Spor yazarı Bülent Boğ, Ülker Stadı’ndaki ”Kadıköy Hatırası”nı, duvar yazısı kültürümüz üzerinden değerlendirdi:

Bazen sevgiliye ifadede eksik kalmanın örneğidir;
‘Aşkımızı rengarenk yazacaktım da renkli boyalar çok pahalı Özge’m’
Bazen hayıflanmanın yetersizliğinin tarifidir;
‘Ne kadar içersen iç başın döner, gidenler değil’
Bazen dönüş olmayacağının tasviridir;
‘Artık şiresiz wifi olsan bile bağlanmam sana’
Bazen bir olmanın imkansızlığını anlatır;
‘Kaç promil gerekiyor? İkimizi çift görebilmek için’
Bazen karşılaşılan zorlukların dile gelişidir;
‘Yorgunum dedikçe yokuş oldunuz’
Bazen yapılmak istenmeyenden kurtulma isteğidir;
‘Ev işlerini uzaylılar yapsın’
Bazen birşeye ulaşmak için yapılması gerekeni anlatır;
‘Işıkları kapattık bizi bulmak isteyen kendini yaksın’
Bazen futbolla ince bir göndermedir;
‘Herkese pas veren kız Barcelona’da oynasın bence’
Bazen cinlik ile övünmedir;
‘Ben şeytana uymam, projemi anlatırım uygun bulursa dahil olur’
Bazen kurtuluş için başka kötü birşeye sarılıştır;
‘Umarım şizofrenimdir ve hepiniz hayal ürünüsünüzdür’
Bazen mutsuzlukta hayata tutunuşun ince tarifidir;
‘Kuşlar da mutluluktan uçmuyor zaten’
Bazen umutsuzluğun faturasının çıkarılışıdır;
‘Boyum kısa diye mi güzel günleri göremiyorum’
Bazen olmayandan olur yapmaktır;
‘Duvar güzelmiş keşke aklıma bişey gelse’
Politikayı bir kenara koyuyorum… Duvar yazıları bizleri anlatır. Kişiliğimizi, ruh halimizi, kıvrak zekamızı, espriyle bakışımızı…
Galatasaray derbide iyi oynadı, hakkıyla Fenerbahçe’yi Kadıköy’de farklı skorla yendi. Futbolcuları tebrik etmek gerekiyor, görevlerini en iyi şekilde yaptılar.
Ya yönetim ve bakış açısı… Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, ‘Oyun güzeldi. 5 tane attık, 3’ünü saydılar’ dedi. Ne kadar alt yapılı bir cümle. Aslında hakemlerin adı geçmese de üstü kapalı bir gönderme, ima. Tam bir subliminal mesaj. Bazı alışkanlıkların değişmesi gerekiyor.
Duvar yazısına dönelim. Yıllar önce Galatasaray Teknik Direktörü Graeme Souness, 1996’da Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe’yi yendikleri maç sonrası sahanın ortasına Galatasaray Bayrağı dikmişti. Bu ona Ulubatlı Souness lakabını getirmişti. Ne kadar fantastik değil mi?
O dönemde Başkan Faruk Süren’di ve onun 5 yıllık yönetiminde Galatasaray Türkiye’deki şampiyonluklar yanında tarihi UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupası’nı kazandı.
Haftasonu Galatasaray, Fenerbahçe’yi 3-0 yeniyor ve Galatasaray Başkanı Özbek, Başkan Vekili Erden Timur ve Teknik Direktörü Okan Buruk başta, sarı kırmızılılar stadın duvarına ‘Kadıköy Hatırası’ yazıp imzalayarak o malum pozu veriyorlar. Duvar yazıları, özgün mesajlarıyla çok şey anlatır tabii bir nükte varsa… Yoksa duvar kiri olur.
Bir de TCK 151. madde şöyle diyor:
Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ve bitirelim…
Bazen bizi bahşedilen aklımızı kullanmaya iten bir eleştirel duvar yazısıdır;
‘Düşünün oğlum kafanız acımaz’

Önceki İçerikErdoğan Arıpınar’dan İslam Çupi hatırlatması: Metin Oktay ve Lefter tamam da ortadaki adam kim?
Sonraki İçerikFenerbahçe’nin son şampiyonluktaki hocası Ersun Yanal: Fenerbahçe’yi çözdüler, Jesus’un B planı yok

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz