TSA Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Arıpınar, uluslar arası organizasyonlarda Türkiye’nin yerini ve ağırlığını sorgulayan bir yazı kaleme aldı:
Türkiye 20’nci yüzyıldan itibaren bazı spor dallarında, Cumhuriyet döneminde ise tüm spor dallarında ulusal ve uluslararası faaliyetlere, olimpiyatlara, dünya şampiyonalara katılmaktadır. Ülkemizde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Spor Genel Müdürlüğüne bağlı; olimpik sporları da kapsayan federasyonlarının dışındakilerle birlikte uluslararası spor oyunları federasyonları dahil toplam 66 kuruluş vardır. Peki, bu kuruluşlarda etkin Dünya federasyonlarının üst kademelerinde kaç temsilcimiz var? Çünkü, bu kuruluşlarda ülkemiz adına çıkacak sorunlarda tarafsız davransa da; yetkili bir temsilcimizin olması gerekir.
IOC’de FIFA’da, UEFA’da FIBA’da, Güreşte kimlerimiz var veya vardı? Şimdi yok. IOC’de rahmetli Suat Erler, Turgut Atakol, Sinan Erdem vardı. Etkili idiler. Bugün ise en tepede IOC’de başkan yardımcılığı yapan, dünyada popüler hale gelen Okçuluğun Dünya Başkanı TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener var. Güreşte bir Vehbi Emremiz vardı, sözü kanundu. Sonra Ahmet Ayık yerini doldurmaya gayret etti. Şimdi yok. FIFA ve UEFA’da tarihe geçen bir Şenes Erzikimiz vardı, şimdi yok. FIBA’da Turgay Demirel Avrupa kesiminde var. Yelkende Nazlı İmre bir ara en üst düzeyde yer aldı. EOC’da Hasan Arat varlığını sürdürüyor. Son günlerde özellikle adı geçen CAS’da rahmetli Kısmet Erkiner vardı. Şimdi Türker Aslan var. Biz bireysel olarak veya kulüpler bazında bu kıymetlerimizden yararlanabiliyor ve onlara akıl danışabiliyor muyuz? Diğer uluslararası kuruluşlarda niçin yokuz?
25 yıldan bu yana ben dünya ve Avrupa spor kuruluşlarının yönetimlerinde yer alıyorum. Gördüğüm gerçek şu: Eğer uluslararası bir kuruluşta bir ülke veya onun sporcuları gündeme gelirse, orada o ülkeden kurumda yetkili birisi varsa, olay daha ciddiye alınır, iyi incelenir, övülür veya savunulur. Bundan dolayı Ülke sporuna yönetici olmak için ortaya çıkanlar; uluslararası spor Dünyasındaki koltukları da hedef seçmeli, koltuğa oturunca da ülkeleri ve dünya sporu adına hakkını vermelidirler.