Bülent Boğ, Avusturya- Türkiye maçını Futbolmedya için yazdı:
Bu tokat unutulmaz
Sağnak yağmur altında, çılgınca bir tempoda oynanan, tribünlerin inlediği maç vardı Leipzig’de. Artı grup maçlarından bambaşka bir Türk Milli Takımı.
Ay-yıldızlılarımız neredeyse kusursuz oynadığı son 16 turu maçında Euro 2024’ün sükse yapan takımlarından Avusturya’yı büyük bir hüsrana uğratarak 16 yıl sonra Avrupa Şampiyonasında çeyrek finale çıktı.
Sahaya çıkan ay-yıldızlılarımızın hepsi birer kahraman gibi övgüyü hak ediyor. Türkiye’ye yaşattıkları mutluluk için ne kadar gurur duysalar yeridir.
Bu başarının mimarlarından biri de teknik direktör Vincenzo Montella. İtalyan teknik adam aynı zamanda hazırlık maçı da olsa bir kaç ay önce Avusturya’dan alınan kariyerinde kara bir leke olarak gördüğü 6-1’lik yenilginin rövanşını da almanın huzuru içinde.
Hepsi birer kahramandı dedik ama iki isme ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bunlardan biri maçın daha 57. saniyesinde şampiyona tarihini en erken golünü atan Merih Demiral’dı. Merih ilk dakika içindeki golüyle turun müjdesini verir gibiydi. Ardından adeta bir roket gibi yükselerek vurduğu kafayla farkı ikiye çıkarırken yüreklere de su serpti. Golleri yanında savunmada da kilit isimler arasındaydı.
Gelelim ikinciye… O bir kaleci ki maçın iki kritik kurtarışına imza attı. İkisi de devrelerin sonunda yanma anlarındaydı. Mert Günok ilk yarın sonunda Arnautovic’in vuruşunda harika bir kurtarışla soyunma odasına 1-0 önde gitmemizi sağladı. Geceye asıl damga vurduğu an ise Baumgartner’ın 90+4’deki kafa vurşunda ters ayakta yakalandığı anda örümcek adam gibi uzanarak ağlara yönelen topa attığı tokattı. Avusturya’nın maçı uzatmaya götürme şansını bitiren Mert’in o tokatı atan sağ eli yıllar boyu unutulmayacak.
Ne garip değil mi, bize Avusturya karşısında çeyrek final yolunu açan iki isim de eleştirdiğimiz savunmamızdandı. Bu aslında bize de mi yoksa başkasına da mı bir tokat!
Savunmamız dün akşam kusursuza yakın oynadı ancak ilk golümüzden 20. dakikaya kadar ve maçın son 20 dakikası kalemizin önünde sahanın dörtte birinde savunmaya çekilince çok zorlandık bunaldık. Ancak bu anlayışı önceki maçlarımıza göre çok azalttık. Hücumda daha akılllı organize olduk, hızlı adamlarımızı iyi toplarla buluşturduk. Yukarıdaki iki bölüm hariç sahanın her yerindeydik ve en önemlisi, her bir futbolcumuz hırslı, istekli ve mücadeleci tam bir takım ruhu yakalamış havadaydı.
Milli Takımımız yavaş yavaş ama hatalardan arınarak havasını buldu. Artık Hollanda düşünsün.