Anayasa Mahkemesi basın çalışanlarını ilgilendiren iki önemli karar aldı.
Bakırköy 13. İş Mahkemesi, baktığı bir davada uygulama konusu olan gazetecilerin fazla mesai ücretlerinin işveren tarafından zamanında ödenmemesi durumunda, ödenmediği her gün için yüzde 5 faiz uygulanacağına ilişkin kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi de kuralın Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermişti. Yüksek Mahkemenin kararının gerekçesi Resmi Gazetede yayımlandı.
Gerekçede, ülkede reel enflasyon ve yasal faiz oranları dikkate alındığında, günlük yüzde 5 fazla ödemenin yılda yüzde bin 825 oranına ulaşabildiği belirtildi.
Fazla çalışma ücreti alacağı ile yüzde 5’lik fazla ödemeye ayrıca yasal faiz uygulanabileceği ifade edilen gerekçede, “Gazetecinin fazla çalışma ücretini korumak, elde edemediği fazla çalışma ücretinin zamanında ödenmesini sağlamak için kuralla getirilen ekonomik tedbirin ağırlığı dikkate alındığında, böyle bir ödemeye karar verildiğinde ulaşılan miktar, işverenin ekonomik varlığını ve geleceğini ağır bir şekilde etkileyebilecektir. Açıklanan nedenlerle kuralla teşebbüs ve çalışma özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olduğu ve bu nedenle kuralın ölçülülük ilkesini ihlal ettiği anlaşılmaktadır.” denildi.
Gerekçede, diğer iş kollarına göre farklı çalışma tarzı ve demokratik bir toplumda sahip olduğu önemli rol nedeniyle gazetecilerin ücret alacağının teminat altına alınması amacıyla özel düzenlemeler yapılmasının kanun koyucunun takdirinde olduğu ifade edildi. Ancak, kuralla fazla çalışma ücreti olarak ödenmesi gereken çok yüksek meblağların ortaya çıkmasının hukuk devletinin gereklerinden olan adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle de bağdaşmadığı belirtildi.
Kuralın, basın sektöründe çalışanlar için diğer çalışanlara göre nesnel ve makul bir nedenle de olsa orantısız bir farklı muamelenin getirilmesine yol açtığı kaydedilen gerekçede, kuralın eşitlik ilkesiyle de bağdaşmadığı vurgulandı.
GAZETECİLERİN YIPRANMA HAKKI
Habertürk’ün özel haberine göre, Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazetede yayımlanan diğer kararına göre, İstanbul 22. İş Mahkemesi, baktığı bir davada uygulama konusu olan “basın ve gazetecilik mesleğinde basın kartı yönetmeliğine göre basın kartı sahibi olmak suretiyle fiilen çalışan sigortalılara çalışma sürelerinin her 360 günü için 90 gün sayısının fiili hizmet süresi zammı olarak ekleneceğini” öngören kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Anayasa Mahkemesi, gazeteciler için uygulanacak fiili hizmet zammının (yıpranma payı) sadece basın kartı sahibi gazeteciler için uygulanmasını öngören kanun hükmünü iptal etti. Yüksek Mahkeme, iptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.
Gerekçede, itiraz konusu kuralla basın ve gazetecilik alanlarında çalışan sigortalıların fiziksel, ruhsal ve fizyolojik bakımlardan insan sağlığını olumsuz etkileyen ağır ve yıpratıcı koşullar altında çalıştıkları, bu nedenle fiili hizmet zammı hakkından yararlandırılmalarının kabul edildiği aktarıldı.
Kanun koyucunun, kural ile basın ve gazetecilik mesleğini icra edenlerin fiili hizmet zammından yararlanabilmeleri için bu kişilerin ayrıca basın kartı sahibi olmaları koşulunu aradığı belirtilen gerekçede, böylelikle bu haktan sadece basın kartı sahibi kişilerin yararlanabileceği öngörülerek sosyal güvenlik hakkına sınırlama getirildiği kaydedildi.
Kuralla fiili hizmet zammından yararlanacak basın kartı sahiplerinin tespitinin Basın Kartı Yönetmeliğine bırakıldığı, fiili hizmet zammının uygulanacağı çalışanların belirlenmesinde temel esaslar ve ilkelerin kanunla düzenlenmediği ifade edildi.
Gerekçede, “Bu konudaki düzenleme yetkisinin yönetmelik aracılığıyla yürütme organına verildiği kaydedilen gerekçede, basın kartının niteliği, ne şekilde verileceği, kartın verileceği kişilerde aranacak şartları içeren temel ilkelerin hakka keyfi şekilde müdahale edilmesini önleyecek şekilde kanunla açık bir şekilde ortaya konulması gerekir.” denildi.
Kuralın iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edecek nitelikte görülmesi nedeniyle iptal hükmünün 9 ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görüldü.