Bir süre önce İngiltere’ye yerleşen spor basınının önemli isimlerinden Alp Ulagay, Londra’da düzenlenen jimnastik şölenini futbolmedya.com için kaleme aldı:
15 bin kişiye jimnastik şöleni
Londra’nın en büyük etkinlik salonu O2 Arena’da hareketli bir cumartesi günü yaşandı. Superstars of Gymnastics etkinliği kapsamında Britanya’nın önde gelen jimnastikçilerinin yanı sıra dünyanın en iyi kadın jimnastikçisi Amerikalı SimoneBiles, eski olimpiyat şampiyonları Max Whitlock, FabienHambüchen, Oksana Çusovitina da sıradışı bir gecede hem sportif becerilerini hem de yaratıcılıklarını sergiledi.
Olimpiyat yılları haricinde geri plana düşen, ara yıllarda dünya ve Avrupa şampiyonalarıyla biraz hatırlanan jimnastik için yeni kitlelerle buluşma fırsatı yaratan bir etkinlik izledik Londra’da: Superstars of Gymnastics. Cumartesi günü biri öğleden sonra diğeri akşam olmak üzere iki seansta toplam 15’den fazla seyirci bu gösteri yönü ağır basan yarışmayı seyretme fırsatı buldu. Sabah saatlerinden itibaren özellikle çocuklu aileler toplu taşıma araçlarıyla O2 Arena’nın yolunu tuttu. Britanya’nın önemli jimnastik kulüplerinde eğitim gören çocuklar ve gençler idollerini izleme fırsatı buldu.
Öğleden sonra seansında erkekler barfiks, paralel bar ve yerde, kadınlar ise atlama masasında ve denge aletinde hünerlerini sergiledi. Her alette sekizer sporcunun yarıştığı Superstars of Gymnastics’ın püf noktalarından biri ‘altın zil’ (golden buzzer) uygulamasıydı. Her jimnastikçi en iyi olduğunu düşündüğü dalda altın zile basarak hakemlerden aldığı puanı iki katına çıkarabiliyordu. Dört hakem ise olimpiyat ve dünya şampiyonu Simone Biles, Biles’ın antrenörü Laurent Landi ile beraber Britanya’nın şampiyon jimnastikçileri Max Whitlockve Ann Tinkler’di. “En kıt notları herhalde ben vereceğim” dese de Landi’nin eli bile sık sık 10 puana gitti.
Bu etkinlik, resmi bir yarışmadan ziyade bir gösteri niteliği taşıdığı için kurallar da, seyirciyle ilişki de, performanslar da alışılmışın dışındaydı: Popüler müzikler, serbest koreografi, seyirciyle samimi temas salondaki havayı da tam bir şenlik yerine çevirdi.
Yarışma bölümünden önce 2015’ten beri dünya ve Olimpiyat şampiyonluklarını kimseye bırakmayan henüz 22 yaşındaki Amerikalı Simone Biles’ın yerdeki gösterisini izledik. Geçen kasım ayında Doha’da bir kez daha kazandığı dünya şampiyonluğundan sonra ilk kez podyuma çıkan Biles iki dakikada taklalarını atıp seyircinin alkışını aldı ve hakem koltuğuna oturmak üzere minderden ayrıldı.
İlk yarışma erkekler barfiksteydi. Resmi yarışmaların kalıplaşmış kurallarına alışmış jimnastikçiler hemen havaya giremediler. Seyirciyle iletişim sağlamak biraz zamanlarınıaldı. Sadece Alman Fabien Hambüchen altın zili kullanmayı akıl edip hakemlerden aldığı toplam 35 puanı ikiye katladı ve 70 puanla birincisi oldu barfiksin. Bu dalın son Olimpiyat şampiyonu olan Hambüchen “1.5 yıl ara verdim. Geri dönmem çok kolay olmadı. Hakemlere ödemelerini daha sonra yapacağım!” diye esprili bir dil kullanmaktan geri kalmadı.
İkinci yarışmada kadınlar atlama masasında ise hem sporcular hem salon havaya girmişti. Eski Britanyalı yeni Jamaikalı Danisia Francis hemen seyirciyi avucunun içine aldı. Atlayışları en yüksek puanı getirmese de büyük alkışı sağladı ona. Ama en iyi mizansen Kanadalı Ellie Black’ten (23) geldi. İlk atlayışı öncesi koşu yolunun başında elindeki kitabı okumaya dalan Black antrenörünün uyarısıyla yarışmaya dönünce hakemlik koltuğundaki Simone Biles kahkahalara boğuldu. İkinci atlayışında bu kez antrenörü kitap okumaya karar verdi ve bu kez Black onu uyardı. Bu kurgu, Black’e en yüksek puanları getirdi. Bir de altın zile bastığı için toplam 74 puanı alıverdi.
FLOSS ŞOVUYLA SALON AYAKTA
Erkekler paralel barda ise jimnastikçiler havaya girince O2 Arena tribünleri tam anlamıyla coştu. Alman Marcel Nguyenşovun havasını en iyi değerlendirenlerden biriydi. Barın üzerinde rutin hareketlerin yanı sıra yaratıcılığını da konuşturdu. Dans ettiği gösteriyi ‘floss’ hareketiyle tamamladı. Tribünde başta çocuklar olmak üzere tüm seyirciler ellerindeki ‘10 puan’ kartlarıyla hakemler üzerinde baskı kurdu ve Nguyen dört adet 10 puanı cebe indirdi. Altın zile bastığı için ikramiyeyi ikiye katlayıp 80 puana ulaştı.
Paralel barın galibi belli gibiydi ama sonraki yarışmacılar da hiç yüksünmeden koreografilerini sergilediler. Örneğin geçen yılın Avrupa şampiyonu Britanyalı Dominick Cunningham’ında floss yapmasından sonra tüm salon dans etmek için ayaklandı. Daft Punk’ın ‘Get Luck’siyle eğlendi 8 bine yakınseyirci.
Seansın dördüncü yarışması kadınlar denge için de jimnastikçiler iyi hazırlanmıştı. Queen’in Love of My Life’ından Earth, Wind and Fire’ın Let’s Groove’una geniş bir repertuarı dinledik. En çok alkışı yine Danisia Francis aldı. Nicky Jam ve J Balvin’in ‘X’ şarkısıyla dengenin üzerinde dans eden Francis seyirciyi cezbedince dört hakemden de 10 puan almayı başardı. Ama birincilik altın zil hakkını kullanan en genç ve en yaşlı iki sporcuya gitti. Henüz 14 yaşındaki Britanyalı Halle Hilton bir kez düşmesine karşın hakemlerin gözüne girmeyi başardı. 2013’ten beri yeniden Özbekistan adına yarışan 43 yaşındaki Oksana Çusovitina ise yarışmanın hatta dünya jimnastiğinin en yaşlısı konumuna aldırmadı, hem esprili bir mizansen hem de estetik hareketlerle çok alkışlandı. Her iki sporcu 66’şar puan toplayınca birinciliği paylaştılar.Seansın son yarışmasında ise erkekler yerde yarıştı. Bu kez yüzü gülen, Ev sahibi seyircinin de ısrarıyla 10 puanları toplayan Dominick Cunningham oldu.
Fotoğraflar: Jamie McPhilimey/Matchroom Multi Sport