Türkiye gazetesi yazarı Hasan Sarıçiçek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum‘u yazdı:

Bu yaklaşım olimpiyat getirir

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum beyefendinin faaliyet ve söylemlerini büyük bir dikkatle takip ediyorum. 
Niçin mi; her söyleminde, her icraatında “Daha temiz bir çevre, yaşanabilir bir dünya ve yarınları daha güzel bir Türkiye hayali”nden söz ettiği için. Ne muazzam bir bakış açısı bu; insana, canlıya ve doğaya yapılabilecek hizmetler. 
Teşekkürler Sayın Bakanım. Bir KOAH hastası olarak bu çabanızı oldukça önemsiyorum ve daima yanınızda olduğumu ifade ediyorum. 

SPOR VE ÇEVRE İLİŞKİSİ

Diyeceksiniz ki; “Spor ve çevre ne alaka?” 

Hayır, öyle düşünmeyin. 

Spor organizasyonlarının en üst organizasyonu tartışmasız olimpiyat oyunlarıdır. Bir şehre olimpiyat oyunları verileceği vakit, o ülkenin olimpik insan kaynağı, olimpik kültürü, o şehrin organizasyon tecrübesi ve kabiliyeti yanında güvenlik, ulaşım, konaklama, ağırlama ve yüksek teknoloji gibi üstünlüklerine bakılır. 
Daha da önemlisi oyunları almak isteyen şehrin çevre temizliği ve iklim değişikliğine ne kadar önem verdiğine dikkat edilir. Örnek mi? 
İstanbul, 2000 Olimpiyat Oyunları’na ilk defa aday olduğunda IOC’nin ön komisyonları; diğer saydığım unsurlardan önce önümüze yüzde 81’e ulaşan hava kirliliğini engel olarak koyup, “Bunu nasıl önlemeyi düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltmişlerdi.  

Niçin biliyor musunuz?

SPOR RUH VE BEDEN SAĞLIĞIDIR

Spor, içinde performansa dayalı uluslararası rekabet içerse de, endüstriyel anlamda devasa bir güç, temsil, tanıtım ve diplomaside inanılmaz bir etkiye sahip olsa da aslında ruh ve beden sağlığıdır, spor. Hayatta en değerli şeyin insan varlığı olduğunu düşünecek olursak çevre temizliği ve iklim değişiklerinin insan hayatını nasıl derinden etkilediğini daha iyi anlarız. 
Bakın küresel ısınma sebebiyle Şili’de balıklar karaya vuruyor… Dünyada orman yangınları artıyor, buzullar eriyor ve denizin suyu yükseliyor… Küresel ısınma insan ve canlılar için ciddi tehditler oluşuyor. Daha açık söylemek gerekirse BM raporuna göre küresel ısınmanın önüne geçilmezse bazı bölgeler yaşanılamaz hale gelecektir. 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KRİZİ!

Devletlere, bu yönde çok büyük görevler düşüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu manada saygı duyulacak hizmetlere öncülük ediyor. Bakan Murat Kurum ve çalışma arkadaşlarını yürekten kutluyorum. 
Neden mi?
Düşünün Türkiye geçen Temmuz ayında son 50 yılın en sıcak günlerini yaşarken dünyada son 200 yılda sadece 1 derece sıcaklık artışından dolayı inanılmaz yıkımlara yol açan iklim değişikliğinin eğer önüne geçilmezse “Sağlıklı kafa sağlıklı vücutta bulunur” sözü anlamını kaybedecektir. O yüzden tehlike kapıya dayanmadan tedbir almak zaruret haline gelmiştir. 

PARİS ANLAŞMASI’NDAN ÖTE

İnsan ve çevre sağlığını iyileştirmek, su kaynaklarını korumak, iklim değişikliği krizinin önüne geçmek, ekosisteme katkı anlamında, Sıfır Atık Mavi seferberliğiyle deniz kirliliğini önleme, poşet ve pet şişe kullanımını azaltmak, Geri Kazanım Katılım Payı uygulaması ile yüzde 17’leri bulan atıkları geri dönüştürme. Özellikle yenilenebilir enerji ile karbondioksit salınımını düşürmek ve 81 ilde 81 millet bahçesi ile ağaçlandırmaya gitmek suretiyle sera gazı emisyonunu önlemek için yapılan atılımlar takdire şayan bir durumdur. Diyeceğim o ki; Paris Anlaşması’ndan daha öte olan bu güzel çabalar sürdürebilir hâl aldığında emin olun olimpiyatlar da gelir, oyunlar da.

Önceki İçerikBurhaniye’deki 11 katlı otel ve İbrahim Tatlıses’in AVM projesi sivil toplum kuruluşlarının tepkisine neden oldu
Sonraki İçerikTFF önünde ceketini yakan gazeteci Göktuğhan Argın’a 2 yıl hapis cezası

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz