SporLig Dergisi son sayısında, Türk voleybolunun usta gazetecileri ile söyleşti:
VOLEYBOLUN SON TEMSİLCİLERİ İLGİSİZLİKTEN ŞİKAYETÇİ
Enver Bağlarbaşı, Cengiz Tokgöz, Alev Anakök ve Tayyar Sümen… Onlar Voleybol sporunun son temsilcileri. Yıllarını bu spora adamış duayen isimler. Hala ilk günün verdiği şevk ve heyecanla voleybol sporunu kitlere ulaştırma uğraşı veriyorlar. Ancak onların voleybola yaptığı katkıyı ne yazık ki voleybola hizmet edenler yapmamış.
Voleybol’un özellikle medyada belli bir yerlere gelmesi için uğraş veren bu emekçiler, ne yazık ki başkan, yönetici ve oyuncu bazında bekledikleri ilgiyi görememekten şikayetçi. Ayrıca gelecekte kendilerinden sonra voleybol muhabirliği yapacak ne bir kişi, ne de bu branşa yer verecek gazetelerin de olamayacağından endişe ediyorlar.
İşte duayen Enver Bağlarbaşı;
“Yıllardır hep söylüyorum. Voleybol’a başarısı oranında gereken destek verilmiyor diye. Hiç bir zaman değerini bulmadı, bulamıyor da. Burada hata nerede? Medya da mı? Hayır! Burada kulüplerin olayı ciddi olarak ele alması lazım. Maalesef kulüpler gereken önemi vermiyorlar. Sadece sporcu alırken veriyorlar, otellere, her yere para veriyorlar ama söz konusu medya oldu mu ne yazık ki önemsemiyorlar. Sonuç olarak ta Voleybol sporu toplumla gerekli şekilde buluşamıyor
FUTBOL DIŞINDA DAHA 63 TANE BRANŞ VAR
Tabii. Herkes evinin önünü temizlese zaten sorun kalmaz. Herkes işin kolayına kaçıyor. Herkes futbolun peşinde. Futbola saygımız var, o büyük bir sektör ama futbolun dışında daha 63 tane branş var. Bunların da düşünülmesi lazım.Spor gazeteleri gereken önemi vermiyor. Spor programları yapılıyor, gereken değer verilmiyor. Bunları eklediğin zaman eksiklikler ortaya çıkıyor.
Tribüne seyirci çekebilmek ve bu sporu kitlelere sevdirmek için neler yapılmalı?
6 AY İÇİN KİMSE YATIRIM YAPMAZ
Vallahi bu konuda SEV ve FIVB de büyük görev düşüyor. Ligler bu kadar kısa olmamalı. Yani 6 ay için kimse yatırım yapmaz. Ligin uzun olması lazım. Futbol ligi 9 ay, basketbol ligi 8 ay oynanıyor, voleybol ligi ise 5-6 ayda bitiyor. Kim para yatırır bu işe? Kimse yatırmaz. Onun için voleybola gereken önemi önce bu işin patronları olan CEV ve FIVB ve Federasyonumuzun vermesi lazım. Federasyonumuz bir şeyler yapmaya çalışıyor ama yeterli değil. Yani bugün voleybolu yazan gazeteci sayımız bir elin parmakları kadar. Onları da görmezden geliyorlar. Sonuç bu. Amatör branşları zor günler bekliyor. Genç arkadaşlarımız vardı. İzmir’den Yeni Asır Gazetesi’nden Gökhan Özyutlu, İstanbul’dan Vatan Gazetesi’nden Murat Yücekök, Habertürk Gazetesi’nden Murat Ağca vardı ki, gazeteleri kapandı. Bizden sonra gençler var diye seviniyorken, onlar da gazetesiz kaldılar. Bunlar hoş şeyler değil.
Nasıl düzelir? Ümidiniz var mı?
İşte Eczacıbaşı gibi aileler ve bankalar destek oluyor.
Bankalar gerekli desteği veriyor sanırım.
Halk Bankası, Ziraat Bankası desteğini azaltsa da destek veriyor. Vakıfbank bu işin lokomotifi. Olaya gayet profesyonelce bakıyor. Ancak üç büyük kulübün bu branşa yeterince destek verdiğine inanmıyorum. Lüften yapıyorlar.
Karamsar mısınız?
Vallahi sadece Fenerbahçe, Vakıfbank ve Eczacıbaşı’nın maçlarında tribünler doluyor. Bunlarda spor okullarını getiriyor. Diğer takımlar ise maalesef boş tribünlere oynuyor. Galatasaray’ın maçları bile boş tribünlerde oynanıyor. Seyirci gelmez, birlikte paylaşım olmazsa bu işlerin heyecanı da olmaz.
Herkese büyük görev düşüyor yani.
Aynen, bakın ben bir dergi çıkarmaya, bir internet sitesi ile hizmet etmeye çalışıyorum ama gereken yardımlar yapılmıyor. Dergi alınmıyor, reklam verilmiyor, yani bir kaç şirket dışında destek olunmuyor. Basın organizasyonu yapılmıyor.
Neler yapmak lazım peki?
Çok çalışmak, akıllı davranmak lazım.
Mesela?
Medyayı iyi kullanmak lazım. Ama en önemli konu liglerin kısa olması. Ligler çok kısa, 5 ayda bitmemesi lazım.
Cengiz Tokgöz: Voleybola devlet yardımı yok bunu bilir, bunu söylerim. Ödüllerdirme yok Şöyleki; Milli Takıma oyuncu veren kulüplere devletin destek vermesi lazım. Oyuncu başına prim gibi. Ben 45 yıldır bu işin içindeyim. Kulüplerin altyapısı kötü. Kulüplerin insiyatifine kalmış, bazı kulüpler bu alt yapıları gelir kapısı olarak görüyor. Alt yapılarda acemi teknik adamlar vs. Oysa altyapıda çok çok iyi antrenörlerin olması gerekiyor. Yani A takım kalitesindeki antrenörlerin altyapıda olması lazım. Son yıllarda yapılmaya başlandı ancak küçük çocukların iyi maçlara gelip izlemesi lazım. Onu da Eczacıbaşı ve Vakıfbank yapıyor ancak sayılar çok az.
BAYAN VOLEYBOLUNUN GELİŞMESİNDE CENGİZ GÖLLLÜ’NÜN EMEĞİ BÜYÜK
Voleybolun genelinde bir gelişme var ama senin de dediğin gibi bayanlardaki gelişme daha iyi. Allah rahmet eylesin Cengiz Göllü’nün bayan voleybolun gelişmesi için atmış olduğu bir temel var. O temel aynı ciddiyetle devam ediyor. Eczacıbaşı’nın çok iyi attığı bu temele Vakıfbank ta harç koymaya başladı. Bu çok sevindirici bir olay.
3 BÜYÜKLERİN SPONSOR EKSİKLİĞİ VOLEYBOLA OLUMSUZ YANSIYOR
Üç Büyüklerin sponsor eksikliği bana göre voleybolumuzun hanesine biraz eksi olarak yansıyor. İtalya’da her sene bir kulüp isim değiştiriyor. Kulübün asıl adı kalıyor ancak önüne sponsorun adını alıyor. Bu bizde olmuyor. Çünkü; Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin (Kuruluş yıllarına göre söylüyorum sıralamayı) genel kurulları bunu kabul etmiyor. Ancak forma reklamı vs… Hatta geçenlerde eski voleybolcu Abimiz Ahmet Besler ve Enver Bağlarbaşı’na da gösterdim formanın arkasına alınan reklam çok küçük yazıldığı için okunmuyor. Ben sponsor olsam bir daha para vermem.
GAZETELERDE VOLEYBOL MUHABİRİ YOK. ÇÜNKÜ VOLEYBOLU SPORDAN SAYMIYORLAR
Basının ilgisi başarı geldikçe oluyor. Benim basın aleminde 45’nci yılım. Enverle (Bağlarbaşı) beraber gazetelerde ikili olarak çalıştık. Fakat şimdi gazetelerde voleybol muhabiri yok. Çünkü voleybolu spordan saymıyorlar. Voleybol Federasyonu’nun basına bakışı olumlu değil.
Halbuki sizler olmasanız Voleybol’un yazılı ve görüntülü basında yer alması olanaksız.
En ufak haberin bile basına ve interenet sitelerine ulaşması lazım. Ben yıllardır çırpınıyorum. Avrupa’ya maç yönetmeye giden hakemler yeni yeni benim sitemi ziyaret etmeye başladılar. Halbuki her ay Avrupa’ya 10-15 tane hakem gidiyor. Bunları sen her gazeteye, her siteye göndereceksin. Siteler, gazeteler kullanacak. Görmüyor musunuz, futbolda bir hakem Avrupa’ya final maçı yönetmeye gidiyor, yer yerinden oynuyor. Yani basın konusunda biraz zayıfız.
ÖNEMLİ ORGANİZASYONLARA GAZETECİ GÖTÜRÜLMÜYOR
Bir diğer önemli konu da yurt içi ve yurt dışındaki önemli organizasyonlara gazeteci götürülmüyor. Bence o da büyük bir eksiklik. Gerçi ben artık kale almıyorum. Götürmeme nedenini parasızlık diyorlar. Halbuki Futbol Federasyonu, Basketbol Federasyonu uçak tutup götürüyor ama bizim Voleybol Federasyonu, bırak yurt dışını Türkiye’deki sıfır para harcayacağı organizasyonlara bile basın mensubu götürmüyor. Öyle olunca da bu işe emek veren gazeteci arkadaşlar da yine de bravo diyorum, kırılmıyorlar. Yine büyük bir azimle yer verecekleri kadar voleybola yer veriyorlar.
İleriye dönük voleybolun durumu ne olur?
Bu kadar olur daha fazla gitmez. Çünkü mantık yok. Milli Eğitim Bakanlığı’nın altyapıyı hazırlayıp, Federasyonla iş birliği yapması lazım. Geçenlerde Spor Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Federasyon Başkanı alt yapı konusunda bir araya gelmiş. Bakalım ne gibi bir sonuç ortaya çıkacak.
VOLEYBOLDA PROGRAM EKSİKLİĞİ VAR
Ben bir şey çıkacağını sanmıyorum. Çünkü Voleybol’daki program eksikliği 45 yıldır var. Şöyleki; aynı saate bir kaç önemli maç koyuyorlar. Önemli maçların birini Burhan Felek Salonu’nda, birini Vakıfbank’ın sahasına, bir diğerini de Eczacıbaşı’nın Ayazağa’daki sahasına veriyorlar, hepsi de aynı saatte. Şimdi hangisine gideceksin? Zaten seyirci sayısı az. Bunları bir türlü ayarlayamıyorlar. Tribündeki seyirci sayısı az.
ALEV ANAKÖK
Tabi tartışmasız Türkiye’nin en başarılı branşı voleybol. Yalnız son dönemlerde yatırımlar giderek azaldı. Özellikle erkek voleybolunda takımların bu yatırımları azaltması sonucu güç dengesi de hayli azaldı. Bu azalma tabi voleybolun erkekler bazında kalitesini de biraz aşağılara çekti.
Bayanlar daha başarılı voleybolda.
Şimdi bayanların durumu farklı.
Bayanların durumu neden farklı? Başarılı oldukları için mi?
ERKEKLERDE YANLIŞ HAMLELER YAPTILAR
Şimdi erkeklere baktığımızda bir defa banka kulüplerinin eli tutulmaz, paranın haddi hesabı yok. Yani istediği harcamayı yapabilir. Oyuncu, antrenör bazında çok hamle yaptılar ama bu hamleler doğru hamleler değildi. Çok iyi kadro kurdukları zamanda bile hedefe ulaşamadık. Yani mesela kızlarda kadrolar kurulduğu zaman biliyorsun ki, bu kadro şampiyonluk adayı. Nokta transfer yapıyorlar. Ancak erkeklerde böyle olmuyor. Tabi erkek voleybolu Avrupa’da biraz daha üst düzeyde. Onların seviyesine ulaşmak için çok iyi paralar harcadık, çok iyi takımlar kurduk ama dediğim gibi eksiklikler bizi bir türlü erkeklerde o noktaya götürmedi. Mesela; Arkas’ın, Şampiyonlar Ligi’nde derecesi Halkbank’ın finali var. Ama devamlılığı sağlayamadık. Bu nedenle erkeklerden ibreyi bayanlara çevirdik.
BAYAN KULÜPLERİ İYİ YÖNETİLİYOR
Bayanlarda her şey daha düzgün gidiyor. Bir defa Eczacıbaşı gibi çok köklü bir kulüp var. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Kulübü çok iyi yönetiyorlar. Onun için hamleler yaparak hep belli seviyede tutuyorlar. Tabi bu hep şampiyonluk olmayabilir hiç bir takım her sene şampiyon olmaz. Ama hep ilk iki, ilk üç. Çok ekstra bir durumda 4.lüğe kadar düşebilir. Ama hiç o noktadan aşağı inmiyor. Son dönemlerde bu işe bir de Vakıfbank dahil oldu. Onlar da banka kulübü olmalarına rağmen çok iyi yatırım yapıyorlar. Özellikle altyapıya çok iyi yatırım yapıyorlar. Eczacıbaşı, Vakıfbank’ın bu alt yapıya yaptığı yatırımı Türk bayan voleybolunun da bu seviyeye gelmesinde büyük etken.
Erkeklerde olmuyor yani
Hayır. Erkeklerde olmuyor. Erkeklerde alt yapıyı yapıyoruz. Ama belirli bir seviyenin üstüne çıkamıyoruz. Bu arada tabi şunu da belirtmekte fayda var. Bu işte suçu tamamen kulüplere atmak yanlış olur. Çünkü erkekler genellikle basketbolu tercih ediyor. Basketbola kaptırıyoruz. Uzun boylu fiziği doğru oyuncu olduğu zaman basketbol yetkilileri elimizden kapıp gidiyorlar. Bir kere okulları çok iyi tarıyorlar ve erkeklerin basketboldaki popülaritesinden çok iyi yararlanıp, onları toparlayarak bizi hep yabancı oyunculara mahkum bırakıyorlar. Şimdi bayanlarda bu iki kulübün alt yapısı o kadar düzgün işliyor ki, bugün Lig’deki takımlara bakın, 12 takım mücadele ediyor. Hepsinde birer, ikişer oyuncuları mutlaka vardır. Bu tabi çok önemli bir şey.
YABANCI SAYISI ÇOK FAZLA
Benim Türk Sporu’nda sıkıntı duyduğum en önemli konu yabancı sayısının aşırı olması. Futbolda 14 tane yabancı var, basketbolda sahaya çıkan takımlara bir bakın oynayanların 4 tanesi yabancı bir tek yerli oyuncu var. Zaten Avrupa maçlarını hiç saymıyorum, tamamen yabancı ile oynuyorlar. 8 tanesi oynuyor bizimkiler dışarıda. Bu genelde Türk Sporu’nun sıkıntısı bundan kurtulmamız lazım.
VOLEYBOLDA YABANCI SAYISINI KISITLIYORUZ
Biz voleybolda bunu aşıyoruz. Çünkü bu sayıyı kısıtlıyoruz. 6 oyuncunun yarısı yabancı, yarısı Türk oyuncu. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş Kulübü de istese yapabilir. Aslında isteseler bütün kulüpler yapar. Onların da alt yapıları var ancak gerektiği kadar ilgi yok.
İlginin artması için neler yapılmalı peki?
Para… Paralar hep üst seviyedeki oyunculara yatırılıyor. Eczacıbaşı ve Vakıfbank ise ciddi bir şekilde alt yapıya para yatırıyor. Ama Galatasaray yatırmıyor. Alt yapıya para yatırmazsan, iyi antrenör koymazsan, alt yapıya çalışacak imkan vermezsen nasıl oyuncu yetişecek? Sıkıntı burada.Voleybol üvey evlat muamelesi görüyor.
SUÇLU BİRAZ DA SPOR MÜDÜRLERİ
Voleybolun gerektiği kadar ilgi görmemesinde biraz suçu kendimizde arayalım. Spor basınındaki müdürlerin tutumu yüzünden voleybola gerketiği kadar önem verilmiyor. Eğer spor basınındaki müdürler bu işe biraz ilgi gösterse, çok daha farklı olur. Bakın ben çekirdekten gazeteciyim. Getir götürle başladım. Okulunu bitirdim. O zaman yazı işleri müdürüne ekmek arası bir şeyler getirip götürüyordum. Böyle yetiştik biz. Tek sayfada bile olsa voleybola yer veriyorduk. Ama şimdi spor gazeteleri var. Bakıyorsun 8 sayfalık gazetenin voleybola verdiği yer 10 cm. Tabi bu da voleybolun ilgisizliğine çanak tutmaktır. Eğer spor basınındaki müdürler bu işe sahip çıksalar, basketbola verdikleri önemin üçte birini de voleybola verseler biz bugün daha farklı yerlerde olabilirdik. Basın ilgi duymaz, televizyonlarda göstermezsek o zaman alt yapıya nasıl oyuncu vereceğiz? Yarın öbür gün destek veren kulüpler de, “yeter arık biraz da başkaları destek versin” diyerek desteğini çekerse ne olacak? Bu kanser nasıl tedavi edilecek açıkcası bilemiyorum. Ümitsiz bir durumdayız.
TAYYAR SÜMEN
Türk voleybolu son yıllarda özellikle bayanlarda büyük bir gelişim gösterdi. Erkeklerde o kadar olmasa da bayanlarda Dünya ve Avrupa şampiyonluklarımız var.
Nedeni ne? Yatırım mı?
Nedeni yatırım tabiki. Kulüpler yatırım yapıyorlar ve Avrupa’nın en iyi oyuncularını Türkiye’ye getiriyorlar. Özellikle bayan voleybolu. Türkiye’de tavan yapmış durumda. Çünkü Avrupa’nın en iyi oyuncularının Türkiye’ye gelmesi, Türk oyuncuların daha iyi gelişmesini sağlıyor. Örnek oluyorlar. Altyapıdan yetişen sporcularımız onları örnek alıyor. Gelecek yıllarda bu yabancı sporculardan ziyade kendi sporcularımızla da mücadele etmeye başlarız diye düşünüyorum. Böyle bir alternatif de var yani. Onun için voleybolumuz iyi yolda diyebiliriz. İstanbul’da biraz seyirci sıkıntısı çekiliyor. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın maçları dışında tribünlerimiz dolarken diğer kulüplerin maçına seyirci gelmiyor.
Sıkıntınız nedir?
Sıkıntımız İstanbul’un büyük bir şehir oluşu. Ulaşımın zor oluşu ve ekonomik nedenler.
Voleybola ilgi de az İstanbul’da.
Tabi herkesin kendine göre bir işi var. İstanbul büyük bir şehir. Onun için fazla ilgi gösteremiyorlar. Ama buna karşılık küçük illerde daha fazla ilgi var. Örneğin; Arhavi-Ziraat Bankası maçında tribünler tıklım tıklımdı. 7’den 70’e herkes oradaydı. Çocuğundan, yaşlısına kadar. Oralarda maç aralarında ve molalarda horonlar tepiyorlar, oyunlar oynuyorlar. İnsanlar daha büyük bir ilgiyle maça geliyor. Ankara’da da voleybol seyircisi İstanbul’a nazaran daha iyidir. İstanbul’da o seyirciyi bulamıyoruz. Ama ileride ne olur bilemeyiz?