Galatasaray, Sivasspor ile deplasmanda 1-1 berabere kalırken Bülent Tuncay maçı Karar için yorumladı:
Bu tempoyla olmaz
Fenerbahçe’nin vites yükseltip, 5’er, 7’şer gollü galibiyetler aldığı bir süreçte Galatasaray’ın düşük tempolu oyunu sorun olabileceğinin işaretlerini veriyordu. Sarı- Kırmızılılar ligde geçen sezonki gösterişli futboluna hala ulaşamamıştı. Buna, ilk 11’de oynama alışkanlığı olan 7 eksik de eklenince Galatasaray için soru işaretli ile dolu bir deplasmana dönüştürdü Sivasspor maçını.
Okan Buruk, beklerde mecburiyetten iki genci kullandı. Sağda Ali Turap, solda Kazımcan vardı. Santrforda ise Halil Dervişoğlu. Üçü de beklenen katkıyı vermekten uzaktı. Bekler hücumda yok gibiydi, oysa Galatasaray oyun planında beklerin ataklara katkısı çok önemlidir. Galatasaray’a ikinci gelişinde ilk dönemini aratan bir performans gösteren Halil de, iç saha maçından sonra kontratağa daha uygun olan deplasman maçında da fark yaratmaktan uzaktı. Maçın uzatmalarında, Ali Şaşal’ın son anda çıkardığı şut dışında takım oyununa katkısı yok denecek kadar azdı.
Aslında Galatasaray maça iyi başlamış ve rakibi üzerinde baskı kurmuştu. Sivasspor pozisyon bulmayı bir kenara bırakın, kendi yarı alanından çıkamıyordu. Galatasaray Mertens’in önderliğinde rakip kaleyi hataya zorlamaya devam ediyordu ancak golcüler suskundu. Halil’den beklenti zaten yüksek değildi ama kanatlardaki golcü isimler Zaha ve Kerem’den de ses çıkmıyordu. Kerem ve Mertens’in direkten dönen topları Sarı- Kırmızılı takım adına şanssız anlardı.
Sivasspor, konuk ekibin baskının ancak ilk yarının sonlarına doğru kırabildi. Bu bölümde rakip kalede görünüp gol pozisyonları üretmeye başladı. Tam maça denge geldi derken de Galatasaray’ın golü geldi. Zaha’nın pasında topun üstünden atlayan Mertens rakip savunmayı şaşırttı, Kerem Demirbay da düzgün bir vuruşla Galatasaray’daki ilk golünü attı.
Galatasaray maçın ikinci yarısında da topu kontrol eden taraftı ama temposu düşmüştü. 1-0’ı koruyabileceğini düşünerek oyunu soğutuyordu ancak maçın bitiş düdüğüne de uzun bir zaman vardı. Sivas’a gelene kadar son 6 maçta sadece 1 gol yiyen (O da penaltıdan) Aslan savunma sistemine güveniyordu. Dar bir kadroya sahip Sivasspor’un da golü bulması biraz tesadüflere bağlı gibiydi. O tesadüf maçın son dakikalarında geldi, Kerem Demirbay’ın eline çarpan toptan doğan penaltıyı Koita gole çevirince Galatasaray ummadığı bir puan kaybı tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Sarı- Kırmızılılar uzatmada rakip kaleye yüklendi ama kaleci Ali Şaşal’ın üst üste kurtarışları galibiyet golüne izin vermedi. Tabii Galatasaray lehine bir penaltıyı süzemeyen orta hakem ve uyarmayan VAR odasının dikkatsizliğini de unutmamak gerekiyor. Ancak bu, kaybedilen puan için mazeret değildi, Galatasaray’ın oyununu geliştirip daha üretken olması gerekirdi.
Galatasaray, Fenerbahçe ile kıran kırana geçen yarışta yara aldı ama daha çok da ders aldı. Düşük tempoyla ve riskli skorla her maçı kazanamayacağını gördü.
Son bir söz de Kerem Aktürkoğlu’na söylemek gerekir. Sahadaki performansından bağımsız olarak önemli olan sahada kalmaktır. Rakibin ayağına bastığı için ikinci sarıdan kırmızı gördü. Çıkarken de hakeme isyan ede ede çıktı, onu Okan hoca bile sakinleştiremedi. Oysa daha dikkatli olmalıydı, ilk sarı kartı da hakeme itirazını uzatması nedeniyleydi. Tecrübeli bir futbolcu hakemle değil topla oynamayı öğrenmeli.