Beden eğitimi öğretmeni tarafından keşfedildildiğini söyleyen ve İslam Oyunları’nda 2 altın, 1 gümüş madalya kazanan milli cimnastikçi Ferhat Arıcan yeni hedefini açıkladı: “Ben hep adım adım ilerlemek istiyorum. Avrupa ve dünya şampiyonaları ile olimpiyatta da altın madalya hayalim var.”

2008 yılında paralel aleti, 2013’te atlama masasında ve 2014 yılında Çin’de düzenlenen 45. Artistik Jimnastik Dünya Şampiyonası’nda gerçekleştirdiği 3 hareketi kendi adına tescillenen ilk sporcu olan milli cimnastikçi Ferhat Arıcan, Karar gazetesine konuştu. Akasya sohbetlerinde gençlerle buluşan Arıcan, Rio Olimpiyatları’nda yaşadığı şanssızlığı kırarak Kanada’da düzenlenecek Dünya Şampiyonası’nda madalyayı hedeflediğini söyledi.

-İslam Oyunları’nda kazandığın 2 altın ve 1 gümüş madalya ile başlasak…
Bizim için iyi bir basamak oldu İslam Oyunları ve takım halinde ilk madalyamız. 2020’de olimpiyatlara takım halinde gitmeyi hedefliyoruz. Artistik cimnastikte geçen yıl böyle bir hedefi sorsalar imkansız denirdi ama iyi bir jenerasyonumuz var. Olimpiyat oyunlarına cimnastikte takım halinde gitmek, güreşte şampiyon olmak kadar önemli bir şey.

-Ferhat Arıcan cimnastikle nasıl tanıştı?
Beden eğitimi öğretmenim tarafımdan şans eseri keşfedildim ve beni cimnastikle tanıştırdı. Ailem de çok destek oldu bu spora başlamamda. Hatta ailem benim için spor salonunun yanına taşınarak bütün hayatını değiştirdi. 14-15 yıldır spor yapıyorum. Okulda herkes ayakları üzerinde, ben ellerim üzerinde yürüyordum. Çılgın ve hiperaktif bir çocukluğum vardı diyebilirim. Evde tavanda hatta ayak izlerim oluyor ve misafirler bize geldiğinde ‘Ferhat kapıya çıktı mı?’ diye sorarak içeri giriyor.

-Cimnastikte ilkleri seninle yaşadık…
2008’de ‘Arıcan’ hareketini başlattım. Daha sonra 2010’da Gençlik Olimpiyatları’nda gümüş madalya kazandım. Olimpiyata ilk giden ve madalya alan sporcuyum. Daha sonra Akdeniz Oyunları’nda madalya aldım. 2013’de 2. hareketimi çıkardım. 2012’de 0,1 puanla Londra Olimpiyatı’nı kaçırdım, bu bana büyük bir ders oldu ve olgunlaştım. Her başarısızlıkta bir ders çıkarmak gerekiyor. Ondan sonra çok hırslandım ve başarılarım daha da arttı. 2014’de üçüncü hareketimi çıkardım ve dünyada en zor hareketler arasına girdi. Avrupa şampiyonasında final yetmemeye başladı. Rio Olimpiyatları’na giden ilk Türk cimnastikçi olmak da gerçekten çok gurur verici. Ancak orada büyük bir şanssızlık yaşadım. Olimpiyatlara gitmeden yapılan tahminlerde madalya alacak cimnastikçilerde birinci sıradaydım.

-Bu sende stres yarattı mı?
Rio’da yarışmaya çıktığımda hiçbir stres ve heyecanım yoktu. Olimpiyat oyunları benim için tamamen şanssızlıktı. Ne heyecan ne de teknik bir hatam vardı. Elimin kaymasıyla madalyayı kaçırdım. 2-3 ay kendime gelemedim, dünyam başıma yıkıldı. Aletten inince gülümser gibi yapınca herkes ‘Düştü ve güldü’ yorumları yaptı. Böyle bir şey olabilir mi?

-Altyapıya önem veren Altınordu Kulübü seninle birlikte cimnastik branşı açtı…
12-13 yıldır beni ben yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi sporcusuydum. Olimpiyattan sonra daha özel kulüplerle yola devam etmek için Altınordu’na transfer oldum. Altınordu Başkanı Mehmet Özkan’ın cimnastiği istemesinin bir nedeni de futbola da yararı olması. Altyapı olarak en iyi kulüp Altınordu ve hedefimiz cimnastikte en iyi altyapıyı burada da gerçekleştirmek.

-Önümüzde hangi şampiyonalar seni bekliyor?
Dünya Üniversite Oyunları var önümüzdeki ağustos ayında. En önemlisi ise Dünya Şampiyonası olacak ekim ayında Kanada Montreal’de. Olimpiyattan sonra şanssızlığı kırarak dünya şampiyonasında bir şeyler başarmak istiyorum.

-En büyük hayalin nedir?
Ben hep hedeflerimi basamak basamak çıkarttım. Önce kısa vadeli ondan sonra uzun vadeli düşünüyorum. Avrupa ve dünyayı alarak olimpiyatta altın madalyayı kazanmak istiyorum.

-Cimnastiğin Türkiye’de artıları ve eksileri neler?
2 sene önce sorsaydınız artısını sayamazdım ama şimdi çok bir eksiğini de sayamıyorum. Aniden gelişti, şu anda da büyük bir ivme kat ediyor. Federasyon başkanımızın cimnastikçi olması ve bizi anlamasıyla da etkili. Sporun en büyük arenası olimpiyatlar ve en çok izlenen branşları da artislik cimnastik, yüzme ve atletizm. Ben cimnastik yapıyorum dediğimde, ‘kaç tane barfiks çekiyorsun’ diye sorular duyuyorum. Hangi sporu yaptığımı merak ettiklerinde ‘cimnastik’ cevabını veriyorum bu sefer de ‘erkekler jimnastik yapıyor mu’ diyorlar. Cimnastiği ülkemizde yaymak için elimden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğim.

-Branşınızda en çok görülen sakatlıklar…
Cimnastiğin en büyük sorunu omuz ve bel sakatlığı. Benim 2008’de kolum kırılınca spor hayatımın bittiğini ve daha fazla yapamayacağımı söylediler. Sporda dönüm noktam bu sakatlık oldu. Hırsım ve çok çalışmamla bu başarıları elde ettim. 6 ay boyunca platin vardı kolumda. Ellerim ve kolumla ilgili hiçbir şey yapmadım. 7. ay ise platin çıktığı anda Türkiye şampiyonu oldum. Her olumsuzluktan bir ders çıkarmak gerekiyor. Mental olarak da çok iyi olmanız lazım.

-Sakatlığı önlemek için neler yapıyorsunuz?
Çok fazla kuvvetlendirme çalıştırması yapıyoruz. Esnekliğimizi çok iyi alıyoruz ki esneklikte sakatlık yaşamayalım. Belimizi, omzumuzu, bileğimizi her yerimizi çok kuvvetlendiriyoruz. Cimnastik ekip işi sadece antrenör değil. Fizyoterapist, masör, psikolog ve mentör çok önemli. (karar gazetesi – hakan akar)

Önceki İçerikSporun marka ismi için kötü haber… NTV Spor kapanıyor mu?
Sonraki İçerikArda Turan, Bilal Meşe’den önce bir gazeteciye daha saldırmış!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz