SİBEL HORADA’NIN SERGİSİ
4 KASIM PERŞEMBE GÜNÜ AÇILIYOR
Sibel Horada’nın “Kesinti veAkış” adlı kişisel sergisi, 4 Kasım–11 Aralık tarihleri arasında Versus Art Project’te izleyiciylebuluşuyor. Sanatçının geçmiş çalışmalarından beri süregelenkentsel, arkeolojik ve ekolojik kültürler arasında ilişki kurmapratiği bu sergide de kendini gösterirken, güncel çalışmalarıbellek ve hafıza üzerine sorgulamalarına farklı bir boyutkatıyor. Taksim, inşaat, ulusal kimlik, hafıza, su yolları, meydanlar ve yıkımlar serginin başlıca referans noktalarınıoluşturuyor.
Mekânın hafızasını tutmak mümkün mü? Peki ya bir şehrinhafızasını? Horada’nın üretimlerinde bu sorular cevaplarınıhafıza tutmanın ötesinde, yeniden üretme ve dönüştürmeolarak buluyor.
Sergide yer alan işler, sanatçının 2020 yılında tamamladığıSuyun Taksimi, Taksim’in Suyu adlı kısa filmden besleniyor. Çalışma, sanatçının Ağustos 2019 – Şubat 2020 tarihleriarasında SAHA Studio’da misafir olduğu süre boyuncamekâna gidip gelirken deneyimlediği Taksim Meydanı üzerinedüşünmesi ve meydana ismini veren tarihi Taksim Maksemi’ninsuyu bölerek mahalleler arasında dağıtma işlevini mecazensürdürdüğünü hayal etmesiyle ortaya çıkıyor. TaksimMeydanı’nın geçmişini taşımanın, geleceğini ise tahayyületmenin güçlüğünden yola çıkan çalışma, mekânla hemhalolmanın ve birlikte düşünmenin yollarını araştırıyor. Versus Art Project’te mekân ve zaman ile yeni bir diyaloğa geçençalışma, fiziksel olarak galeriye yayılıyor.
Şehrin en önemli tanıklarından olan suyu konu alan Duran Suda Alan Açmak (2021) adlı yerleştirme, TaksimMeydanı’ndaki tıkanıklıklara ve akışkanlaşma olasılıklarınaodaklanıyor. Belgrad Ormanı’ndan Taksim’e uzanan tarihi suyolunu geriye doğru takip eden ve galerinin koridoru boyuncadevam eden harita, Valide Sultan Bendi’nde çekilmişgörüntüleri içeren, Valide (2021) adlı yerleştirmeyle son buluyor.
Galerinin ortasındaki küçük odada ise izleyiciyi, sanatçınınyaşadığı Burgazada’nın insansız koylarında deniz kıyısındantoplanmış strafor parçalarından oluşan bir kumsal karşılıyor. Kontaminasyonla yaşama, estetik ve aidiyet kurma pratikleriüzerine temellenen Suyun Şekillendirdiği (2021) adlı bu eser, izleyiciyi doğa ve doğallık kavramları üzerine düşünmeyeçağırıyor.
Akıp giden zamanın en büyük tanıklarından olan gazete isesergideki malzemelerden bir diğeri. “Ebruli Anıt’’ (2019- ) serisinde, sanatçının günlük gazetelerin üzerine yaptığıebrular, zamana alışılmışın dışında bir perspektiftenbakmamızı sağlıyor.
“Ekolojik kriz ve salgın döneminde ‘tüm bunları’ düşünmek ne demek? Çağdaş doğal ve kentsel yıkım manzaralarına alışmakdışında neler yapabiliriz? Kontamine olmuş bir geçmiş vegelecek tahayyülünden, ferah bir bugüne nasıl geliriz? Bizeiğrenç, sefil veya tiksindirici gelen şeyde bile güzeli, bağımızısürdürecek ışığı bulabilir miyiz? ‘Kesinti ve Akış’ sergisinde biryandan bu soruları sorarken görsel, duygusal ve düşünseltecrübelerimizi sarsan olaylardan beslenen yalnızlık, çaresizlik, hissizleşme, huzursuzluk hislerini işlerindeki iyileşme vekolektif direniş odağıyla somutlaştıran Sibel Horada, hayat için, şimdi için, gelecek için bizleri yeni işleri arasında bir su gibiakmaya teşvik ediyor.”
(L. İpek Ulusoy’un sergi metninden altıntıdır)
Paralel Etkinlik (Ankara):
Sergiyle eşzamanlı olarak, sanatçının 2020 yılındatamamladığı Suyun Taksimi, Taksim’in Suyu (2020) adlı kısafilmi, Can Akgümüş küratörlüğündeki “Büyücü ve Bahçe”sergisi kapsamında ilk kez Ankara’da gösteriliyor. Film, 23 Ekim’de gerçekleşen prömiyer etkinliğinin ardından, 31 Aralık’a kadar Cuma ve Cumartesi günleri Erimtan Arkeolojive Sanat Müzesi’nde izlenebilir.