Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ndeki 4. maçında Real Madrid‘e 6-0 yenilerek üst tura yükselme umutlarını yitirdi.
Bülent Tuncay maçı, Karar için kaleme aldı:
Gerçeklerle tanışma
Galatasaray’ın Real Madrid deplasmanından 3 puan alma ihtimali; Sarı-Kırmızılı takımın bu sezonki performansına ve Real’le İstanbul’daki ilk maça bakınca, güneşin dünyanın yörüngesine girme olasılığı kadardı. Futbolun fiziğine, matematiğine aykırıydı bu. Şampiyonlar Ligi için aldığı golcüsünden sakatlık problemi nedeniyle yararlanamayan, 4. maçında henüz gol siftahı yapamayan, her maçına savunmada kalarak 1 puanı kapmak için çıkan bir takımdan daha fazlası beklenemezdi.
Brugge bu statta oyunun hemen başında Real’in ezberini bozan sürpriz bir başlangıç yapmıştı ama Galatasaray’ın bu tavrı koyacak bir sürati yoktu. Hız konusunda Avrupa takımları ile arasındaki fark tavşan- kaplumbağa kadar açılmıştı. Açık söylemek gerekirse rakibine kabul ettirebileceği bir oyun planı da yoktu. Hal böyle olunca, Galatasaray’ın bir süredir ertelediği yalın gerçekle tanışması dün gece gerçekleşti.
Zidane ve ekibi, Galatasaray’ı iyi analiz etmişti. Fatih Terim’in öğrencilerinin düşük tempolu futbolunun ilk 15 dakikalarda daha da düşük olduğunu, sadece nefes alıp verme seviyesinde, temel yaşam çizgisinde kaldığını görmüştü. Real o 15 dakikayı iyi değerlendirdi ve skoru bir anda 3-0’a getirdi. Hamle şansı olmayan, gol bulma ihtimali uzaktan şutlara ve tesadüflere kalan, paslı çıkışı beceremeyen Galatasaray için bu çok ağır bir dersti. Sonrası bir kabullenişti. Galatasaray için de Real için de maç 15. dakikada bitmişti. İspanyol temsilcisi kendini sıkmadı. İşin tuhafı Galatasaray da kendini sıkmadı! Ağır olan da alınan farklı skor değil bu anlayıştı. Maça giden seyirci “Sabrımız taşıyor, adam gibi oynayın” diye bağırıyordu ama sahadaki 11’de bu Türkçe tezahüratı anlayan kimse yoktu.
Galatasaray’ın bu gruptan çıkması zaten mucizelere bağlıydı. Avrupa’nın en güçlü beş takımından ikisi bu gruba gelmişti ama Türkiye Süper Ligi’nin son şampiyonunun bu kadar mahkum oynaması da kabul edilebilir bir durum değil. Galatasaray, Real Madrid’ten ilk kez fark yemiyor. Sorun fark değil, bu farkı kabulleniş.
Fatih Terim, kadro değerleri üzerinden kıyaslama yaparak “Yapacak bir şey yok” demeye getiriyor. Aslında yapacak bir şey var; ortalama 11 yabancı ile kadro kuracağına öze dönüp alt yapıdan gençlere yönelebilir Fatih hoca. Onların performansı bu kadrodan ne kadar daha kötü olabilir ki! Pahalı kadroları finanse edebilecek mali güçten yoksun yönetimin de, Fatih Terim’in de kurtuluşu sine-i Florya’ya dönmekten geçiyor sanki… Real’in 45 milyon euro verip dün üçleme yapan Rodrygo’yu alma şansı var ama Galatasaray’ın tek yolu kendi Rodrygo’sunu yetiştirmekten geçiyor.