Recep Güngör, Fenerbahçe- Beşiktaş maçını Futbolmedya için yorumladı:
Son anlara geriden gelip, öne geçen çok maç gördü bu gözler…
Basketbolu takip edenler iyi bilir, maçın son anlarına 4 sayı önde girmek büyük avantajdır. 4 sayı demek iki hücum demektir. Sen iki hücumu kullanırken rakibinin de sayı bulmasına engel olmalısın. Zordur, ekstra gayret gerektirir, gayretin yanında şans da lazımdır. Bütün bu parametreler, bir araya gelmiyor mu!.. Tabii ki zaman zaman geliyor. Son saniyede, kendi sahasından topu fırlatıp kazananlar bile görüyoruz. Maçı bırakmazsan ve bir hızlı hücum, bir top çalma ile işi bitiriverirsin…
Süper Lig’de son 4 haftaya girildi. Lider Galatasaray ile ikinci Fenerbahçe arasında 4 puan fark var. 4 puan demek iki maç demek. Basketboldaki gibi, yani son saniyelere girilirken 2 hücum etmek gibi…
Son dört hafta maçlarından biri, rakibin Galatasaray ile, diğer 3 maçın birinde rakibin takılması gerekiyor ki 4 puan fark kapanabilsin. Öncelikle Fenerbahçe taraftarının ve yönetiminin bu durumun farkına varması gerekiyor. Sarı Lacivertliler’de camia olarak yelkenleri suya indirmiş bir görüntü var ve maçın bitmesine saniyeler kala oyunu bırakmış gibi.
Fenerbahçe, Trabzon deplasmanında ağır yara aldı. O maçta yaşananlar hem futbolcuların, hem teknik heyet, hem de yönetim bazında coşkusunu kaybetmesine sebep oldu. İyi ve coşkulu futbol oynayan takım farklı bir formata girdi. Avrupa macerası İsmail Kartal’ı, bizi şampiyon yapmayacaklar söylemleri ve yaşananlar taraftarı başka psikolojiye soktu. Tüm bunlar olurken zamansız ve gösterdiği anlamsız tepkilerle motivasyon kayıplarına tuz-biber eken bir yönetim profili çıktı ortaya.
Trabzon’da yaşananlardan sonra ne gösterilen tepkiler amacına ulaştı ne de takıma ve taraftara faydası oldu. Üstüne üstlük zarar bile verdi.
Şampiyonluk yolunda ilerliyorsun, hala 4 puan farkı kapatabilirsin. Ama gel gelelim ortalarda olmayan tepkisiz bir yönetim var. Oysa şunun şurasında 4 hafta kalmış, takıma motivasyon için ne gerekiyorsa yap. Gerekirse kulübün iletişimcilerini futboldan anlayan, kalan haftalarda motive edebilecek bir ekipten oluştur. Taraftarı yönlendir, inancını kaybetme. Tamam zor mu zor! Ama sen üzerine düşeni yap, olmazsa zaten olmaz. Karşında hiçbir işini riske atmayan, her işini sağlama alan bir rakibin var. Anlat taraftara onlar her şeyi görür, her şeyi duyar. Sen yeter ki doğruları yap. Zaten taraftar senin arkandan gelir.
Mevcut durumda, Fenerbahçe taraftarı yönetimin ne yapmaya çalıştığını anlayabilmiş değil. En olmadık zamanlarda basın toplantıları düzenleyip, anlamsız mesajlar vermenin bir işe yaramadığını 6 senedir anlayamamışsan zaten kalan 4 haftada eğlenmene bak…
Gelelim Beşiktaş maçına, İsmail Kartal Dzeko-Batshuayi dışında, alışılmış formatta çıktı sahaya. Zaten Avrupa maçlarında bu kadroyu kullanıyordu. İlk yarının ortalarında 10 kişi kalan rakibi karşısına 30. dakikada, Fred-Tadiç ve Batshuayi organizasyonunda klas bir gol buldu 1-0 öne geçti. O dakikadan sonra, zaten gelemeyen bir Beşiktaş vardı. Fenerbahçe’de rakibine eşlik ederek üzerine gitmeye yeltenmedi.
Fenerbahçe 69. dakikada ender gelişen atakların birinde İrfan Can ile 2-0’ı buldu. Bu gol iyi ki de olmuş dedirten bir goldü, sarı lacivertliler açısından. Beşiktaş Cenk Tosun ile şık bir gol buldu ve maçı 2-1’e getirdi. Kalan anlarda siyah beyazlılar, 10 kişi ile korkulu anlar yaşattı rakibine.
Sonuç olarak Fenerbahçe, bir derbiden galip gelmeyi başararak farkın açılmasına engel oldu. Sarı lacivertliler, maçların böyle devam etmesi durumunda, bitime iki hafta Galatasaray ile deplasmanda oynayacak, kazanması halinde fark bire iner.
Son maç sarı kırmızılı takım belki de küme düşme maçı oynayacak olan Konyaspor deplasmanına gidiyor, sarı lacivertliler ise zaten küme düşmesi kesinleşmiş bir İstanbulspor ile evinde oynayacak.
Olmaz olmaz dememek lazım, son anlara geriden girip, öne geçen çok maç gördü bu gözler…
