Güneş gazetesi yazarı Aybars Hünalp, haftalık köşe yazısında yine ilginç konulara değindi:
YAZ KIZIM, 200 TORBA ÇİMENTO, 20 KAMYON ÇAKIL!
İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya’da şampiyonluk yarışı erken koptu. Geçtiğimiz hafta sonunda Premier Lig’de Manchester City de resmi olarak şampiyonluğunu ilan etti. Bizde ise G.Saray’ın Başakşehir’i yenmesiyle son yıllarda görmediğimiz şekilde 4 takım şampiyonluk potasında son düzlüğe giriyor.
*
Heyecanı fevkalade bir maçtı G.Saray-Başakşehir. Mariano’nun golü de keza öyle. Avrupa’daki medeniyet anlamında imrendiğimiz sahneler yaşadık. Nasıl mı? Maçta atılan müthiş golün keyfinin yanı sıra sadece Emre Belözoğlu’na bakmanız bu farkı ve güzelliği anlamak açısından yeter de artar.
*
Öğrenmenin ve gelişmenin yaşı yok demişler. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken tribün ve saha içi terörü yaşadığımız dönemlerden birinde maçlarımızda uçuşan pet şişeler, sahalara atılan meşaleler, maç önü ve sonu kavgalar, otobüslerin camlarını indirmeler, seyirci yasakları, yöneticilerin maç önü ve sonu tahrik edici demeçleri… Hatta düşünün ki Passolig’in bile bireysel ceza değil hala tribünlerin tamamını kapatmaya ceza kestiği akıl almaz yıllar. Kuralsızlığın sürüp gittiği bu yıllarda Emre Belözoğlu da dönemin saha içindeki başrol kahramanlarındandı. Düşünün, basın tribününe dönüp “boğazını keserim” işareti yaptığı günler. Agresif tavırları, hakemleri azarlamaları, sürekli bir isyan hali. Derbilerdeki yaşananlar, kırmızı kartlar, futbol dışında konuşulan her şey.
*
Daha dün gibi hatırlıyoruz neredeyse değil mi yukarıda yaşananları?
Pazar gününe geldiğimizde ne gördük? O kavga eden, sahanın içini karıştıran, herkesi azarlayan adam gitmiş; yerine dünya iyisi yardımsever bir melek gelmiş. Eskinde boğazını keserim diyen adam, tam tersine insanlığın iyiliği hürmetine “reçete” yazar hale evrilmiş. Maçın atmosferini, kritiklik seviyesini, şampiyonluk yarışında bir mihenk taşı olmasını bir kenara bırakıp insanoğlunun yardımına koşmak için tribünlere dönüp eliyle tek tek yazıp işaret ediyor. Yüce insan!
*
Bir Atıf Yılmaz filmi… Sene 1979… Şener Şen, Perran Kutman, Nevra Serezli, Levent Kırca başrollerde… Malumunuz Şener Şen, her haltı yiyor filmde… Sonra da hanıma yakalanınca: “Yaz Kızım, 200 Torba Çimento, 20 Kamyon Çakıl!”
*
Kıssadan hisse… İliklerimize işleyen kuralsızlık, ceza tanımaz ve etik bilmez yaklaşımlarla iflah olmayız vesselam…
ESKi DOSTLAR
İki meslektaşım Faik Gürses ve Gürel Yurttaş “Eski dostlar eski anılar “kitabına imza attı. Kitap tam bir başucu kitabı ikisini de kutluyorum.