Tehdit, baskı, hakaret
rezillik diz boyu…
Vay, vay, vay… Önce Erman Toroğlu’nun yazısından, sonra da Sözcü’de Bahadır Çokişler’in yaptığı Saffet Sancaklı röportajından öğreniyoruz. Tehdit var… Baskı var… Hakaretin en ağırı var… Ama şu ana kadar muhatablarından tık yok. Kulaklarının üzerine yatmışlar. İddialar, sözler yenilir yutulur cinsten değil. Bilenler bilir, bilmeyenler için bir hatırlatalım. Erman Toroğlu, yazısında Can Çobanoğlu’nun seçimlerde önce Haluk Ulusoy için çalıştığını, hatta imzaları bile onun topladığını, son anda Yıldırım Demirören’in safına geçtiğini yazıyor. Ardından da Haluk Ulusoy ile yaptığı telefon konuşmasını şöyle yazıyor: “Telefonu aldım ve ‘Hayırdır başkan, Can seni satmış’ dedim. ‘Erman hocam; bu adam, yani Can Çobanoğlu aylardır benim yatak odamdaydı. Benim yatak odamdan çıktı karşı tarafın yatak odasına gitti herhalde’ dedi.”
E yuhh yani… Bu ne rezilliktir. Hem de her yönünden. Sadece satanı ayıplamayın. Satılanın üslubuna bakar mısınız?
Ya yeni milletvekili Saffet Sancaklı’nın iddialarını ne diyeceksiniz? Zaten korkmadan bunları söyleyecek ender kişilerden biridir Saffet Sancaklı. Onun sayesinde tahmin ettiklerimizin gerçek olduğunu görüyoruz. Ne diyor Sancaklı röportajında: “Haluk Ulusoy aday olmamışken, Yıldırım Demirören 240 imza topladı. Sonra Haluk Bey beni aradı, destek istedi. Delegeleri aradık, imzaları topladık. İlhan Cavcav bize imza vermiş, sonra Melih Gökçek aramış kendisini, ‘fabrikanı kapatırım’ diyor. Ahmet Çakar da imza vermiş, yine Gökçek, ‘Seni işten (Beyaz TV) çıkarırım’ diye haber yolluyor. Ulusoy 65 imza topladı. Türlü oyunla aday yaptırmadılar. Anti demokratik, baskıcı bir seçim oldu. Türk futbolu böyle 3. sıradan 56’ya düştü.”
Var mı İlhan Cavcav ve Ahmet Çakar’dan cevap? Ben duymadım, okumadım. Resmen tehdit edilmişler, baskı altına alınmışlar. Sevgili İlhan Cavcav, Allah aşkına neden korkuyorsun? İşe yeni başlamış biri değilsin ki… 80 yaşındasın, (Allah sağlıklı, mutlu daha uzun ömür versin) neler görüp geçirdin… Bu tehditlere mi boyun eğeceksin? Ya da yazılanlar doğru değilse, niye susuyorsun? Ya sevgili Ahmet Çakar, sana ne demeli? Ekranlarda aslan kesiliyorsun. Saffet Sancaklı’nın iddialarına göre bu konuda kuzu olmuşsun…
Daha bilmediğimiz ne tehditler, belki de şantajlar oldu… Ülkemizde bunlar artık alışkanlık haline geldi. Öyle yanlış işler yapılıyor ki, “Amaaan, boşver. Nasılsa yakında unutulur” diyenlerin sayısı da her geçen gün artıyor. Sonra da yetkili yetkisiz herkes konuşuyor, yorum yapıyor: Ülke niye bu hale geldi? Futbolumuz niye bu hale geldi? Böyle devam ederse daha beterlerini konuşacağız maalesef.