Fenerbahçe’nin Karabükspor’u 5-0 yendiği karşılaşmayı Karar Gazetesi Spor Müdürü Bülent Tuncay değerlendirdi.
İşte o yazı;
Fenerbahçe bu sezon sürprizlerle dolu. Nerde neler yapacağını kestiremiyorsunuz. Dün de öyle bir maçtı. Sezonun 9. haftası, hala arayışta olan bir Fenerbahçe var sahada. Düne kadar Advocaat’ın yüzüne bakmadığı, 18’e almadığı, Avrupa listesine yazdırmadığı Aatıf 10 numara pozisyonundaydı. O da şaşkındı, arkadan gelen Josef’in, yeniden forvete geçen ama ‘bir eli’ orta sahada ola. Van Persie’nin desteğine rağmen bu mevkide sırıttı.
İlk yarıda ne yaptığını bilen futbolcu sayısı çok değildi. Olanların başında ise Van Persie vardı. Penaltı golünün yanı sıra Skrtel’in attığı golün hazırlayıcısı da oydu. İlk 45 dakikanın uzatmalarında gelen gol, ligin ilginç takımlarından biri olan ancak 10 kişi kalınca direnci kırılan Karabük’ün gardını iyice düşürdü. Kısacası ilk yarı Van Persie’nin yarısıydı.
İkinci yarı ise farklı bir Fenerbahçe vardı. Aatıf’ın oyun kuruculuktaki yetersizliğini aşmak için yükü kanatlara dağıttı Advocaat. Ve hemen sonuç aldı. Şener’in son çizgiye inip Van Persie’ye adrese teslim gol pası çıkarması farkın kapısını da açtı. ‘Kanat’lanan Fenerbahçe kolay bir galibiyete uçtu.
Van Persie geldiği günden bu yana belki de en iyi maçını oynadı. 4 golde katkısı vardı. Lens ve Volkan Şen az ama öz oynadı, nasıl tehlikeli silahlara dönüştüklerini gösterdi.
Fenerbahçe için bu galibiyetin aslında anlamı büyük. Seyircisi tribünden çekilmiş, 10 numarasını bulamamış, ritmini tutturamamış bir takım farklı galibiyetle derin bir oh çekti. Eğer tersi bir durum olsa ve Karabük bu sezon konuklarına bonkör davranan Ülker Şükrü Saracoğlu’ndan puanla ayrılsaydı belki de Mayıs 2018’den çok önce Ali Koç ismini duymaya da başlardık. Aslında kazanan bir açıdan da Aziz Yıldırım oldu.
Fenerbahçe’nin bu futbolu Manchester’a yeter mi? Onu perşembe günü göreceğiz. Ama şunu söyleyebiliriz, Fenerbahçe Manchester’daki gibi mahkum duruma düşmez. Fenerbahçe yavaş yavaş kendine geliyor.