Futbol dünyasının bir numaralı tartışma konusu haline gelen VAR uygulamasına Selim Yıldırım’dan farklı bir yorum geldi. Yıldırım’ın hakemlerden spor basınına kadar eleştiriler yönelttiği Karar’daki yazısı şöyle:
Buruk ne güzel
ifade etmişti…
Geçtiğimiz günlerde Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Sayın Okan Buruk Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulamasına alabildiğine kibarca isyan etmişti. “Eskiden hata yapıldığında hakemin görmediğini, pozisyonu kaçırdığını düşünebiliyorduk. Ama artık VAR hayatımızda. Pozisyon tekrar izlenmesine rağmen yanlış karar verilince canımız daha çok yanıyor” demişti. Çok da güzel bir noktaya parmak basmıştı…
‘Yanlışlık’ ile ‘tahammüden’ arasındaki ince çizgiyi açığa çıkardı aslında VAR uygulaması. Hâlâ kimine zulüm, kimine ‘adalet’ VAR! Bu durumda VAR olmasa daha iyi değil miydi?
Trabzonsporluları isyan ettiren hataların bir tanesi var ki affı yok… Hadi Diagne’nin ikinci sarısında yanıldın, hadi Nagatomo’nun Fenerbahçeli Soldado’ya kırmızı kart getiren ifadelerini kaçırdın… Ama Marcao’nun ceza alanında Ekuban’ın ayağına bastığı pozisyonu defalarca izlemene rağmen nasıl oyunu kornerle devam ettirdin Sayın Ümit Öztürk?
Her ne kadar ‘tarafsız spor medyası’ gibi bir argümandan söz etsek de öyle bir şey de yok aslında. Herkes gibi spor medyasında görev alan insanların da gönlünde bir takım var. Ama ahlaklı bir gazeteci klavyenin başına oturduğu andan itibaren taraftar olmamayı becerebilmelidir. Sizin düdüğü alıp sahaya çıktığınızda değer verdiğiniz renkleri unutmanız gerektiği gibi Sayın Ümit Öztürk…
Ama bu noktada sistemi de eleştirmek lazım biraz. Pastaneden baklava çalan çocuklar hapis cezası alıyor ama hakemlerin yaptığı tüm hatalar yanına kâr kalıyor. Oysa hekemler de tek bir yanlış karar ile bir takımın ligdeki konumunu ve yüzbinlerce liralık gelirini çalabiliyor! Bir oyuncu gereksiz kart görerek takımını sahada eksik bıraktığında kazancı oranında ceza kesiliyor ama hakeme yönelik ciddi bir yaptırım yok. Hal böyle olunca denetimsiz adalet arayışı da sonuç vermiyor.
Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Yıldırım Demirören konumu gereği çıkıp, “Hakemimi hiçbir kulübe yedirtmem” diyor. Haksız da sayılmaz Sayın başkan. Yedirtmesin tabii ki. Ama öyle bir mekanizma kurmalı ki gerektiğinde kendisi yemeli. “Hakemler de insan” teranesi de kabak tadı verdi artık. Zaten insan oldukları için denetime tabi tutulmalı, bedel ödemeliler. Aksi taktirde ne ah çeken eksilir, ne ah alan…