Spor basınının usta ismi Aybars Hünalp, Sporlig Dergisi’ndeki köşesinde hakemlerle ilgili tartışmaları gündeme taşıdı:
Bir Demet Tiyatro sezonu mu?
Futbolda yeni sezon başladı ya öküzün altında buzağı arama işleri de anında yayıldı. Fenerbahçe’nin deplasmanda Rizespor’u yendiği maçla birlikte başlayan öküzün altında buzagı arama girişimleri öteki maçlarda da devam etti.
Hakemlerin ciğerini x-ray aletsiz görme yeteneğine sahip S Sport yorumcusu Hürriyet yazarı Murat Fevzi Tanırlı’ya son MHK’yı sordum.Tanırlı MHK’ların görev süresinin ortalama 1 yıl olduğunu tespit etmiş.Yıllarca Bein Sport ve Show Tv’de omuz omuza görev yaptığımız Murat Fevzi Tanırlı genel olarak görüşlerini ise şöyle yazdı:
MHK YAPILANMASINI DEĞİŞTİRMEK ŞART
Yaş ortalaması 62.2 olan yeni MHK’ya öncelikle başarılar dilerim. Hakem ve gözlemci şansları bol olsun. Merakla beklenen çok sayıda konu var, dar zamanda ve tartışmalı bir dönemde gelmiş olmaları handikap. Urfa birliğinden doğan tatlı gücü mü yansıtacaklar yoksa “gelip-giden” MHK zincirinde bir halka olmanın acısını mı tadacaklar?
1- Türk hakemlik tarihi adına en kara gece 28 Ekim 2015’deki Çağatay Şahan’ın yönettiği Trabzonspor-Gaziantep maçıdır. Hakemler gece 03.30’a kadar Avni Aker’de mahsur kalmış, sayın Cumhurbaşkanı’nın ricasıyla salimen çıkmaları sağlanmıştır. Maç öncesi hakemlerle birlikte olan dönemin MHK üyesi Hikmet Öksüzoğlu, maç sonunda mahsur kalan hakemlerine sahip çıkmamış, gözükmeden stadı terketmiş, geceye damga vuran isimlerden olmuştur. Yeni MHK’da Türk hakemliğini sahiplenecek, kötü günde de yanında olacak bir adayın düşünülmemiş olması camiamız adına son derece üzüntü vericidir.
2- Kurul üyelerinden 5’inin Namoğlu döneminden oluşu MHK’ların genel yapılandırması ile ilgili soru işareti oluşturuyor. MHK’ların özneleri sadece atamalardan sorumlu Profesyonel Maç İcra Kurulu(PMİK)’ndaki 3 üye ise, diğer 6’sı bölgelerinin ağır ağabeyi konumundan öteye fayda sağlamıyor. Bugünün MHK’sındaki 3 PMİK üyesinden 2’si Namoğlu döneminde de PMİK’teydi. Dolayısıyla Serdar Tatlı’nın ve Metin Tokat’ın bu kurulda olması, PMİK’teki üyelerin durumunu da sorgulatmıyor mu?
3- Uilenberg gibi değerli yabancı danışmanla çalışan MHK’nın yeni kurulunda yabancılarla diyalog konusunda tek seçenek Erol Ersoy. Jaap Uilenberg gibi Türk hakemliğinin dünyaya açılmasında katkıları yadsınamayacak birine karşı Yusuf Namoğlu’nun “istemem” tepkisini Serdar Tatlı da sürdürecek mi? Avrupa’daki hakem lobimizi bu yaklaşım etkileyecek mi? Burçin Keskin ve Barış Şimşek’in pozisyonları ne olacak? Dünya hakemliğinin gündemi VAR. Önceki MHK “UEFA VAR eğitimcisi”ne sahipken bu kurulda nasıl bir yol izlenecek?
4- MHK, klasmanları açıkladı ve düşme olmadı, yeni isimler geldi. Bırakması istenenlerin infazının yapılmadığı görüldü. Bu durum ekstra tepki almamak için mi yoksa kadroda tutup görevlendirme yapmadan sessiz sedasız ortadan çekilmelerini sağlamak için mi?
5- Yeni MHK Talimatı ile sosyal medyada/medya organlarında yorum yapanlar il/bölgesel kurullara giremiyor, gözlemcilik yapamıyor. Bu kuralın MHK için geçerli olmaması çok tartışılan konulardan. Başkan Serdar Tatlı bir dönem Fanatik Gazetesi’nde, başkanvekili Metin Tokat da Milliyet’te hakem eleştirmenliği yaptı. Talimat, MHK’ya ayrı, alt kurullara ve gözlemcilere ayrı mı uygulanacak? Metin Tokat, Nisan 2020’den 2016’ya kadar olan tweetlerini temizlemiş durumda. Sosyal medya geçmişini temizleyen herhangi biri il/bölgesel kurullara tekrar girebilecek mi?
6- Yeni talimatla 200’e yakın “hakem babası” il/bölgesel kurullarda görev alamayacak, gözlemci olamayacak. Duayen bir hakem babanın oğlu olarak Türk hakemliğine uzun yıllar hizmet eden Metin Tokat’ın şu anda Süper Lig’de görev yapan yeğeni Serkan Tokat var. “1.derece” ya da çok yakın akrabalık ilişkisi olanların durumları etik tartışma yaratmayacak mı? Adalet açısından bu konuda bir düzenleme gelecek mi?
7- Hakem gözlemciliğinde sınır 65 yaş. Yaşı itibarıyla verimli değerlendirme yapamayacakları düşünülüp, teşekkür ediliyor. Ancak Eğitim, Planlama, Çalışma ve Analiz Grubu (EPAK)’ta 73, 70 ve 65 yaşlarında 3 MHK üyesi var. Bu durum çağdaş eğitim anlamında çelişki yaratmıyor mu?
NE KURUL, NE DE BAŞKANLAR: ÖNCE SİSTEM
Skandal yönetiminden dolayı gönderilen Yusuf Namoğlu komitesinin 5 üyesinin yeni dönemde görev alması, MHK’ların oluşturulma şeklini ve planlamayı sorgulanır hale getiriyor. Avrupa’nın beş büyük MHK’sına baktığınızda en azı 4 senedir görevde ve futbol camiasının bileşenleriyle(teknik adam, futbolcu vb) işbirliğinden tutun, psikologundan analistlerine kadar bilim insanlarıyla çalışıyorlar. Her daim mahalleyi sakinleştirme derdinde olup eski üyeleri ve başkanları harmanlayarak yeni kurulmuş gibi geleceği yapılandıracağımıza mı inanıyoruz? Sümenin altında sorunları biriktirmektense isimden bağımsız çağdaş bir sistematik oluşturmayı denesek, Avrupa modellerini incelesek daha kötü olur mu sizce?
Aybars Hünalp
aybars.hunalp@gmail.com