Hürriyet gazetesi yazarı Kenan Başaran, Beşiktaş‘ın 4-2 yenildiği Slovan Bratislava maçını kaleme aldı:

Geçen seneki Fenerbahçe’den kötü olur!

Sezon öncesi basın toplantısında “Ben zaman değil destek istiyorum” diyen Abdullah Avcı, Bratislava’daki basın toplantısındaysa “Zamana ihtiyacımız var” dedi. Zaman istemesini yadırgamıyorum. Ben, sezon başında zaman istememesini yadırgamıştım. Bir diğer nokta pas oyunu… Avcı, pas oyunu oynadıkları için eleştirilmelerini eleştirdi. Kendi namıma pas oyununu değil, oyunun son raddede pozisyon üretemesini eleştiriyorum. Kaldı ki bu takımın topa sahiplik oranı ve yaptığı pas sayısı geçen sezonların çok ötesinde değil. Takımın idmanlarda yeni sisteme verdiği olumlu cevabı Avcı, henüz sahada alabilmiş değil. Dün de soyunma odasına 2-1 galip gidilirken bile oyun tatmin edici değildi. Savunmayı ikinci bölgeye kadar çıkartan Beşiktaş, topu kendi arasında uzun uzun çeviriyor ama bir türlü ceza sahasına bir final pası olarak gönderemiyor. Aksine kritik top kayıpları yaşayarak, kendi kalesinde tehlikeler yaşıyor. Nitekim rakip eşitlik golü bunun sonucuydu. Savunmacılar hazırlık pası yapıyor ama orta alanda yaratıcılık eksik olduğu için hücum organizasyonlar oluşamıyor bile. Kanatlardaki oyuncular da çoğunlukla unutuluyor. Misal, Diaby kaç kez elini kaldırdı top almak için. Herkes bu Beşiktaş ile oynamak ister. Çünkü tüm rakipleri çok rahat gol pozisyonuna giriyor. Buna karşın Beşiktaşlı futbolcular, yüzde 70 topa sahip olup 700 küsur pas yapsa da golcüsü net bir pozisyona giremiyor. “Dün akşam atılan 2 gol var” diyeceksiniz ama söyleyin bana idealize edilen oyun sisteminin sonucunda mı atıldılar? Hayır. Avcı’nın ligde çok kritik maçlar oynayacak ama kısa zamanda çözülecek gibi görünmeyen yapısal sorunları var. Bunları çözemezse F.Bahçe’nin geçen sezon düştüğü durumdan daha kötüsünü yaşayabilir. Avcı ne yapmalı?

1- Öncelikle 6 ve 8 numarasını netleştirmeli. îHücumdayken basit top kayıplarını çözmeli.

2- Rakiplere bu çok kadar net pozisyon vermemeli. ñTamam gereksiz şut çekiltirmesin ama kaleyi daha çok düşündürtmeli.

3- Karius ile konuşup, kaledeki bu ‘emanetçi’ duruşunu değiştirmesini istemeli.

4- Burak Yılmaz’ın hemen dönmesi ve asla sakatlanmaması için dua etmeli!

6- Final pası üretimini mutlak surette artırmalı.

7- Bir de yönetimin ‘ev ödevi’ var. Pardon ortada gerçekten bir ‘yönetim’ var mı?

Çocuklar hep olsun

Slovan Bratislava, seyirci cezası olan maça, UEFA’dan izin alarak 14 yaş altı çocukları aldı. Gözüm sık sık çocuklara takıldı. 90 dakika yerlerinde durmadılar. Sahi bizim kulüplerin ‘çocuk tribünü’ uygulamaları vardı. Ne alemde? Türkiye Futbol Federayonu’nun da ‘Çocuk Kulübü’ vardı… Hiçbir konuda istikrarımız yok!

Önceki İçerikUğur Meleke’den, Fonseca- Okan Buruk üzerinden Türk futbolu eleştirisi: Bir antrenör ne için yaşar?
Sonraki İçerikBir zamanların şampiyonluk adayı Bakırköyspor, amatörde var olma savaşı veriyor. Kulüp, desteğini çeken belediyeden şikayetçi

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz