Galatasaray’ın eski başkanı Ünal Aysal, Genel Kurul’da açıklamalarda bulunuyor.
“Galatasaray’a başkan olma kararı verdiğim gün açıkladığım bazı prensipler vardı. Şeffaflık en önemlisiydi. Bugün bu nedenle bu kadar burada rahat konuşma yapabiliyorsunuz. Galatasaray için gerçek fayda şeffalıktan geçiyor. Marka değerinin üzerine yatırım yapılmasını söyledim. Şu anda değerimiz ortada. Galatasaray için Avrupa’nın 17 büyük takımı arasında diyebiliyoruz. Durduk yere Avrupa’nın 17. büyük takımı olamazsınız. Küçülerek hiçbir kulüp istikbalini bulamaz.”
“Hisse senetlerinin değerinin düşmesinin sorumlusu Ünal Aysal ve yönetimi değil. 2010’da alınan şirket birleşmesi kararıdır. Bütün hisse senetleri 3 Temmuz’dan dolayı düştü. Bizim biraz daha fazla düşmesinin sebebi şirket birleşmesidir.”
“Kimse bana servet vermedi. İşi devraldığımda bir masa ve bir boş kasa vardı. Biz risk altındayız, batıyoruz, öldük diye bir şey yok. Bilakis bütün rakamlarda iyileşme var.”
RAKiPLERiMiZiN ARKASINDA EZiK DURUYORDUK!
“Galatasaray başarıya aç ve susamış bir camiaydı 2011’de. Herkes tek şeyi düşünüyordu. O da başarı. Rakiplerimizin arkasında ezik ve başımız yere bakar şekilde duruyorduk. Futbolda 5.lik ve 8.likle geldiniz. Bu bir başarı mı?”
“Transferlere ödenen bedeller… En başarılı senemizde 118 milyon dolar ödenmiş. Son sene o paraların toplam bedelin yüzde 25’i ödenmiş. Çünkü yeni yabancı kuralı nedeniyle teknik direktörler ona göre bizden çözüm istemiştir. Transfer ettiğimiz oyuncuların hepsi teknik direktörlerin tavsiyeleri sonucunda geldi.”
BAŞARILI OLMANIN BiR BEDELİ VAR
“Bizim kupalarımızı, başarılarımızı teker teker saymamıza gerek yok. Biz bunun için geldik. Sloganımız “başarı”ydı. Biz başarılı olmak için gelmiştik. Bunların bir bedeli vardı ve bunlar ödendi”
“Biz fikri hür, vicdanı hür olan Tevfik Fikret’in evlatlarıyız. Bu genel kurul bu bilnçte olduğu sürece Galatasaray’a karşı hiç kimsenin gücü ve yaptırımı olmayacaktır. Benden sonra gelecek arkadaşlara da en büyük tavsiyem bildikleri yolda devam etmeleridir. Bizim en büyük hatamız kurallara aşırı derecede güvenmek oldu. Galatasaray terbiyesi bize bunu öğretti.”
BASKETBOL ŞUBESİ ŞİRKET OLMALIYDI
“Kulübün çıkışı ve bugünkü sorunların çözümü mümkün. Biz bunların çalışmalarını yapmıştık. Ayrılırken sayın başkanımıza da dosya içinde ilettim. Galatasaray’ın Riva’yı falan satmadan yoluna açık bir şekilde yürümesi son derece mümkün. Bu önerilerin biri basketboldu. Basketbol, tüm dünyada artık ciddi ve profesyonel bir branş. Bizim basketbolumuz bir şirket olarak çalışıp kendi imkanlarını yaratacağına bütçesini kulüpten çekiyor. Siz bunu şirket haline getirdiğiniz vakit tüm giderleri karşılaşma imkanınız oluyor. Aylarca çalıştık. Yurtdışına gittik, görüştük ve araştırdık. Basketbol şubesinin Basketbol A.Ş.’nin altında toplanması gerektiğine inandık.”
“Bana olan güvenin kaybolmuş olduğunu hissettim. Kulübün geleceğini düşünerek istifa kararı aldım. Hiçbir şeyden korkum yok. O korkum olsaydı 2011’de çok kötü şartlar altında kulübü alıp 3.5 sene sırtımda taşımazdım.”
“Oylamaya gitmeyin. İki ayrı ibra yapalım. İki ibrayı ben kabul ediyorum. Benim arkadaşlarım da kabul ediyor. Değerli dostlarım, Allah Galatasaray’a zeval vermesin. Allah boynunuzu aşağı eğdirmesin.”