üç büyükler hemen peşine düştü. Fenerbahçe aldı. 1969 yılına Zeki ile başladılar. Fenerbahçe’nin Romen teknik direktör Teaşka’lı kadrosunda ‘yıldız’ olmuştu. Forvette tek oyuncuydu. Rakibi de yoktu. Sonra yavaş yavaş düşüşe geçti. Nereye gitti bilemedik. Kimse hatırlamadı bile. Ancak bir gün taksiye bindim. Eski püsküydü. Futbol muhabbetine başladık. Döndü “Beni tanıdın mı?” dedi. ‘Yabancı  gelmiyorsun’ diye karşılık verdim. Devam etti. “Ben Zeki. Fenerbahçe’li  Zeki. Santrafor Zeki.” O sözler bendeyankı  yaptı. Doğrusu üzüldüm. Kötü durumdaydı. Söyleyecek birşey bulamadım. İndim. Zeki  abinin  duygusal ve üzgün yüzü gözümün  önünden hiç gitmedi. Aradan yıllar geçti. Yılmaz Şen’ler, Erol Togay’lar, Suat Mamat’larda hep aklımda  kaldı. Hayatın affı yok..

NEREDEN NEREYE

Madenci bir baba ve ev kadını bir annenin çocuğuydu. 10 yaşında futbola başlamıştı. Büyük bir sakatlık geçirdi.Sağ ayağında ‘ödem’ vardı. Tam  iki yıl ara  verdi. Bursaspor’daki alt-yapı hocaları ona her gün. “Sen artık bu işi bırak. Futbol  oynayamazsın” diyorlardı. Yılmadı. Devam  etti. Önce U 17’ye çıktı. Arkasından da A takımına yükseldi. Ertuğrul Sağlam  elinden tuttu. Bursaspor’un UEFA  kupası maçında rakibiFin’li Kuopio idi. Sağlam’ın ilk onbire koyduğu Ozan Tufan golu   attı. Bu UEFA’datarihe geçti. Gol atan en geç oyuncuydu. Parladı Parladıkça yükseldi. Yükseldikçe göze girmeye  başladı. Karabükspor teknik  direktörü Tolunay Kafkas transfer etmek istedi. Ozan Tufan Bursaspor’dan gitmek istemedi. Bu   arada Milli Takıma da seçildi. Danimarka ile oynadığımız maçta Bursa’da maçı izleyen anne ve babası gözyaşları arasında   doksan dakikayı tamamladılar. Ailesi onunla gurur duyuyordu. Şenol  Güneş’le de çalıştı. Sonra yaz geldi üç büyükler peşine  düştü. Güneş eski öğrencisi Ozan’ı Beşiktaş’a almak istiyordu. Ozan Tufan son dakikada Şenol Güneş’e de çalım atıp Fenerbahçe’nin yolunu tuttu. İlk başlarda onbiri kendine mesken edinmişti.

OSMANGAZİ  KÖPRÜSÜNÜN SIRRI

Devlet o aradaOsmangazi köprüsünü kurdu. Yapımı bayağı ‘meşakkatli’ geçmişti. Mesela Samandıra ile Bursa arası bir saati  geçmiyordu. Ozan antrenman sonrası ‘gaza basıyor’ Bursa’da soluğu alıyordu. Düşüşe geçti. Artık gece Bursa’da  kalıyor sabah  antrenmana geliyordu. Koptu önce takımdan sonra futboldan. Bu arada hakkında ‘medyaya  haber  sızdırıyor’ dedikoduları  çıkmıştı. Ancak Aykut hoca onu takipteydi. Affetmedi. Kadro dışı bıraktı. Elini de bıraktı. Yalnız kalmıştı. Dereağzın’da  çalışıyor ama kadroda hiç düşünülmüyordu. Yeni sezonda Cocu onu denemek istedi. Olmadı. Yine Dereağzı yolunu tuttu. Alanı da yoktu. Mental düşüşler, psikolojik sorunlar bu Bursaspor’dan çıkan Türk futbolunun yıldızını yok etme yoluna gitti. Allah’tan Sergen Yalçın ortaya çıktı ve onu Aytemiz Alanya’ya aldı. Şimdi tek dileğimiz ‘kaybolmasını’ hiç istemediğimiz Ozan Tufan’ın  artık aramıza katılması…

Önceki İçerikTürkiye’nin ve Batı Avrupa’nın ilk Ermenice TV’si yayın hayatına başladı. Aram Kuran yönetimindeki kanalda Zadik Gökoğlu da program yapacak
Sonraki İçerikEfsane spor gazetesi Fotospor geri mi dönüyor? Ersan Çelik açıklama yaptı: Biz geliyoruz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz