Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, NTV’de ‘O Anın Hikayesi” programına konuk oldu ve çocukluğundan itibaren kendi hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu.
NASIL BİR ÇOCUKLUK GEÇİRDİNİZ?
“Yaramaz bir çocuktum. Ağabeylerim benden büyüktü. Onlar yurt dışına yatılı okumaya gittiler. Sokak hayatım vardı. Mahalle hayatım vardı. Yaz gelir tekerleklerin şamyallerini şişirirdik. Manavdan meyve çalardık. Dut ağacının altına çarşaf serip dut toplardık. İyi top oynardım. Okuldan kaçar, benden büyüklerle maç yapardım. O zaman cep telefonu yok. Okuldan kaçınca beni bulamazlardı. Sonrasında baktılar ki, ele avuca sığmıyor bu çocuk. İngiltere’ye yatılı okula yollayalım tam anlamıyla disiplin görsün diye.”
“HAYATIMDA ÇOK BÜYÜK KATKISI OLDU”
“İngiltere, Amerika, Houston, Teksas, Boston. 16 sene benim karakterime çok büyük katkısı oldu.”
“BABAMA ÇOK DÜŞKÜNÜM”
“Babamın hayalleri vardı. Dünyada çok az insan birden fazla hayalini gerçekleştirir. Babamın hayallerinden bir tanesi, dünya turu yapmadan önce okyanusu gezmekti. Yelkenli bir tekne aldı. 8 kişi okyanus geçilecek. Ben babama çok düşkünüm.”
“BİZE EN ÇOK KEYİF VEREN AİLE SEYAHATİMİZ”
“En çok keyif veren yıllık aile seyahatimiz. Çocuk, torun, hala. Her sene yeni bir yere gideriz. Genelde Rahmi Koç önderliğini yapar.”
2006 DENİZLİ MAÇI
“Denizli’de bir maç yaşandı. O maç bugün yaşansa hayatta o şekilde bitirilemezdi. Garip şeyler oldu. Dizayn edilmişti. 2006 üstelik. Bu benim çok kanıma dokunmuştu. Daha da enteresanı o maç bitti. Eşimle hastaneye gidecektik.”
“GALATASARAY’LA OYNADIĞIMIZ ŞAMPİYONLUK MAÇI”
“Şampiyonluk maçı. 0-0 bitti. Biraz bunun hikayesini anlatayım. 3 Temmuz’da Fenerbahçe’ye bugün FETÖ dönen alçak örgütün saldırısı, kumpası vs. bir dönem yaşadık. Başkanımız, yöneticilerimiz, bazı kulüp personeli, onlara yakın bazı isimler haksız yere gözaltına alındı. Sahada futbolcular mücadele ediyor, bizler camia olarak sokakta, Metris’te, Silivri’de, Çağlayan’da, Anıtkabir’de mücadele ediyoruz. Milat budur. 3 Temmuz yaşanınca bu müthiş kadromuz tek tek ayrılmaya başladı. Bu imkanlar, ruh haliyle basında bize saldırılıyor. Bugün televizyonlara çıkıp, o günü unutan bu işin şakşakçılığını yapanlarla Fenerbahçe hesaplaşacaktır. Er ya da geç Fenerbahçe camiası hesaplaşacaktır.”
“FETÖ HALA TÜRK FUTBOLUNUN İÇİNDE”
“FETÖ, hala Türk futbolunun içinde. GÖreceksiniz çok yeni şeyler çıkacak. Devlete çağrıdır. Bu örgütü futboldan temizleyin. 4 Nisan’ı da yaşadık. Hem 4 Nisan, hem de 12 Mayıs’ta taraftarların bu noktaya nasıl getirildiğini aydınlatın. Filmin sonu çok önceden dizayn edilmiş gibiydi.”
“12 MAYIS, 3 TEMMUZ VE 4 NİSAN”
“Bir kulüp başkanı olarak tekrar ediyorum. Rol alanlar var. Bir de fırsatçılar, rüzgara göre hareket edenler var. Rüzgara göre hareket edenler, bugün en büyük karşıt söylemlerde olanlar, o gün en büyük şakşakçılardı. Hepsi Fenerbahçe’nin hafızasında. 12 Mayıs, 3 Temmuz, 4 Nisan. Otobüsümüz kurşunlandı. Allah korusun. Dünya spor tarihinin en acı olaylarından biri yaşanacaktı. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti 4 Nisan’ın adını koymaadı. 4 Nisan’ı aydınlatalım. 12 Mayıs’ta bu sahneler nasıl yaşandı? Daha maç başlamadan üstelik.”
“BU ÜLKEDE FUTBOL, FUTBOL DEĞİLDİR”
“Son çağrı yapmak istiyorum. Fenerbahçe, enteresan bir camia. Bilhassa 3 Temmuz’dan sonra hakkı da var taraftarın. Çok sahiplendiler. Talepkar bir camia. Trabzonspor maçından sonra söylediğim gibi 2 günde yüceltilirsin, 2 günde yerden yere vurulabilirsin. Özellikle hoca ve futbolcuysan. Taraftarlarımız şunu bilmeli. Futbol, bu ülkede futbol değildir. Saha dışında çok şey oluyor. Zaten futbolu yakından takip edenler bunu biliyor. Biz bu dış faktörlerle boğuşuyoruz. Ben sosyal medyayı o kadar takmıyorum. Futbolcularımız, çalışanlarımız takıyor.”
“Düne kadar Erol hocayı yerden yere vuruyorlardı, Trabzon maçından sonra ne kadar büyük hocaymış… Taraftarlarımızdan rica ediyorum, dış faktörlerle mücadele ederken bir de sizinle mücadele etmek zorunda kalmayalım. Siz derken, samimi taraftarları demiyorum.”