Türk Spor Ajansı’nın kurucusu Erdoğan Arıpınar, 40. yaşını kutlayan ajansın öyküsünü kaleme aldı:
Bir Bab-ı Ali hikayesi. TSA’nın tarihi
Ekimin ilk haftasında bu TSA’nın web sayfasında renkli bir haber yayınlandı, ‘Türk Spor Ajansı 40. Yılında’ diye. Ben de ellerimde doğan TSA’nın hikayesini yazayım dedim.
Bab-ı Ali hayatımda en verimli ve en mutlu günlerimi geçirdiğim, Türkiye’nin tek gerçek gazete sahibi Haldun Simavi’nin tirajı 1.5 milyona ulaşmış olan Günaydın’ın son yıllarında; vefası az olan bu basın dünyasında “Gelecekte tutunacak bir dalım olsun” diye. Günlük olarak yayınlanacak ilk ajans olan Türk Spor Ajansı’nı sevgili eşim Ayten’in adına kurmuştum. Bab-ı Ali’de ilk spor ajansı adını taşıyan atağı yapanlar bugün hepsi rahmetli olan Nuri Bosut, Cem Atabeyoğlu, Atıf Sakar ve Cem Başar idiler. Spor Haberleri Ajansı olarak kurulan ajans çok kısa ömürlü olmuştu.
Cumhuriyet Gazetesi’nde çalıştığım yıllarda bir arkadaşımla ASA (Anadolu Spor Ajansı) adıyla bir atılım yapmaya kalktık. Amma o da çok kısa sürdü. 1982’de kurduğum o günlerde teksirle basılan, faksla yollanan Türk Spor Ajansı ise devlet tarafından tanınan, kendi binası, kendi teknik grubu ve de ona gönül verenlerin çalışması ile bugün 40 yılına bastı. İlk olarak Tanrıya şükran borçluyuz. Sonra bugün sevgi ve rahmetle andığımız Emin Olcay, Ömer Arkın ve Ayhan Yarkın başta olduğu halde; hem orada yetişen, hem de emek veren Haldun Domaç, Hüseyin Sakarya, Hüseyin Öztunç, Tuncer Cebeci, Hamit Turhan, Rahman Sağıroğlu, Ahmet Bilici, Fatih Kuşçu ve adını birden hatırlayamadığım kardeşlerimi sevgi ile anıyorum… Bugün, TSA Günaydın’daki vefakar arkadaşlarımdan Remzi Yılmaz’ın başında olduğu seçkin ekiple, Fair Play için bulduğum İyiye, Doğruya, Güzele sloganına uygun düzenle, ülke sporuna hizmet ediyor. TSA’nın, haber ekibi ve yazar grubu kaliteli, bağımsız, sözünü esirgemeyen arkadaşlarımızdan oluşuyor. Tanrı Türk adını gururla taşıyan Ajansımızın yolunu açık etsin.