‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da ‘Reha’yı oynayan Okan Turan, diziye abisi Arda Turan’ın torpiliyle girdiği eleştirilerine yanıt verdi: Sadece torpille bir yere gelsen, orada en fazla birkaç ay kalırsın, sonrasında yapamadığın ortaya çıkar. Oyunculuğumla ilgili olumlu eleştiriler bana güç veriyor

Barcelona’da forma giyen dünyaca ünlü futbolcu Arda Turan’ın kardeşi olarak tanınan Okan Turan, kendi kariyerini çizdi. Küçüklüğünden beri ekranlarda olma hayali kurduğunu söyleyen Turan, atv’nin fenomen dizisi ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’da ‘Reha’ karakterini canlandırıyor. Abisi Arda Turan ile rol aldığı birkaç reklam filmiyle oyunculuk dünyasına giren Turan; mesleği ve özel hayatı hakkındaki bilinmeyenleri Sabah gazetesinin eki GÜNAYDIN’a anlattı….

Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Ekranda olma arzusu küçük yaşlardan beri vardı ancak bunu destekleyecek şartlar gerekliydi. Önüme bazı fırsatlar geldi, ben de bunu iyi bir şekilde değerlendirdim.

O İMAJI BİRAZ YIKTIM
Arda Turan’ın kardeşi olarak tanındınız. Şimdi ise ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisinde canlandırdığınız ‘Reha’ karakteri ilebiliniyorsunuz. Bu nasıl bir duygu?
Uzun süre ünlü birinin kardeşi olmanın zorluklarını yaşadım. Ne yapsanız; abinize bağlanıyor. Şu anda içinde olduğum durum, neler yapabildiğimi göstermem ve özgüvenimi kazanmam açısından önemli. ‘Arda Turan’ın kardeşi’ imajını az da olsa değiştirmek benim için çok önemli. Olumlu eleştiriler alıyorum oyunculuğumla ilgili. Bu tepkiler bana enerji veriyor.

Bayrampaşa’da doğup büyüdünüz. Dizideki ‘Reha’ size yakın birkarakter mi?
Evet, yakın tabii ki… ‘Reha’ bana Bayrampaşa’daki samimiyeti, ilişkilerin temizliğini ve sıcaklığını hissettiriyor. Karakteri kendime duygu olarak yakın hissediyorum. İşin teknik tarafı biraz zor tabii çünkü çocukluğunuzdan beri yaşadığınız duyguları, kamera karşısında yaşatırken zorlanıyorsunuz.

‘Reha’yla benzer özellikleriniz neler?
Küçükken abim ve onun arkadaşları ile çok zaman geçirirdim. Aralarındaki en afacan bendim. ‘Bize çay getir’, ‘Bize su getir, götür’ gibi sözler duydum hep. Şimdi de dizide babadan fırça yiyorum.

HAYALİM FİLM PROJESİ
Dizide eli silahlı birini canlandırıyorsunuz…
Biz senaryo gereği oyun oynadığımızı düşünüyorum. Oyunun kuralı gereği silah kullanmak zorundayız. Tabii ki bunlar mesleğin zor tarafları, oyunculuk her rolü oynayabilmeyi gerektiriyor.

Sizin için ‘Arda Turan’ın torpiliyle diziye girdi’ denildi. Kendiniziekranda ispatladığınızı düşünüyor musunuz?
Ben verilen emeğe saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum ve böyle davranıyorum. Torpil bir yere kadar idare eder; bu göreceli bir şey sonuçta. Torpil ile gelsen en fazla birkaç ay sürüyor, zaten sonrasında yapamadığın ortaya çıkıyor. Ben hayatımda olan doğru ağabeyi en iyi şekilde kullanmaya çalışan bir insanım.

Oyunculuk anlamında kendinizi geliştirmek için neler planlıyorsunuz?
Oyunculuk için ne kadar eğitim almak, ne kadar çok çalışmak ve mücadele etmek gerekiyorsa yapıyorum. Fakat şu anda en güzel eğitimi sette aldığımı düşünüyorum. Oktay Kaynarca ve Turgay Tanülkü gibi üstatlardan yeni şeyler öğreniyorum. Bir süre Madrid ve Barcelona’da yaşadım. Orada her fırsatta tiyatro izledim, en güzel yerlerin tiyatro salonları olduğunu gördüm. İleride yurt dışında tiyatro eğitimi almayı çok istiyorum.

Kariyeriniz ile ilgili hayaliniz nedir?
En büyük hayalim; Raci Şaşmaz ve Bahadır Özdener’le bir film projesi yapmak. Ülkeme hizmet edecek, ülkemi en iyi ve en doğru şekilde temsil edecek projelerde yer almayı çok isterim.

Diziye dahil olduktan sonra semtinizde neler yaşandı?
Dizi başladığında Bayrampaşa’da trafiğin azaldığını iyi biliyorum; diziyi çok seviyorlar.

TATLI SERSERİYİM
Çocukluğunuzdan bahseder misiniz? Mesela kavgacı biri miydiniz?
Ruhumda biraz da olsa hovardalık var, hani güncel hayatta tatlı serserilik dediğimiz türden. Hayatımda hep kontrollü ve dikkatli olmayı tercih ettim. İçimizden gelen Bayrampaşalılık var tabii ki. Zaten ağabeyimde de bunu net şekilde görüyoruz.

Arda Turan’la abi-kardeş ilişkiniz nasıl?
Anneme, babama ve özellikle abime düşkünüm. Küçük yaştan beri onunla fazla zaman geçirme fırsatım olmadı. Abim küçük yaştan beri çalıştığı için onu hep bekledik, geldiği zamanlarda az vakit geçirdik. Bu konuda hassasiyetim var. Aramızda hep bir hiyerarşi vardır; abim benim büyüğümdür ve ne derse o olur. Onun uyarısını dikkate alırım, sözünün üstüne söz söylemem. Ondan biraz çekinirim. Küçükken beni birkaç kez kavgadan kurtarmışlığı da var.

Hayatınızda unutamadığınız olumlu ve olumsuz iki anı söyler misiniz?
Olumlu anlamda; Atletico Madrid’in, lig şampiyonu olduğu maça gittim. Abim o maçta ülkemizi çok güzel bir şekilde temsil etti. Maç sonrasında ona önceden getirdiğimiz Türk bayrağını verdik. Aramızda tel örgü olmasına rağmen sarıldık ve dakikalarca ağladık. Olumsuz anlamda ise Real Madrid ile oynanan şampiyonlar ligi finalini söyleyebilirim. Atletico Madrid’in bitime bir dakika kala yediği golde yıkıldık. Dakikalarca ağladım.

YAŞAYACAK VE ÖLECEK BAŞKA VATANIMIZ, TOPRAĞIMIZ YOK!
Bu sezon dizide 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimini de işlediniz. Neler söylemek istersiniz?
Öncelikle Allah’ım bir daha o günleri yaşatmasın. Ben o gece yoldaydım, iş için bir yerden dönüyordum ve köprüye yakın mesafedeydim. Olayın ne olduğunu anlamadım. Babamı arayıp durumu sordum. Darbe girişimi olduğunu, dikkatli ve sabırlıolmamız gerektiğini söyledi. Herkesi Ay yıldızlı bayraklar ile görünce, gecenin geç saatlerine kadar ben de birkaç arkadaşım ile orada bulundum. Zaten bir yere gidecek durumda ve hissiyatta değildik. Oradaki kalabalıktan böyle bir şeyin olamayacağını anlamıştım. İnsanların canı pahasına yürüdüklerini gördükten sonra,‘Kimse bir şey yapamaz’ dedim. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun, içimiz kan ağlıyor, asla ve asla yıkılmayacağız. Yaşayacak başka toprağım ve vatanım yok. Başka ölecek toprağım ve vatanım da yok!Korkmuyorum. Çıkıp geziyorum, normal hayatımı yaşıyorum ve yaşamaya da devam edeceğim. Yaşanan bu olayda yapımcımız Raci Şaşmaz’a çok teşekkür ederim. Biz ekip olarak bir duruşumuz olduğunu gösterdik. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.

ANNEM ARTIK ABİMİ DEĞİL BENİ İZLİYOR
Ailenizle bir arada olunca neler yapıyorsunuz?
Aile bağlarımız çok kuvvetli, aile ortamımız her zaman sıcak ve huzurludur. Bir gün anneme şu soruyu sordum: “Eğer aynı anda maç ve dizi olsa hangimizi izlersin?” Annem, “Biz ağabeyini hallettik, artık senin dizini izleyeceğiz, sıra sende” dedi. Ailemizde o kadar sıkı bir kenetlenme var ki, bir gün annem dizideki vurulma sahnemi izleyip ağlamış. Eve geldiğim zaman “Çok gerçekçi olmuş” dedi. Annemin ve babamın mutlu olduğunu hissediyorum, biraz da her şey onların mutluluğu için.

‘REHA’ BENİM EN YAKIN ARKADAŞIM?
Canlandırdığınız ‘Reha’yı anlatır mısınız?
‘Reha’yı çok seviyorum, benim en yakın arkadaşım oldu. Çok sevdiğim ve hayal ettiğim işi yapmaya başlayınca mutlu oldum. Benim için en önemlisi de ilk kez bu kadar ciddi bir projenin içinde yer almak oldu. Üstatlar ile oynuyoruz, onların arasında olmakbüyük bir avantaj. ‘Reha’yı doğru şekilde ortaya çıkarana kadar zor bir süreç geçirdim. Kendimi beğenmediğim, stres ve sıkıntı yaşadığım anlar oldu. Bunları üstatlarım ile paylaştım, OktayAğabey’e (Kaynarca), yönetmene sordum ve üstesinden geldim.