Fenerbahçe- Gökhan Gönül maçıydı
Stat hınca hınç dolu. Aziz Yıldırım’ın bir ara takıntı haline getirdiği koridorlar bile.
Kadrolar da Türkiye’nin en iyileri. Kanat oyuncuları, oyun kurucuları.
Hocalar da tecrübe timsali.
Doğal olarak beklenti de büyüktü. Ama ilk yarıda dağ fare doğurdu. İki takım adına da tek bir isabetli şutun atılmadığı, temponun düşük kaldığı vasat bir 45 dakikaya mahkum kaldık futbolseverler olarak.
Beşiktaş’ın ve Fenerbahçe’nin hafta içinde çok önemli maça çıkacak olmaları, telafisi olan bir maç olan derbiyi ikinci plana atmış olabilir ama ilk yarıdaki kadar kötü bir futbolu da beklemiyordum doğrusu. Koca 45 dakika Fenerbahçe tribünleri ile Gökhan Gönül arasında geçti. Fenerbahçe taraftarı, Gökhan’ın gidişini, daha çok da gidiş şeklini affetmemişti. Ama tepkisindeki toz da biraz yüksekti. İkinci yarıda Gökhan’ın sırtına gelen nir cismin çılgınca alkışlanması anlaşılır gibi değildi.
Devrede ‘Bu kadar vasat futbol ayıp oluyor’ demiş olacaklar ki tempo bir nebze olsa da arttı. Aatıf’ın yerine giren Volkan maça bir canlılık getirdi. Şenol Güneş 60.dakikada Quaresma’yı alıp Aboubakar’ı sokarak hamlesini yaptı. Aslında kupa maçındaki performansı nedeniyle dün derbide oynayan Kerim’i çıkaracaktı ama kırmızı karta çok yaklaşan hırçın Q7’yi tercih etti. Bu hamle Fenerbahçe lehine dönen maça yeniden denge getirdi. Ancak her iki takımın da beraberliğe razı görüntüsü maçı yeniden ilk yarıdaki al gülüm- ver gülüm paslaşmalarına çevirdi. 75’te Lens’in girmesi maça tekrar bir canlanma getirdi ama bu ateş de saman alevi gibiydi.
Maçı şöyle özetleyeyim, Lig TV’nin ‘Maçın adamı’ soru kağıtları dağıtılır Basın Tribünü’nde. Yazacak öne çıkan bir tane figür yoktu.
BÜLENT TUNCAY- karar