Galatasaray , UEFA Avrupa Ligi E Grubu’ndaki ilk maçında Lazio‘yu konuk etmeye hazırlanıyor. Zorlu karşılaşma öncesi Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, İtalyan basınından Corriere dello Sport’a açıklamalarda bulundu. Fatih Terim, kendisiyle ile yapılan özel röportajda sorulan sorular doğrultusunda Lazio maçına, Mourinho – Sarri mücadelesine, İtalya’daki şampiyonluk yarışına, kendisinin İtalya dönemine, gelecek hedeflerine ve Ballon d’Or seçimine kadar birçok çarpıcı noktaya değindi.

İşte Fatih Terim ile yapılan o röportaj:

– Haziran ayında İtalya’nın Avrupa Futbol Şampiyonası’nda final oynayacağı kehanetinde bulunmuştunuz. Bunu hissetmiş miydiniz?

“Sevgili arkadaşım Roberto Mancini, oyun anlayışını yansıtabilecek harika bir takım kurdu. ‘Bu takımın iyi bir jenerasyonu var’ sözüne pek katılmıyorum. İhtiyaç duyulan jenerasyonu, fırsatı, ortamı kendiniz yaratır ve sonrasında hedefinize doğru ilerlersiniz. Mancini ve İtalya, hak ederek kazandılar. 

– O halde kehanetler ile devam edelim hadi. Bir Galatasaray efsanesisiniz ve 4 Eylül’de 68 yaşına bastınız. Gelecekte ne görüyorsunuz?

“50 yılı aşkın süredir futbolun içinde yaşıyorum, futboldan besleniyorum, futbolla enerji buluyorum. Hala her maç öncesi aynı heyecanı yaşıyorum. İşimi hala ilk günkü konsantrasyon ve aşkla yapıyorum. İyi bir miras bırakmam gerektiğinin farkındayım. Bu yılların; yazılacak, anlatılacak yeni efsanelerin başlangıç noktası olmasını istiyorum. Geleceği olan, potansiyeli yüksek genç bir takım kurduk. Harika şeyler vaat ediyorlar. Bu oyuncular gelişirken bazı aksilikler olacak. Hedeflerimiz de onlarla birlikte büyüyecek”

– Mourinho, doğum gününüzü özel olarak kutladı. Ne kadar zamandır arkadaşsınız?

“Jose’nin doğum günü mesajı beni çok mutlu etti. Elbette sadece ondan değil Wenger, Simeone, Tuchel gibi meslektaşlarımın yanı sıra İtalya’dan birçok eski oyuncum ve arkadaşımdan çok güzel mesajlar, videolar aldım. Spalletti’nin doğum günü mesajı, favorilerimden biriydi. Jose ile dostluğumuz ise yaklaşık 20 yıldır devam ediyor. Hala futbol ve hayat hakkında konuşuyoruz”

– Sarri ve Mourinho, Roma takımlarının yeni teknik direktörleri. Birbirlerine zıt futbol anlayışları var.

“Karşılaştırılmalarını doğru bulmuyorum. Sanırım birini hücum birini savunma üzerinden görerek onları ayırmak istiyorsunuz. Sarri ve Mourinho, isimleri her zaman hatırlanacak çok önemli iki teknik adam”

– Kehanetlere geri dönelim. Sezon sonunda Lazio ve Roma’yı nerede görüyorsunuz? Sizde İtalya’da şampiyonluğu kim kazanacak?

“İtalyan futboluna aşığım. Şampiyonluk yarışındaki tüm takımların çok önemli antrenörleri var. Lazio, perşembe günü rakip olacağımız sevgili meslektaşım Sarri ile büyük hedeflere ulaşabilir ve çok gollü bir sezon geçirebilir. Jose de çok kısa sürede bir takım üzerinde ne kadar etkili olabileceğini kanıtladı. Kariyerinin 1000. resmi maçında da 100 metreyi ne kadar hızlı koşabileceğini gösterdi. Şampiyonluk derseniz… Juventus’un geri döneceğini düşünüyorum. Sevgili arkadaşım Luciano Spalletti yönetimindeki Napoli de ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Inter ve Milan zaten her zaman oradalar. E çok şampiyonluk adayının olduğu lig İtalya Serie A”

– Sarri, Terim’e karşı. Galatasaray – Lazio maçına kim favori başlayacak?

“Bazen bazı maçlarda seyirci olmak istersiniz. İki iyi takımın bu mücadelesinden taraftarlar çok keyif alacak. Lazio, Serie A’yı kazanabilecek ve bunun için mücadele edecek çok güçlü bir rakip. Bizim de uluslararası alanda kendini göstermeye hazır genç bir kadromuz var. Favori yok. Bu, bir Şampiyonlar Ligi grubu gibi zaten. Lokomotiv Moskova, yıllarca Rusya’da şampiyonluklar kazanmış bir ekip ve Avrupa’da hep varlar. Marsilya, çok daha güçlü. Belki de bu gruptan bir veya daha fazla takım Nisan – Mayıs aylarında hala Avrupa’da yoluna devam ediyor olacak”

– Lazio’da çekindiğiniz bir oyuncu var mı?

“Bir oyuncu söylemek yanlış olur. Herkese karşı dikkatli olmalıyız”

– Türkiye’de büyük çıkış yapan Muriç, yarın forma giyebilir. Onu yakından izlediniz, takip ettiniz. Sizce Serie A’da formayı alacak mı?

“Avrupa futbolunda klasik forvetlerin pek kalmadığı bir dönemdeyiz. Vedat, birçok farklı özelliğe sahip iyi bir forvet. Sol ayağı çok kuvvetli. Kaleye sırtı dönükken pozisyon almayı biliyor. Çok da iyi bir bitirici. Bir adaptasyon süreci yaşaması normal. Önünde de Immobile gibi bir şampiyon, gol kralı var”

– Fatih Terim’in ekstra olarak bir silahı daha olacak o da Galatasaray’ın stadı…

“En önemli güçlerimizden biri olan taraftarlarımız, perşembe günü bizi destekleyecekler. Onlarla Mart 2020’den sonra ilk kez stadımızda bir araya geleceğiz. Sabırsızlıkla bekliyoruz. Çok büyük başarılara onlarla birlikte imza attık”

– 2000’li yılların başlarında Fiorentina ve Milan’ı çalıştırdınız. Sonraki dönemde ise sadece Türkiye’de çalıştınız. İtalya’ya dönmeyi hiç düşündünüz mü?

“Son 20 yıldır Galatasaray ve Milli Takım ‘da görev yaptım. Galatasaray taraftarıyım. Kulübüme ilk olarak 1974’te katıldım. 11 yıl futbol oynadım, kaptanlık yaptım. Kulübün en eski üyelerinden biriyim. Ülkemi çok seviyorum. Bu süre zarfında Avrupa’dan hem kulüp hem de milli takımlar düzeyinde birçok teklif aldım. Ekonomik açıdan da bana her zaman daha iyi koşullar teklif edildi fakat hep sonunda Galatasaray’a ve Türkiye’ye olan aşkım galip geldi” 

– Fiorentina ve Milan dönemlerinize baktığınızda pişmanlık duyduğunuz bir şey var mı? İtalya’da daha fazla zaman verilebilir miydi?

“İtalya’da daha uzun kalabilirdim, evet. Ama İtalya’da bu deneyimi yaşama fırsatı da gerçekleşmemiş olabilirdi. Hiçbir pişmanlığım yok. Floransa’ya gittiğimde beni hatırlayan ve takımın o dönem oynadığı futbolu asla unutmayacağını söyleyen insanlar var. Geçen sezon Karagümrük ile oynadığımız maçtan sonra kaleci Viviano, bana Floransa’da doğdunu ve o dönemdeki bütün maçları takip ettiğini söyledi. Bazen bazı iltifatlar, ödüllerden çok daha anlamlıdır. Fiorentina ve Milan ile de bu hedefe ulaştık. Bu arada Floransa’daki bazı restoranlarda Türklere ödeme yaptırılmadığını da biliyorum”

– Messi ve Cristiano Ronaldo arasından kimi seçersiniz? Ve Ballon d’Or’u Jorginho’ya verir miydiniz? 

“Onların ilk dönemlerine kadar tanık olacak derecede şanslıydık. Bir dönemi temsil ediyorlardı. Kariyerlerinde farklı yolları seçtiler. Messi, evinden ayrılırken Ronaldo ise evine döndü. Birini seçip diğerini görmezden gelemem. Ballon d’Or’u da Jorginho’ya verirdim. 2021’de her şeyi kazandı. İmkanım olsa ödülü Barella’ya da verirdim”  

Önceki İçerikAkın Sel’den Ertem Şener’e sert sözler: Böyle şaklabanlıklarla reyting yapılmaz
Sonraki İçerikBeşiktaş- Dortmund maçını Bülent Tuncay yorumladı: Seviye farkı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz