Balkan futbolu uzmanı Süleyman Ulusoy, Bulgaristan’da en yoğun Türk nüfusun olduğu bölgelerin takımları arasındaki yaşanan ‘Türk derbisi’ni yazdı. Ulusoy’un futbolmedya.com için kaleme aldığı yazı şöyle:

En son yazımda Balkan futbolundan bahsetmiş ve ‘Deliorman Kartalı’ FK Ludogorets kulübünün tarihi, kültürel, sosyal ve sportif tarihçesinin sırlarına dokunmaya çalışmıştık. Futbolun sadece bir oyun olmadığı gerçeğini bir defa daha görmüş olmamız ile birlikte yörenin ve o çetin coğrafyanın bir yeni kimlik arayışına da şahitlik etmiş oluyoruz elbette. Her ne kadar şampiyon olan A takımında sadece 2-3 Türk asıllı futbolcu bulunmuş olsa da, Bulgaristan 1.Ligi’nde top oynayan diğer kulüplerin fanatik ve radikal taraftarları  Deliorman bölgesinin temsilcisi   Ludogorets’i Türk takımı gibi etiketlemektedirler ve tribünlerden hazımsızca “TÜRSÜNÜZ, TÜRKSÜNÜZ…” gibi ırkçı sloganlar atmaktadırlar.

Takımın Brezilyalı, Polonyalı, Romen veya Afrikalı oyuncuları her ne kadar bu saçmalıkları anlamakta zorluk çekseler de, sportif ve mali başarılar buna en güzel cevaptır diye düşünüyor orada yaşayan soydaş kardeşlerimiz. Her maç öncesi de kartalın o muhteşem uçuşu da Tuna ovasında yeni coşkulara ve zaferlere kanat çırpınışının sesleridir aslında.

“Mucizeler bulaşıcıdır” demiştik. İnanın, gerçekten de öyle.

Bulgaristan’ın Türk nüfusunun iki ana merkezi vardır. Birincisi Kuzeydoğu Bölgesi yani Deliorman yöresidir. Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi bu yörenin merkez şehir Razgrad veya Osmanlı dönemindeki adıyla Hezargrad’tır.

Bir diğer merkez ise Güney Bulgaristan’da, Rodop Dağları’nın kalbi Kırcali veya bizim deyimimizle Kırcaali’dir.

Güzel mi güzel, şirin mi şirin bir şehirdir Kırcaali. Dört tarafından Rodop dağlarıyla çevrili, türkülerimize yerleşen Arda nehrinin iki kıyısına serpilmiş yemyeşil bir yerleşimdir. Ama en önemli özelliği, mert ve cesur yürekli insanlarıdır. Türkiye’de yaşayan her vatandaşımız iyi bilir Kırcaali’den göç etmiş soydaşlarımızı. Çevik, zeki, çok çalışkan ve yenilikçi ruhlu insanlardır onlar. Anavatana duyulan aşk ve tutku tüm benliğini sarmıştır yöre insanlarının. Ve elbette her işte olduğu gibi Kırcaalili insanımızın başarıya odaklı, girişimci ruhu sportif başarıların da habercisi olmuştur.

Deliorman’da güreş ne ise Rodoplar’da da halter odur. Naim Süleymanoğlu desek yoruma ihtiyaç kalma sanırım. Bir dünya efsanesidir kendisi. Ayağı yere sağlam basan, dünyayı ellerinde taşıyan adamdır o. Tabii diğerlerini de unutmamak lazım, Halil Mutlu gibi örnekleri saymakla bitmez başarılı dev yürekli insanlarımızı.

Yalnız konu futboldu sevgili dostlar. Ama Naim’i, Halil’i anmadan futbola geçmek de olmazdı.

Bugünlerde Rodopların gündeminde futbol var. Kırcali’nin futbol takımı ARDA 1924 yılında ulusal futbol liglerine ilk adımını atmış, çeşitli zaman dilimlerinde 2. ve 3. ligler arasında değişken başarıları ile inişler ve çıkışlar yaşamış bir kulüptür. 1990 öncesi hiçbir belirgin bir başarıya imza atmamış, sonrasında da çok uzun bir zaman etkisini kaybetmiş, ciddi mali sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Bocalama ve ayakta kalma mücadelesi serbest piyasa koşullarında da devam etmiş, ta ki 2017 yılında kulübun başına yeni ve çok genç bir yönetim ve başkan gelene kadar bu durum sürmüştür.

Büyük bir inşaat ve yol yapım şirketimin sahiplerinden olan PETIR PEŞEV, futbol tutkunu genç bir mühendisti. 2014 yılından itibaren Kırcaali’de yaşamaya başladı ve tıpkı Razgrad Ludogorets’in sahipleri KİRİL VE GEORGİ DOMUSÇİEV kardeşler gibi, ticari ve sportif başarıya aç bir insan olarak futbol takımına yatırım yapmaya başladı.

Ve Peşev de Domusçiev kardeşler gibi aynı yerden başladı. Mali hesapları disiplinize etti, belediye başkanı sayın HASAN AZİZ’in desteğiyle stadyumu hızlı bir şekilde tamir ettirdi, takıma çok yerinde transferler yaptı ve işe Ludogorets’in eski hocası Stoyço Stoev’i takımın başına getirmekle devam etti. Bölgenin insanı da futbola açtı. Stadyumda saflar sıklaştı, taraftar coştu, takım çok yüksek motivasyon ile kulübün tarihinde ilk defa 1. Lige girdi.

Temelleri bir önceki yıl belediye desteğiyle atılmış olan Arda 1924, yeni yönetim ile hızla atağa geçti ve tarihi başarılar gelmeye başladı.

2019-2020 sezonu büyük bir heyecan ile başlamış, yabancı oyuncular  alınmış, yerli ve milli futbolcular transfer edilmiş ve geçen sezon başarının kapısını aralamış Sroev tekrar Ludogorets’e geri dönmüş olduğu için CSKA Sofya takımının eski hocası Stamen Belçev takımın başına getirilmiştir.

Yalnız bir sorun vardır, büyük bir sorun. Stadyum 1.Lig için lisans alamamaktadır, Süper Lig kriterlerine cevap vermemektedir. Ligin başlamasından bu yana 8 hafta oynanmış, taraftar Lokomotiv Plovdiv stadyumunun yollarına  düşmüş ve kendi sahasını kullanamamamıştır. Bun rağmen  Arda 1924 şu an 3 galibiyet, 3 mağlubiyet ve 3 beraberlik ile 12 puan toplamıştır.

Takımın başarılı gidişatı dikkatleri çekmiş ve  Kırcaali’ye ziyarete gelen Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, 6 Ağustos 2019 tarihindeki Kırcaali ziyareti esnasında FK  ARDA 1924 kulübünü ziyaret gerçekleştirmiştir. Bı ziyaret sırasında özellikle maliye bakanına acilen stadyumun ışıklandırılmasının, sahanın ve tribünlerinin yeni kriterlerine uygun hale getirilmesinin emrini vermiştir. Verilen sözler yerine getirildiğinde 2.yarı maçlarını kendi sahasında oynama hasretinin bitmesi beklenmektedir. Ne diyelim, darısı diğer kulüplerin başına.

Balkan futbolunu takip edenlerin dikkatine; Bulgaristan futbol tarihinde, 1.Lig’de ilk defa 22.09.2019 tarihinde LUDOGORETS-ARDA karşılaşması olacaktır.

İki kardeş takımın karşılaşması Kuzey- Güney çekişmesine değil, kardeşliğin, dostluğun ve aynı kaderi paylaşan Razgrad ile Kırcaali insanının bayramı olmalıdır. Bir sonraki Balkan futbolu yazısında buluşmak üzere diyorum.

Sağlıcakla kalın be ya dostlar…

Önceki İçerikAndorra karşısında zorlanan Milliler, Moldova’yı neden farklı yenebildi? Fehmi Özgüler farkın nedenini yazdı
Sonraki İçerikPKK tarafından dağa kaçırılan 17 yaşındaki kalecinin annesi feryat etti: Galatasaray camiasına sesleniyorum, oğlumu kurtarın

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz