Mevcut başkan Oğuz Tongsir’den sonra deneyimli spor yazarı Ahmet Çakır da TSYD başkan adaylığını açıkladı. 2000-2002 döneminde Attila Gökçe’nin yardımcısı, 2009-2012 yılları arasında da genel sekreter olarak TSYD’de görev yapan Ahmet Çakır, bu hizmet sürecini tamamlamak istediğini söylüyor.
Daha önce bununla ilgili önerileri reddettiğini belirten Çakır, bu kez mesleğin duayenlerinin ‘artık kaçamazsın’ şeklinde baskı yaptıklarını belirtiyor. Bunun yanında, 6 yıldır görevde olan Oğuz Tongsir yönetiminin yorulmuş olabileceğini ve değişimde yarar olduğunu savunuyor.
TSYD tüzüğünün 11/a maddesinin iki dönemden fazla görev yapılamayacağı yolunda maddesini de hatırlatan Çakır, bununla ilgili değişik görüşlerin olduğunu, Tongsir’in ‘bu bizi bağlamıyor’ düşüncesini ileri sürdüğünü belirtiyor.
Çakır’la adaylığını ve yapmak istediklerini konuştuk.
- Aday olmaya nasıl karar verdiniz?
ÇAKIR: Aslında tüzükten yola çıktım diyebilirim. Adaylıktan kaçmaman gerektiğini söyleyenler de Tongsir’in görev süresinin dolduğunu düşünüyorlardı. Ben de gidip Oğuz Beyle görüştüm. Bu pek görülmüş bir şey değildir. Bizde muhalif sayılan adaylar, adeta gizli örgüt kuruyormuş gibi çalışmayı sever. Bizim herşeyimiz açık. O da memnun oldu. Ayrıca, tek adaylı seçimlerin pek hoş bir görünüm vermediğini söyledi… Konuyu görüştüğüm arkadaşlarım da aday olmam konusunda ısrar etti. - Bildiğim kadarıyla uzun yıllardır hemen her gün TSYD Levent merkezindesiniz…
ÇAKIR: Evet, yapıldığı günden bu yana… Yurtiçi ve yurtdışı görevlerin yanında bazı başka zorunluluklar engel olmazsa yani 365 günün 300’ünde oradayım. Çünkü orada herşeyi yapabiliyorum. Yüzme başta olmak üzere pek çok sporu yapma olacağı var. Geçmişte halısahamız bile bulunuyordu. Oğlum orada yüzücü oldu, sonra da yüzme hocalığı yaptı. Eşimiz, dostumuz, arkadaşımız dediğimiz insanlar orada… Hayatta iki kuruma minnet borcum var. Biri TRT, öteki TSYD. 1974’te TRT’ye girdiğimde Sultanahmet Ticaret Lisesi 2’den terk durumundaydım. Önce Beyoğlu Akşam Ticaret Lisesini, sonra da MÜ Basın Yayın Yüksek Okulunu bitirdim. Adeta hayata yeniden geldim… TSYD de ikinci evim oldu. Bütün zamanımı orada geçiriyorum. - İki dönem de yönetimde görev aldınız…
ÇAKIR: Evet, 2000-2002 arasında Attila Gökçe döneminde Araştırma-Geliştirmeden sorumlu başkan yardımcısı idim. 2009-2012 arasında Esat Yılmaer yönetiminde de genel sekreter olarak yer aldım. Yönetimde değilken de katkılarda bulunmaya çalıştım.Yönetimde kim olursa olsun TSYD’nin benden istediği her görevi zevkle yerine getirdim ve getiririm. Seçimi kaybedersem de bu durum değişmez. Bunu herkes bilir. - Göreve geldiğiniz takdirde neler yapacaksınız?
ÇAKIR: Bu tür vaatleri ve proje olduğu ileri sürülen birtakım niyetleri anlatıp yönetime geldikten sonra da bunların hiçbirini hatırlamamak benim işim değil. Yapılabilecek dünya kadar iş var. Bazılarını bu yönetime de önerdim ama salgının da etkisiyle yapılamadı. Ülke çapında belediyelerle işbirliği gerektiği gibi yapılırsa muazzam bir proje olabilir. Derneğe gelir getirecek başka arayışlara gereksinme var. Geleneksel seminerlerimizin ve yarışmanın gerektiği gibi yapılamayışı üyelerimizi üzüyor… Şubelerle ilişkiler konusunda sıkıntılar var. Orada genel olarak ‘özerklik’ denilebilecek bir anlayışa geçmek gerekiyor. Bunu yıllardır savunurum ama ‘efendim, tek kasa uygulaması buna izin vermez!’ gibisinden bürokratça engeller çıkarılır. Ondan sonra da İstanbul’da oturup Trabzon’u, Sivas’ı, Gaziantep’i yönettiğiniz kuruntusuna kapılır, sorunlar çıkınca da ne yapacağınızı şaşırırsınız. Merkez, bu iktidar hırsından vazgeçemiyor. Yeni bir durum değil, uzun yıllardır böyle… Ayrıca şu anda şubelerde çeşitli çalışmalar yapılıyor, sporla ilgili organizasyonlar düzenleniyor. Genel merkez biraz atıl kaldı. Zaten yılların yorgunluğu dediğim de bu. Hem fiziksel hem mental yorgunluk olabiliyor ve belki daha kötüsü bunu farketmiyorsunuz. İşlerin normal gittiğini sanıyorsunuz. Oysa dünya çok hızlı dönüyor. Ayak uydurmak gerekiyor. - Yönetim kurulunuzda kimler olacak?
ÇAKIR: İlhan Uzundurukan, Melih Gümüşbıçak, Ebru Kılıçoğlu, Altan Tanrıkulu, İsmail Er gibi arkadaşlarımız bizimle birlikte. İyi bir liste yaptığımıza inanıyorum. Disiplin ve Denetleme kurullarında bile ‘vay canına!’ denilebilecek arkadaşlarımız var. - Sizce TSYD’nin en büyük eksiği ne? Hemen neyi yapmak ya da değiştirmek istersiniz?
ÇAKIR: Hemen hareketlenmek gerekiyor. Çok rahat yapılabilecek birtakım işlerle başlayabilirsiniz. Avrupa Şampiyonası kaçtı ama futbolda yabancı konusuyla ilgili bir çatışma var. TSYD inisiyatif alıp bir panel gibi toplantı yapabilir, hem yol gösterici olur hem medyada yankılanır… Hemen ardından yaklaşan Olimpiyatla ilgili bir başka çalışma bunu izler… Salgından dolayı yüzme ile ilgili faaliyetler çoktandır durmuş vaziyette. Yüzme takımı dağıldı, hemen derlenip toparlanmak gerekiyor. Çünkü TSYD’nin en önemli etkinliğidir, önemli sporcular yetişmiştir… Yaz okulu hem büyük şenlik hem de önemli bir gelir kaynağıdır ama mevcut yönetim bunu pek sevmiyor, durum uygunken de yapılmadı. Bu doğrultuda daha yapılacak bir yığın iş sıralayabilirim. Aslında seçilmek bana uykusuz geceler getirecek ama buna hazırım. Kısa zamanda ciddi bir canlılık oluşturacağımızı kesinlikle söyleyebilirim.